Buğrayla Parla hala balkonda oturuyorlardı . Bir kere uğrayıp elimdeki buzu vermiştim . Şimdi de kahve yapıyorduk mutfakta Burcuyla . Her günüm aksiyonlu geçmeye devam ediyordu . Hayır merak ediyorum yarın ne olacaktı ?! " Eniştenin ki hazır götür istiyorsan Deniz" diyen Burcu ile yaslandığım tezgahla temasımı kesip kahve fincanını kaptım . Mutfaktan çıkmadan önce döndüm " Daha enişten değil ama olacak inşallah . " dedim çapkınca . " Ayyy manifestledim gitti !" dedi heyecanla .
Yüzümdeki saçma sırıtmayla hızla balkona geçtim . " İşte böyle koca adam . Sen soruyorsun bende cevaplıyorum . " diyen minik kızıma anlamsızca baktım . Neyi soruyordu ?
"Neyi soruyormuş bakalım ?" derken kahveyi masaya koydum . Masanın kenarına çöktüm . Buğra gülerek bakışlarını bana çevirdi. " Korsan repliklerini anlatıyordu da ezberlememi istedi ben de söz verdim onu konuşuyorduk . " kafamı anladığıma dair salladım .
Kahveyi masadan alıp bir yudum aldı . " Ellerine sağlık güzel olmuş kahve ." dedi. Yani şimdi ben yapamadım kahveyi ama ben yapmışım gibi gururla kabul etmek gelmedi değil içimden. Bakışlarımdaki garipliği ben bile hissediyorken hızla bakışlarımı kaçırdım .
"Ben yapmadım ki kahveyi ..." dedim çekinerek . Ay neye çekiniyorsun sanki , çorba bile yapamayacak beceriksizliktesin ! Buğra bir kahveye bir de bana baktı ."Yani hep içtiğim gibi bir farklılık yok kahve yani .. " olayı toplamaya çalışmasıyla artık bakışlarımı ona döndürdüm ve kıkırdamaya başladım .
Dumura uğramış bakışlarıyla beni süzdü . " Yani kazadan beri mutfağa girmem yasaklı .. bir kere gireyim yemek yapayım dedim ..onu bile beceremedim o yüzden Burcu can sağlığımız için uzak tutuyor beni . " Hem gülüp hem ona açıklama yapmakta zorlanmıştım. O da benimle gülmeye başladı .
"Normal , bir durum hatırlamıyorsun sonuçta . Mutfağa senin yerine ben girerim merak etme güzelim ." dedi hafif sırıtışı dudakların da göz kırpmıştı . Utançla kafamı eğdim ,yanaklarımda kızarmıştı kesin .
Burcu elindeki tepsiyle balkona gelince masadan kalkıp karşılıkla olan tekli sandalyelerden birine oturdum . Kahvemi elime alıp arkama yaslandım . Burcunun sesiyle kafamı kaldırdım .
" Buğra nasıl gidiyor işler falan ? Seninle ilgili dergileri en son bir ay önce okumuştum .."dedi. Buğra da bakışlarını minik kızımdan çekip Burcuya döndürdü. " Yani şu sıralar mekanımın tutması dışında çok gelişme yok . Üç ay önceki yarışmanın röportajları sayesinde dergilerde ismimi gördük . Mekana dışarı bölgelerden müşterilerin gelmesi de bu yüzden sanırım ." dedi Buğra .
İşiyle ilgili konuştuğu için ciddi duruyordu sanırım . Burcuyla Buğra 'nın iş konuşmaları sıkınca bakışlarımı Buğra ' nın kucağında oturan kızıma çevirdim . Uslu uslu oturmuş koca adamını izliyordu . Şimdi düşündüm de kazadan beri gözlemlediklerime göre Parla hiç kendi babasına böyle hayran bakmamıştı . Sonuçta kız çocukları hep babacı olur ama benim kızım babasına hiç bağlıymış gibi durmuyordu .
Babası konusunda yaralıydı benim kızım ... İlgisiz bir babanın bir kız çocuğunun kalbini ne kadar çok yakabileceğini anlayabilirdim sanırım . Evet benim babam ilgisiz değildi ama yoktu , yanımda değildi ben de en az kızım kadar o acıyı çektiğime eminim . O yüzden kızımı biraz da olsa anlıyordum .
Üstümdeki bakışları hissetmemek mümkün değildi. Kafamı kaldırıp o güzel gözleriyle bakıştım . Hep bakışlarımın en son adresiydi . Benim koca adamım ... Sıcak bakan zeytin gibi gözleri varken hiç kötü şeyler hissetmek gelmiyordu içimden . Ufak bir gülümseme bahşettim beni seven adama .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOZLU RAFLAR
RomanceKendini bile hatırlamayan hafızasını kaybetmiş bir anne ve kadının hayatının tozlu sayfalarını ayırmaya çalışan bir şefin aşk hikayesi... Deniz Tunç & Buğra Kayalar