"Bence ne söylediğini gayet iyi biliyorsun..." derken Hyunjin biraz daha yaklaşmıştı ki ikili artık nefeslerini birbirinin teninde hissediyordu. Yongbok'unki kesik kesik ve hızlıyken diğerininki derindi, sakindi.
"Hyunjin..."
"Efendim..."
Diğeri de fazlasıyla heyecanlıydı ama dışarıya belli etmiyordu. İlk gördüğü andan beri öpmek istediği kalp şeklindeki dudaklarla aralarında milimler kalmıştı.
"Öp beni..."
Aradaki mesafeyi kibarca kapatarak dudakların birbirine sürtünmesini sağlamışken fısıldarcasına konuştu. "Dışarıda olduğumuzun farkındasın değil mi..."
Yongbok dudaklarında hissettiği yumuşaklıkla sıcaklamıştı. Dayanamayıp ilk öpücüğü o bırakmıştı. "Bir şey olmaz, etrafta kimse yok..."
Hyunjin de tıpkı onun gibi minik ama uzun bir öpücük bıraktı. "Hmm..." diye mırıldanırken onaylayıcı bir sesi vardı. İkisi de sadece fotoğraflarla bile yükseldikleri dudaklara kavuşmuştu. Aynı anda bıraktıkları öpücükle gözleri kapanmıştı.
Hyunjin elini onun boynuna getirip okşarken dudaklarını araladı. Yongbok da yavaşça aralayıp alt dudağını dudakları arasına kıstırdı. Sakin ve yumuşak bir şekilde birbirilerinin dudaklarını emiyorlardı.
Kısa bir süreliğine ayırdıktan sonra ikisi de bakışlarda kaybolmuştu. Yeni keşfettikleri bu duygu akılları baştan almıştı, bu onların ilk öpücüğüydü.
Yongbok tamamen kendi olduğu şekilde hayata özgür bir adım atmıştı. Öbür taraftan Hyunjin de içindeki kimliği tamamen bulmuş gibiydi. "Baldudak..."
Aynı anda gülümseyip gözlerini kapattılar. Hyunjin Yongbok'un dolgun dudaklarını son kez içten bir şekilde emdikten sonra geri çekildi.
Tenleri yanıyordu, derin ve sesli bir nefes alıp ayrılmışlardı. Az önce yaşanan anlar gerçek gibi değildi. Yongbok başını Hyunjin'in omzuna yaslayınca iri olan da ona yaslandı.
Güneş bugünlüğüne vedalaşmak için ufuğa yaklaşmışken etraf pembe olmuştu. Bu ortam, bu duygular, bu sıcaklık, daha önce hiç görülmemiş bir rüya gibiydi.
Arada birbirlerine gerçekten kavuştuklarından emin olmak için kollarına dokunup yokluyorlardı, bu sırada başlarını birbirinden ayırmadan manzaranın tadını çıkartmışlardı.
🎭🎭🎭
Gün hızlıca geçmişti. İkisi de adamakıllı hiçbir şey yapamamıştı ve konuşmaya doyamamıştı. Maalesef ki çok geç olmadan Yongbok eve gitmeliydi.
"Görüşürüz baldudak."
"Görüşürüz sevgilim..."
Metro istasyonunda vedalaştıktan sonra minik beden ani bir hareketle arkasına dönüp onu bekleyen Hyunjin'in üstüne koştu ve kollarını boynuna sardı.
"Listede sarılmak da vardı!"
Onun çekici parfümüyle Yongbok'un tatlı kokusu birbirine harmanlanmıştı, iri olan dengede durabilmek adına eğilmiş ve miniğin beline sarılmıştı. Yongbok şu an sahip olduğu tek sevgi kaynağıydı, onu mutlulukla havaya kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tiktoker | Hyunlix +18
FanfictionYongbok ve Felix... Aynı bedende yaşayan iki farklı hayat. Lee Yongbok kendi halinde, sıradan, kısa saçlı, esmer bir gençken LixieFeLixie; 1 milyon takipçisiyle deli gibi paralar kazanan, herkesin arzuladığı, cilveli, feminen, sarışın bir tiktok fen...