sırlar odası part 1

12 0 6
                                    

Alice ile profesör dumbledore un odasında yan yana dikiliyorduk. Ne için çağırıldığımız hakkında hiç bir fikrimiz yoktu. Sadece arada birbirimize bakışıp kaş göz yapıyorduk. Dumbledore aniden karşımıza beliriverdi. Bizimle biraz sohbet ettikten sonra konuya girdi. Alice ile benden sırlar odasını bulmamızı istiyormuş. Okulda her gizli odayı aramışlar ama bulamamışlar. Bizden de elimizden geldiği kadar bir şeyler yapmamızı istiyordu. Sonuçta her büyüğünün bakış açısı farklıdır öyle değilmi. Alice ve ben bu görevi kabul ettik ve odadan ayrıldık. Artık alicenin yanında dolaşırsam ve babam görürse bir şey olmaz. Çünkü dumbledore un görev verdiğini söylerim. Ayrıca dumbledore benim bu taşlaşma işinden etkilenmediğimi ve bu yüzden aliceye bir şey olursa benim korumam gerektiğini söyledi. Ben de aliceyi sinir etmek için "ben senin kaptanınım bana itaat et" gibi cümleler söylüyordum. Aslında insanları sinir etmeyi sevmem. Sadece bayan potter ile aramızın iyi olmasını istemiyorum. Çünkü o bir potter ve gryffindor. Üzgünüm ama bir snape ve slytherin olarak onunla yakınlaşamam. Bunu yapmak gerçekten canımı yakıyor. Özellikle harry ile aliceye. Cidden diğerleri umurumda değil. Hermione yada Ronald a gidip zorbalık yaparım, kötü sözlerde söylerim. Ama harry ye ve aliceye.... belki şimdilik aramı iyi tutmalıyız zaten eninde sonunda düşmanım olacaklar.....

Kütüphanede birlikte araştırma yapıyorduk. En sonunda yorulup ortak salona gideceğimi söyledim ve kütüphaneden çıktım. Binaya girdiğimde ortak salonda draco ve draconun karşısında crabbe ve goyle vardı. O iki tombula daha dikkatli baktığımda ise ne göreyim. Harry ve Ron! Gülesim geldi ama göz kırpıp merdivenlerden yukarıya çıktım. Odamın onunlayken eğilip onları izledim. Tanrım çok komiklerdi. Kesin iksirllerini hermione yapmıştı. Yani 1 aydır bunun için uğraşıyordu. Babam beni böyle görse herhalde tüm notlarımı yüksek yapardı. Çünkü son sınavdan oldukça düşük almıştım. Hermione yi sevmiyorum. Bana biraz itici geliyor. Bence Ravenclow olmalıydı. Zekası kendince fazla ve kibirli. Çok bilmiş.(kesinlikle kıskanmıyorum)

harry ve Ron hemen ortak salondan çıktılar. Cünkü dönüşuyorlardı. Gerçekten komikti. Draco bir anlam çıkaramadığı için bana taa aşağıdan bağırdı:

— hey alık! Gel ve bana su getir. Bu iki gerizekalı sinirimi bozdu.

Parmaklarımı çıtlattım. Sinirden kıpkırmızı olmuştum. Bir anda bağırdım:

—KENDIN AL

draco kafasını çevirip bana baktı ve bana dil çıkarıp orta parmak çekti. Hızla odama girip kapımı hızla kapattım.

Odamda ödevlerimi bitirdikten sonra biraz şu gizli odalar hakkında kitap okudum. Ne yazıkki bu gün ezberleyecek kadar kafam yok.

Birkaç gün sonra soluğu hastanede hermione nin başında almıştık. Tanrım artık çoğu kişi taşlaşmıştı ve aralarında tek bir slytherin bile yoktu....

Alice ile sabahın köründe yine hogwarst ' ın koridorlarında Alice duvarları elliyordu. En çok ta o olayların yaşandığı bölgelerde geziniyorduk. Ben genellikle şu 6. Hislerimi kullanarak aramaya çalışıyordum. Ama yok. Sanki birden kesilmişti güçlerim. Yada belki daha güçlü bir hissi algılamamı  azaltıyordu. Keşke atalarıma çekseydim dedim içimden. Alice birden duraksadı ve duvarı ittirmeye başladı. Gücü yetmeyince ben de ona katıldım. Duvarı var gücümüzle ittirdik. Duvar aniden açılınca Alice ve ben fırlatılmış sümük gibi yere yapıştık. Arkamızdan kapı kapanmıştı. Boruya benzer bir alanın içindeydik. Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Karanlıktaydık ve ben gereksiz bir şekilde aşırı fazla korkuyordum. Ne yapacaktım. Ya kimse bizi bulamaz ise.....  Bir anda ayağa kalkıp kapıyı yumruklamaya başladım. Avazım çıktığı kadar imdaatt diye bağırdım. Kimse yoktu. Alice ise bana bön bön yan gözler ile bakıyordu. O anki sinir ve korku ile Alice nin yakasına yapıştım:

Klara: Lanet misin? Bana öyel alık alık bakma! Gel ve kapıyı açmama yardım et!

Alice: korkak kedi! Aptalmısın oradan geri dönemeyiz.

Klara: Öleceğiz!

Alice: hayır
.
bu  konuşmadan sonra asam ile lumos büysü yapıp Alice den ayrıldım. Kahretsin neden çok stresli ve korkak bir insandım.

Yarım saattir merdiven iniyordum. İleriden bir çığlık sesi geldi. aliceye aitti. ALICE! diye bağırdım. Merdivenleri üçer beşer inmeye başladım. Hissediyordum Alice yi hissediyordum. Son 7 basamak kala merdivenden atladım ve asasını doğrulttum. Zangır zangır titriyordum. Herhangi bir şey yoktu. Alice kocaman ve kasvetli bir odanın ortasında dikiliyordu. Bir anda biri çıkıverdi karşısına. aliceye yaklaştım. Hala asasını önümde titrete titrete tutuyordum. Karşımıza çıkan kişi Tom marvolo riddle! Alice "onu tanıyor musun" Diye sordu ürkerek.

Klara: evet tanıyorum. Kendisi salazar slytherinin neslindendi.

Klara o anda bir anı gördü tomun anılarıydı. Klara çıkmayan sesi ile:

Klara: üzgünüm ama o voldemort.

Tom bu sefer benim karşım dikildi. Zihin yolu ile;

Bayan snape senin gelecekteki olayları bildiğini gördüm. Eminimki birkaç yıl sonra ki olayları çok iyi biliyorsundur. Rolün oldukça iyi merak etme. Savaşta özellikle seni ve draco yu en öne koyacağım. Tüm lanetleri kafana kazı. Özellikle 3 büyük laneti. Sana oldukça ihtiyacım olacak. Seninle bir anlaşma yapalım. Benim ajanım ol. Aynı baban gibi....

Klara: asla!...

Tom: o zaman şu iğrenç potterin abisine söyle kardeşine veda etmeli.....

Klara: asla böyle bir şeye izin vermem!

Tom çoktan aliceye doğru asasını doğrultmuştu. Alice cebini yokladı ama asası yoktu. Tom un elindeydi. Ne yapacağımı sorgulamadan alicenin önüne doğru atladım ve bir yandan atlarken sectumsempra büyüsünü yaptım. Ben tam sectumsempra yı yaparken oda aliceye doğru avada kedavra büyüsünü yaptı. Ben o sırada alicenin önüne atladığım için aliceye bir şey olamayacaktı. Ama kendimden emin değildim. Kim bilir belki son anımdı. Ne oldu bilmiyorum ama gözlerimi açtığımda sectumsempra tam Tom isabet etmişti ve Tom puf oluyordu. Onun yaptığı avada kedavra ise daha gücü yerinde olmadığı için hiçbir etki göstermemişti. Sadece expelliarmus yapılmış gibi sersemlemiş hissettim. Nedenini bilmiyorum ama bir anda gözlerim karardı ve geriye doğu düştüm. Aslında düştüm sayılmadı çünkü Alice beni çoktan tutmuştu.

İkimizde merdivenleri tırmanıyorduk. Benim tek yapmak istediğim ise odama gidip uyumaktı. Cidden ihtiyacım olan en büyük şey bu. Bu arada voldemort un anılarını gördüğümde mızmız myrtle ın lavobosunda bir anı gördüm. Sanırım sonraki durağımız lavabo idi...

Koridorda yürürken Alice ile konuşmaya başladık:

Alice: orada çok cesurdun

Klara: hiç olmadığım kadar. Atraksiyondan nefret ederim

Alice: belli. İlk girdiğimizde patlıcanlaştın.

Klara: biraz öyle oldu hehe

Soluğu lavaboda aldık.  8. Kere yüzümü yıkıyordum. Harry ve Ron tuvalete dalmıştı

(...)

Harry, Alice, ben, Ron ve karanlık sanatlar dersimize giren tipine uyuz olduğum, asla ismini hatırlayamadığım hoca ile kızlar tuvaletine dalmışlardı. Demin o 3 çü barbarlar gibi içeri daldığında bize basilisk adlı bir canavarın insanları taşlaştırdığını, hatta eğer gözlerinin içine canlı canlı bakınca öldürdüğünü söyledi. Hermione bunu bulmuş ama ne yazıkki sayfayı yırtıp harrylere getirirken taşlaşmış. Bu görevi profesöre vermişler. Ve o kesinlikle kendini öldürteceği için harry ve Ron gelmek için ona yalvarmış.

Harry ve mızmız myrtle biraz konuşmuşlardı. Harry biliyorum diye yanımıza geldi ve lavaboyu karıştırmaya geldi. Biraz inceledikten sonra burası dedi. Bir şeyler yaptı ve yapabo gümbür gümbür sallanarak açıldı. İçerisinde simsiyah bir boşluk vardı. Korku ile

Klara: ben hiçbir yere gitmiyorum

Alice: hadi ama hani sen beni koruyacaktın.

Klara: bence görevimi gayet iyice yerine getirdim.

Alice benim elimden tutup aşağıya sürükledi. Arkamızdandan diğerleri geliyordu. Ahhh yeter! İnanın tekrar o pisliği göresim yok ama hislerim bana çok yakın olduğunu söylüyor....










klara snape: hogwarst da ilk seneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin