klara snape: hogwarst da ilk sene

riley vs klara

Ben klara snape ve şu an kitap ezberliyorum. Hobim olduğunu söylemişmiydim. Aslında ezberliyemiyorum. Çünkü yan odadan birisi duvarları tekmeliyor. Kesin draco ismini unuttuğum o koca çocuklara yaptırıyor. En sonunda kalktım ve draco nun odasına gittim. İçeri gittiğimde tahmin ettiğim gibiydi. Sinirden kıpkırmızı olmuştum. Hızlıca draconun yakasına yapıştım. Koca çocuklar üstüme geliyordu ki draco eli ile dur işareti yaptı. Gözlerinin içine sinirle bakıyordum. O da benim gözlerimin içine bakıp pis pis sırıtıyordu. Sornasını tahmin edebilirsiniz. Daha bir gram kelime söylemeden birbirimize girdik. Ben yüzüne yumruklarımı savuruyordum. O da benim saçımı çekiyordu. Ne yazıkki benim gücümle onun gücü bir değil. O 2. Sınıfta olmasına rağmen oldukça uzundu. Bu sene baya uzamıştı. Ben ise 149 boyumla -evet 4 cm uzadım-  onu yumrukluyordum. En sonunda yorulunca kolunu ısırmaya karar verdim. Tüm dişlerimi geçirdim. Ufak çaplı bir çığlık attıktan sonra beni ayağı ile geriye tepti. Havaya uçmuştum. 

Draco: MAL

Klara: SALAK

draco: niye ısırıyorsun aptal snape!

Klara: duvarları tekmelediğin için!

Draco: gerizekalı, gerizekalı...

Draco ısırdığım yeri tutarak acı içerisinde kıvranıyordu. Hafif gözleri dolmuştu. Beni sormayın çünkü ben daha yeni dövüşmeye başladığımızda ağlıyordum. Sallana sallana ayağa kalktım. Karnıma doğru tekme atmıştı. Eğer kahvaltı etseydim tüm yediklerim ağzıma gelirdi. Masadaki bir adet elmayı onun kafasına attıktan sonra o daha bana bakıp kafasını kaldırmadan topukladım. Ha bu arada o iki koca çocuk çoktan kahvaltıya gitmişti. Draco eli ile git işareti yapmıştı. Bende kahvaltıya indim. Kitabımı yanıma almıştım. Hala ezberlemesi bitmemişti. Büyü kitaplarını ezberlemesi kolayda iş tiyatro oyunlarına gelince bence zordu. Romen ve juliet tiyatro oyununu ezberliyordum. Gelecekte lazım olur diye. Hehe anladınız😁

Kahvaltı da jane nin yanına oturdum. Midem bulanıyordu. Yediğim tekme yüzünden. Bir süre sonra draco da gelmişti. Oda masanın en uç noktasına oturdu. Buradan gördüğüm kadarı ile koluna peçete basmıştı. Yazık kafasına... kaşınırsan böyle olur. Gryffindor masasına baktım. Alice ve harry gerçekten iyi anlaşıyorlardı. Merlin biz neden böyleydik. Daha trendeyken sorun çıkarmaya başlamıştı. Ne garip biri.

Jane: klara neyin var? Neden üzgünsün?

Klara: draco ile kavga ettik.

Jane: onun kolunu–

Klara: oda bana tekme attı. ODAMI YUMRUKLAMASAYDI BOYLE ŞEYLER OLMAYACAKTI.

Jane: .... Ona bakma sen. Yemeğini ye.

Kafamı salladım. Yemeğimi yemeye başladım.

                               .....

Yemek faslı bitmeden önce dumbledore kısa bir konuşma yaptı.

Dumbledore: klara snape, riley hobbs, rudy hobbs, isa bennett ve son olarak alice potter. Kahvaltıdan sonra odamda olun.

Jane kulağıma fısıldadı,

Jane: neler oldu?

Klara: yok birşey. Sonra anlatırım.

Salonda bir hareketlenme oldu. Herkes birbirlerinin kulaklarına fısıldıyordu. Görünüşe göre kitabımı ezberliyemeyeceğim.

Koridorda dumbledore nin odasına doğru yürüyordum. Daha erkendi ama aç olmadığım için erken gitmeye karar verdim. Koridoru daha dönmeden tanıdık sesler duydum. Babam ve dumbledore konuşuyordu. Dinlemeye başladım.