2. Bölüm: Kac abim vardı benim?

66 6 0
                                    

Tekrardan merhabaa. Bir kaç okuyucu olana ard arda bölüm atmayı düşünüyorum ki okuyucular artsın. Bende dahil insanlar beklemeyi sevmezler herhalde. Lütfen yorum yapıp oy verir misiniz?

Medya: Bora Kaya

-----------------

Araba sallanmayı bıraktığında anlamıştım eve geldiğimizi. Gözlerimi yavaşça açıp arabadan indim. Karşımda ki eve bakıp katlarını saydım. 4 kat? Biyolojik aile ilerlemeye başladığında onlarla ilerledim. Eve girdiklerinde ben kapıda kalmış siyah kapıyı izlemeye koyulmustum. Sanırım eve girmeye korkuyorum. Öz ailemdiler evet ama nasıl olduklarını bilmiyordum.

"Asel Mira gelsene canım?"

Yasemin Hanımın sözleri ile içeriye girip ayakkabılarımı çıkardım. Hala arkalarından ilerlerken salona geçip oturduklarında bende tekli koltuğa yerleştim.

"Anlıyoruz ki şu an üzerinde bir yorgunluk vardır? Okula da gitmedin. Dinlenmek istersin belki. Yasemin senin için bir oda hazırladı. Yeni kıyafetler yeni mobilyalar ama istersen eğer kendi eşyaların içinde yer var. Yasemin sana göstersin. Sonra hep birlikte oturalım?"

Yavuz Beyin benimle olan ilk konuşmasıydı. Ses tonundan anladığım kadarıyla gayet ılımlı ve nazik konuşuyordu. Gülümseyerek ayağa kalktığımda Yasemin Hanımı takip ederken son kez Yavuz Beye baktım.

"Teşekkür ederim."

Koridorun sonuna ilerlerken gördüğüm asansör ile şükredip Yasemin Hanımın arkasından bindim. 4 kat çık çık biter miydi? Asansör durduğunda inerek Yasemin hanımı takip ettim.

"Yağmurun odası da boşaltılmıştı. İstemeyecegini düşündüm ve başka bir şeye dönüştürdüm odayı. Rahat rahat kalabilirsin. Her şey yeni çarsaflarda dahil."

"Düşünmeniz yeterliydi Yasemin Hanım, teşekkür ederim."

Gözlerinde ki parlak ışık bir anlık sönse de sorun etmeyerek gülümsedi. O da biliyordu hemen herseyin duzelmeyecegini. Aslında uzun bir süre düzelmeyecekti. Bunun onlar da farkındaydı.

"Ben aşağıya ineyim sen rahatına bak, canım. Tekrardan aşağıya inersen seviniriz, aksam abilerin gelecek tanışırsınız."

Kafamı salladığımda odadan çıkmış ben ise kendimi yatağa atmıştım. Telefonu çıkartıp saate baktım. Saat 12 olmuştu. Alp'in şu an okulda olması gerekiyordu. Abimden gelen mesaja baktığımda halledeceğini söylemişti. Öpücüklü emoji yollayıp telefonu yatağa bıraktım. Ayağa kalkıp odada dolandım. Etrafı inceleyip çalışma masasına yaklaştım. Beyaz ve açık mavi renklerden oluşuyordu.

"Anlaşılan bu oda çok fazla kirlenecek.."

Diğer tarafa baktığımda küçük bir kitaplık ve salıncak tarzı bir hamak duruyordu. Sahi bunların adı ne? Çok fazla düşünmeyerek cama yaklaştım. Bir süre dışarıyı ve korumaları izleyip tekrar yatağa uzandım. Bu evde ne yapacaktım? Tüm düzenim birbirine girmişti. Nasıl geçecekti zaman?

Akşam altıya doğru aşağıya inmiş film izleyen Yasemin Hanım ve Yavuz Beyle ile selamlaşıp bende tekli koltuğa geçmiştim. Yaklaşık 10 dakika sonra zil çalmış Emine teyze yani evin yemeğinden ve işlerinden sorumlu olan abla kapıyı açmıştı. Kapıdan gülüşmeler gelirken koltuğa uzanmış olan Buğra koşarak kapıya gitmişti.

"Buğra kaç yaşına geldin hala kucağa atlıyorsun ha?" Dedigi şeyle bende gülümseyip yerde ki halinin desenleri ezberlemeye dinlemeye başladım.

Asel/Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin