ilk gün

27 1 8
                                    

Ben klara snape. Şuan 5 dakikadır banyodaki ayna ile bakışıyorum. 2 saat sonra hogwarst treni kalkacak ve benim ilk günüm olacak. En kötüsü binam seçilecek. Slytherin olmak zorundayım. Ya slytherin olmaz isem. Sanırım babam beni öldürür. Birden aşağıdan draco nun sesi geldi:

- klara 2 saattir ne yapıyorsun?

-6 dakika 36 saniye oldu!

-banane işte in aşağıya! Geç kalacağız

-öf... geliyorum be!

Ne yazıkki 6 dakika 51 saniyedir içinde bulunduğum kasvetli banyomdan çıkmak zorunda kaldım ve aşağıya indim. Dragon beni bekliyordu. Draco:

-neredesin sen?

-tuvaletteydim.

-uff hadi gidelim.

-Sen neden 2 haftadır benim evimdesin?

-sana yardımcı oluyorum bayan snape

- *homurdanır* hadi gidelim.

Draco ile dışarıya çıktık. Kasvetli malikanemin kapısını kilitledikten sonra son kez baktım:

-evim çok kasvetli draco

-Evet... bugün hava ne kadarda kasvetli deĝilmi klara?

İkimizde kıkırdadık. Bu arada kasvetli yi niye devamlı söylüyoruz diye sorarsanız, geçen hafta draco ile bir bulmaca çözüyorduk. Gerçi hepsini ben çözsemde. En son bir kelime kalmıştı. Onun için çok uğraştık ama bulamadık. Cevap anahtarına baktığımızda o kelime kasvetli imiş. Bizde esprisine devamlı kasvetli diyoruz.

Trene bindikten sonra draco:

- daha önce hogwarst a gelmişmiydin?

-evet... 4 yıl önce geldim-klara 11 yaşında- babamla beraber gelmiştim. Annem ilk öldüğü zamanlar...

-ah üzgünüm

-sorun değil...

Draco biraz utanmış görünüyordu. Benimde iyice keyfim kaçmıştı. Trenin koltuğunda yatmaya başladım. Zaten yorgundum. Bir de gidip kafamı bu şeylerle yormak istemezdim. Çok kasvetli hissediyordum. Yatarken sordum:

-hogwarst nasıl biryer?

- slytherin dışındakiler çöp. Özellikle gryffindor.

-nesi var gryffindor un?

- senin babana zorbalık yapanlar potterin babası idi. Haliyle onlarda gryffindor. Ve çoğunluğu bulanık yada yarı yarıya bulanık. Ayrıca o potter ve arkadaşlarıda garip tipler. Bir tane turunçgil var. Aşiret gibiler. Bi tane rudy diye bir herif var. Bom boş bi herif kendini zorba sanıyor. Zaten 1 yıl sınıfta kalmış. O kadar gerizekalı ki baban geçirmemiş

-sende bir zorbasın değilmi?

-onlar çok aptal. Sana bir tüyo vereyim asla gryffindor olma.

-neden?

- baban seni öldürür

-kes sesini ya

Dedikten sonra arkamı döndüm. Kompartıman baya sessizleşiti. Draco sessizliği bozdu:

- tamam be şaka yaptım. Kendini çok germene gerek yok ayrıca baban yanında.

-sanki babam beni seviyorda.

-bence seni seviyor.

-bak... Babam annem öldüğünden beri çok degişti. Sanki beni eskiden daha çok seviyordu. Şimdi ise her şeyimi kısıtlıyor ve karışıyor. "Onu yapamazsın bayan klara"," şuraya gidemezsin bayan klara","olmaz", "mümkünatı yok ".... gerçekten beni sevmiyor. Bazen gelip kafamı okşuyor sadece

-Benim babam hiçbirini yapmıyor.

Konuşmamayı tercih ettim. Konuşmakta istemiyordum zaten...

......

Bir gürültü ile uyandım. Neler oluyor. Draco kompartımanda deĝildi. Dışarıdan onun sesi geliyordu. Birileri ile kavga ediyordu sanki. Kompartımandan dışarıya çıktım. Draco ve kumral bir kız kavga ediyordu. Kumral kızın yanında turuncu saçlı,ve turkuaz ve yeşilimsi gözleri olan bir kız vardı. Kız ile göz göze geldik. Biz biririmiz ile bakışırken biryandan draco ve diğer kız kavga etmeye devam ediyordu. Draco:

-diğer arkadaşların artık sadece safkanlar ile takılması gerektiğini anlamış muggle çocuğu.

- ne dedin sen ?

- sana muggle çocuğu dedim hermonie granger

- Sen kendini ne sanıyorsun. Tamam anladık en safkan sensin.

Hermione son sözü sesi titreyerek söyledi. Ve koşarak uzaklaştı. Diğer turunculu kız.

- Sen tam bir aptalsın malfoy.

Bence bu sahnede ikisi birbirine aşık oldu. Neyse sonra o da uzaklaştı. Bende draco ya döndüm:

-aptal bu gün çok kasvetlisin

-Hadi ama

.........

Hogwarst merdivenlerinde yürüyordum birinci sınıf olduğum için draco ile ayrılmak zorunda kalmıştım. Mersin aşkına niye bu kadar stresliyim ben. Yemek salonuna girdiğimizde bir kol beni geriye doğru çekti. Kim olduğuna baktığımda o kişi babamdı. Babam:

- birazdan seçmen şapka sizi binalarınıza ayıracak. Slytherin çıkmak zorundasınn tamam'ı.

-tamam

Titreye titreye 1. Sınıfların masasına oturdum. Yanımda ne hikmetse orada ki turuncu saçlı kız duruyordu. Bana elini uzattı:

-ben alice potter

Potter ismini duyduktan sonra çok sinirlendim ve tiksinerek ona baktım.

-klara snape

Sonra kafamı başka yere çevirdim. Snape ismim duyulmuş olmalı ki bir an masada uğultu oldu. Masadaki ler bana garip garip bakıyorlardı. Alice de çok hoşlanmamıştı. Zaten onu ilk gördüğümde anlamıştım kötü biri olduğunu. Masadakiler garip garip bakınca tabiki biraz rahatsız oldum. Biraz gözlerim doldu. Merlin artık ben bir çocuk değilim! Bu olaylar yaşanırken McGonagall elindeki zile vurdu ve ince sesi ile sessizlik dedi. Dumbledore konuşmaya başladı. Heyecandan hiç bir kelimeyi anlamadım. Sonra bina seçme sırasına geldi. Birkaç kişinin ismi okunduktan sonra sıra bana geldi. Sâkin ol klara sadece hogwarst kaderin belirlenecek. Sandalyeye oturdum. Katur kutur parmaklarımı çıtlatıyordum. Seçmen şapka konuşmaya başladı:

- hmm... Bir Snape daha. Bir ravenclow kadar zeki ayrıca bir slytherin kadar da hırslı.... kararımı açıklıyorum: SLYTHERİN!

slytherin dediği anda gözlerim parladı. Çok mutlu olmuştum. Bir rahatlama geldi. Başımda aşağı soğuk sular serpildi sanki. Kalktığımda direk slytherin masasına koşup draco ya sarıldım:

-başardım draco... başardım.









klara snape: hogwarst da ilk seneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin