1. Bölüm: Tüm bunlar gerçek mi?

94 6 0
                                    

Başladığınız tarih ve saati yazar mısınız? Bol bol sıkıcı bir bölüme hoş geldiniz. Asıl olaylar sonradan başlayacak umarım oy ve yorum atarsınız?

--------------------------

Alpaslan'ın kucağında ki çekirdek paketini alarak avucuma biraz daha doldurdum. Ayaklarımı uzattığım cardakta oturmuş masaya sabitledigimiz telefondan cennet mahallesi izliyorduk.

"ALP! Hadi sende maymun taklidi yap." Gülerek Alp'e baktığımda yüzünü burusturmus ciddi olup olmadığıma bakıyordu.

Gülmemden anlamış gibi kendide gülerek tekrardan telefona döndü. Çekirdek bittiğinde ayaklarımı yere indirip telefona yaklaştım. Tabi saniyesinde saçımdan hafifçe geriye doğru çekilmem bir olmuştu.

"Senin kafandan göremiyorum, koca kafa." Alp'in sözleri ile kaşlarımı çatıp kolunu cimcikledim.

"Seni öldürürüm, pis-lik" Telefonumun çalması iki saniye duraksamama neden olmuştu.

Telefonu cebimden çıkartıp arayan kisiye baktım. Ders manyağı arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim abi?"
"Alp ile parktayız, çardakta çekirdek kola yapıyoruz."
"10 dakikaya evdeyim? Tamamdır görüşürüz."

Alp ağzına bir cipsi daha atıp tek kaşını kaldırmış bana kafa sallıyordu. Abimin çağırdığını söyleyerek ayağa kalktım. Sarılarak vedalaşıp eve gittim. Cebimden anahtarları çıkarttığımda yerde ki iki çift fazla ayakkabı dikkatimi çekmişti. Babamın akrabalarıdır diyerek düşünmeyi bırakıp eve girdim. Gelen kişileri süzüp içeri ilerledim. Telefonumu masaya bırakıp hırkamı çıkarttım.

"Hos geldiniz. Ben ellerimi yıkayıp geleyim anne."

Annemin kafa onayını aldığımda lavaboya girip ellerimi yıkadım. Havluyla kuruladiktan sonra geri döndüm. Abimin yanına oturup gelen kişileri inceledim. Onlarda gözlerini bana çevirmiş yüzümü inceliyorlardi.

"O zaman yarın bekliyoruz sizi?"Adamin dediğiyle babam gülümseyerek kafasını salladı.

"Sabah 9 da oradayız."

50'lerinde olan adam bir iki dakika sonra ayaklanıp babama elini uzattı.
Aynı anda babamda ayaklandığı için elini tutup sıkarak kapıya kadar eşlik etmişti. Ben yerimden kalkmadan abimle beklemiştim.

"Mira gel sofrayı hazırlayalım."

Annemin sözleri ile yerimden kalkıp mutfağa girdim. Annem yemeklerin altını yaktığında bende sofrayı kurmaya başlamıştım. Hep birlikte sofraya oturduğumuzda çatalı alıp yemekle oynarken abime baktım.

"Gelenler kimdi? Beni çağırdınız bir şey demeden yemeğe oturduk?" Abim bekletmeden cevaplamıştı ama ilk yutkunuşu gözümden kaçmamıştı.

"Yemeğe çağırmıştım abicim."

Hıı, bende yedim ya şu an. Kafamı sallayarak tepki verip yemeği yemeden ayağa kalktım. Arıtmadan suyumu doldurup içtiğimde makineye bırakıp geri yerime geçtim. Annemin doldurduğu yemeği bitirip diğerleri de kalkınca sofrayı toparlamaya başladım. Son tabağı makineye koyarken elimden düşünce yerle birleştiği an parçalara ayrılması bir olmuştu. Annem gelip bir şey olup olmadığına bakarken bir şey dememiş toparlamaya başlamıştı. Babam ise geldiği gibi kolumu tutup sıkarak iteklemişti.

"Bu para öpücük ile mi geliyor, Asel?! Her gün bir sorun! Tabak tutmayı bile beceremiyor musun?!"

Ağzımı açacaktım ki yanağımın yana düşmesi ile tüm sözlerimi geri yuttum. Abimin onu tutup geri cekmesiyle koşarak odama çıktım. Yanağımı tutup hickirdigimda bu sefer ağlamadığımı fark ettim. Sadece ruhumun acısı vardı.

Asel/Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin