Ne demişti o öyle ya ! Bende senin gibi öpmeli miyim ne demek şimdi ? Öpeceksen öpsene be adam ! Ne soruyorsun . Öpülmeye o kadar da meraklı değilim canım da . Öpse fena olmazdı . Hızla kendimi Buğranın kollarından kurtardım .
"Yani gerek yok canım öyle durumlara deme . Sonuçta birbirimizden uzak duracaktık . Hadi ama aşağı da bekliyorlar bizi . " Üstümü düzeltip gözlerimi o kaybolduğum kara gözlerine çıkardım . Gömleğinin yakasını düzeltip kafasını bana çevirdim .
" O uzak durma durumunu kim çıkardı acaba ?" dedi . Yani adam haklıydı ama . Ben de az dengesiz davranmıyordum ona karşı . Ne diyeceğimi bilemediğim için ne yaptım kaçmayı seçtim merdivenlerden aşağı inmeye başladım . " Ne alaka canım benle . "diyerek hızla merdivenleri indim .
Dış kapıdan çıktığımda Parla , Burcunun etrafında dönüyor zıplıyordu . Bu enerji bir haftadır neredeydi ? Yani Buğra enerji açığa çıkarıcı mıydı neydi ? "Parla , tamam dönme artık ha ne dersin ?" dedim . Ay bu sıcaklıkla da ne ? Buğra hemen arkamdaydı ! Parla durunca arkamı döndüm . Buğranın o yoğun bakan gözleriyle gözlerimiz kesişti . Bir şey anlatmak istiyordu bakışları sanki . Ama ben o bakışları okumak istemiyordum . İstiyordum ama önceliğim kendimi , anılarımı bulmaktı . Bu durumda hem Buğrayı hem kendimi kırıyordum .
Ama önceliğim kendimdi . "Gitsek mi ? " dedim . Elini belime yasladı . " Hadi gidelim . " dedi . Sen beni sınıyor musun ya ?! Sen benim başıma bela mısın ya! Kendine gel , kendine . Yok böyle olmayacak . Hızla yürüyüp temasımızı kestim .
"Parla hadi arabaya hadi . Burcu sağ ol canım dodo bende . Sen eve geç istiyorsan geç oldu saat yarın dersin de var . " dedikten sonra dodoyu almıştım . Burcu sarılmıştı . Ceketini bağdaştırmış , servisle çocuğunu okula uğurlayan anne edasıyla kapıda otuz iki diş sırıtarak bekliyordu .
Arabaya bindim . Buğra , Parlayı arkaya oturtup kemerini bağladı . Şoför koltuğuna oturduğunda ona baktığımı anlamasın diye gözlerimi çevirdim . Klimayı açmıştı direk . Ben bu adamın düşünceli hallerini severim ya . Aslında biraz beni beklese bizden olurdu ya .
Ben bu kendi kendine düşünme olayını çok abartıyordum . Yasak sana Deniz düşünmek !" Parla , ne yapmak istersin küçüğüm ? Nereye gidelim ?" diye sordu Buğra . Bende dikiz aynasına çevirdim bakışlarımı ama buradan göremedim . Arkamı dönüp Parlaya baktım . " Evet, Parla nereye gidelim ? Söyle Buğra abine ?" dedim . İşaret parmağını çenesine koyup pat pat yapıyordu . Düşünüp durdu ama bir cevap bulamadı . " Parka gidelim !" dedi .
Yani öğlen ben bunu teklif etmiştim ama sanırım plan da Buğranın olmayışı onu mutsuz etmişti . Kafamı sallayıp önüme döndüm . Buğranın tepkisine bakmak için yan döndüm . "Gidiyoruz o zaman parka !" dedi . Ve tek elle direksiyonu döndürdü . " Aslında üst sokakta vardı park . Yürüyerek gidebilirdik . Ama ben Parlanın parka gitmek isteyeceğini düşünemedim . Kusura bakma . " gözlerimi kaçırdım . Yük oluyorduk adama ya .
Buğra kısa bir bakış atıp önüne döndü . " Saçmalama Deniz . Ne kusuru ?" dedi . Kızmıştı sanırım . Radyoda çalan şarkı dikkatimi çekmişti . Bakışlarımı Buğraya çevirdim . Sözleri nedense ona bakmak istetmişti bana . " Sen banasın " dediği yerde Buğra mırıldanarak bana dönmüştü . Aman kalp vardı ben de ! Bu da kalpti be adam . Bakışlarımı hızla çektim çünkü daha fazla bakarsam ben bu adamın kollarına atlayacaktım . Olmazdı !
" Üst sokaktakine gitmiyor muyuz ?" dedim . Şu aşka bulanmış havayı dağıtmak adına . "Yok ben orayı çocuklu arkadaşıma sordum güvenli değil dedi . Bir konum attı oradaki parka gidiyoruz . Çok uzak değil varırız beş dakikaya ." dedi . Gözlerimi büyüttüm . Ne yani bu parkın ultra güvenliği mi vardı ?Park dediğin güvensiz olurdu . Ne kapar pimpirikli bir baba olurmuş Buğradan .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOZLU RAFLAR
RomanceKendini bile hatırlamayan hafızasını kaybetmiş bir anne ve kadının hayatının tozlu sayfalarını ayırmaya çalışan bir şefin aşk hikayesi... Deniz Tunç & Buğra Kayalar