0.6

18 1 1
                                    


Ne demişti o öyle ya ! Bende senin gibi öpmeli miyim ne demek şimdi ? Öpeceksen öpsene be adam ! Ne soruyorsun . Öpülmeye o kadar da meraklı değilim canım da . Öpse fena olmazdı . Hızla kendimi Buğranın kollarından kurtardım . 

"Yani  gerek yok canım öyle durumlara deme .  Sonuçta birbirimizden uzak duracaktık . Hadi ama aşağı da bekliyorlar bizi . " Üstümü düzeltip gözlerimi o kaybolduğum kara gözlerine çıkardım .  Gömleğinin yakasını düzeltip kafasını bana çevirdim . 

" O uzak durma durumunu kim çıkardı acaba ?" dedi . Yani adam haklıydı ama . Ben de az dengesiz davranmıyordum ona karşı . Ne diyeceğimi bilemediğim  için ne yaptım kaçmayı seçtim merdivenlerden aşağı inmeye başladım . " Ne alaka canım benle . "diyerek hızla merdivenleri indim .

Dış kapıdan çıktığımda Parla , Burcunun etrafında dönüyor zıplıyordu . Bu enerji bir haftadır neredeydi ? Yani Buğra enerji açığa çıkarıcı mıydı neydi ? "Parla , tamam dönme artık ha ne dersin ?" dedim . Ay bu sıcaklıkla da ne ? Buğra hemen arkamdaydı ! Parla durunca arkamı döndüm .  Buğranın o yoğun bakan gözleriyle gözlerimiz kesişti . Bir şey anlatmak istiyordu bakışları sanki . Ama ben o bakışları okumak istemiyordum . İstiyordum ama önceliğim kendimi , anılarımı bulmaktı . Bu durumda hem Buğrayı hem kendimi kırıyordum . 

Ama önceliğim kendimdi . "Gitsek mi ? " dedim . Elini belime yasladı . " Hadi gidelim . " dedi . Sen beni sınıyor musun ya ?! Sen benim başıma bela mısın ya! Kendine gel , kendine . Yok böyle olmayacak . Hızla yürüyüp temasımızı kestim . 

"Parla hadi arabaya hadi .  Burcu sağ ol canım dodo bende . Sen eve geç istiyorsan geç oldu saat yarın dersin de var . " dedikten sonra dodoyu almıştım . Burcu sarılmıştı . Ceketini bağdaştırmış , servisle çocuğunu okula uğurlayan anne edasıyla kapıda otuz iki diş sırıtarak bekliyordu . 

 Arabaya bindim . Buğra , Parlayı arkaya oturtup kemerini bağladı .   Şoför koltuğuna oturduğunda ona baktığımı anlamasın diye gözlerimi çevirdim . Klimayı açmıştı direk . Ben bu adamın düşünceli hallerini severim ya . Aslında biraz beni beklese bizden olurdu ya .

Ben bu kendi kendine düşünme olayını çok abartıyordum . Yasak sana Deniz düşünmek !" Parla , ne yapmak istersin küçüğüm ? Nereye gidelim ?" diye sordu Buğra . Bende dikiz aynasına çevirdim bakışlarımı ama buradan göremedim .  Arkamı dönüp Parlaya baktım . " Evet,  Parla nereye gidelim ? Söyle Buğra abine ?"   dedim . İşaret parmağını çenesine koyup pat pat yapıyordu . Düşünüp durdu ama bir cevap bulamadı . " Parka gidelim !" dedi .

Yani öğlen ben bunu teklif etmiştim ama sanırım plan da Buğranın olmayışı onu mutsuz etmişti . Kafamı sallayıp önüme döndüm . Buğranın tepkisine bakmak için yan döndüm . "Gidiyoruz o zaman parka !" dedi . Ve  tek elle direksiyonu döndürdü . " Aslında üst sokakta vardı park . Yürüyerek gidebilirdik . Ama ben Parlanın parka gitmek isteyeceğini düşünemedim . Kusura bakma . " gözlerimi kaçırdım . Yük oluyorduk adama ya .

Buğra kısa bir bakış atıp önüne döndü . " Saçmalama Deniz . Ne kusuru ?" dedi . Kızmıştı sanırım  . Radyoda çalan şarkı dikkatimi çekmişti . Bakışlarımı Buğraya çevirdim . Sözleri nedense ona bakmak istetmişti bana . " Sen banasın  " dediği yerde Buğra mırıldanarak bana dönmüştü . Aman kalp vardı ben de ! Bu da kalpti be adam . Bakışlarımı  hızla çektim   çünkü daha fazla bakarsam ben bu adamın kollarına atlayacaktım  . Olmazdı ! 

" Üst sokaktakine gitmiyor muyuz ?" dedim . Şu aşka bulanmış havayı dağıtmak adına . "Yok ben orayı çocuklu arkadaşıma sordum güvenli değil dedi . Bir konum attı oradaki parka gidiyoruz  . Çok uzak değil varırız beş dakikaya ." dedi . Gözlerimi büyüttüm . Ne yani bu parkın ultra güvenliği mi vardı ?Park dediğin güvensiz olurdu . Ne kapar pimpirikli bir baba olurmuş Buğradan . 

TOZLU RAFLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin