3. Bölüm: Bu kadarı fazla değil mi?

93 9 0
                                    

Bir süre medyaya fotoğraf koyup daha sonra şarkı eklemeye başlarım diye düşünüyorum. Sahurdan sonra bölüm yazmak eğlenceli desem yoksa yorucu mu desem bilemedim çünkü şu an yeni kitabın heyecanı ile yazdığımdan sıkılmıyorum.. KWOOSKWPKDEOK.

Medya: Mert Kaya

-----------------

Sabah pazartesiden cumaya otomatik alarm kurulu olduğundan başımda susmak bilmeyen telefona uzandım. Telefonu bulamadığımdan gözlerimi aralayıp komidine baktım. Telefonu orada göremeyince sırtımda ki titreşimi fark edip yana kaydım. Çıkan telefonu kendi kendime göz devirerek elime aldım. Alarmı kapatıp instagrama girdim. Bir süre reelslarda gezinip daha sonra ayağa kalkıp odadan çıktım. Lavaboya girdiğimde ellerimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi firçalayıp odama döndüm. Kapıyı açtığımda bir çift mavi göz görmeyi beklemiyordum.

"Annem seni kahvaltıya çağırıyor." Evet, gelen kişi Buğraydı. Kafamı sallayıp odaya girdiğimde getirdiğim kolilerin önünde yere çöktüm. Okul kıyafetini içinden çıkartıp yatağımın üzerine bıraktım.

"Yemek yiyeceğimiz yer neredeydi? Mutfakta ve salonda mi?"

"Aynen, mutfak." Başka bir şey söylemeden çıktığında tek kaşımı kaldırıp tavrını düşündüm. 15 yaşında ki bir çocuk tarafından daha istenmiyor oluşum harikaydı değil mi?

Üzerimi değiştirip dağınık yatağımı toparladım. Kıyafetlerimi de odadan çıktığımda lavaboya ilerliyordum ki duraksadım. Bunları nasıl kirliye atacaktım ki? Kimisine bu düşündüğüm şey saçma gelebilir ama şu an takmıştım kafaya. Daha önce olan bir şey değildi. Odaya girip kıyafetleri dürüp yatağa bıraktım. Aşağıya indiğimde konuşma seslerinin olduğu tarafa yöneldim.

"Baba abimler gelince ne olacak? Bu tartışma daha çok büyüyecek biliyorsun değil mi?" Dün akşam Yasemin Hanım geldiğinde fotoğraflarını göstererek isimlerini tek tek söylemişti. Ne kadar gerek olmadığını söylesem de. Bunu söyleyen ise Burak'tı.

"Anneme benziyor ama değil mi? Kızıl saçları tam onu andırıyor." Bu ise doktor olandı. 3. çocuktu yanlış hatırlamıyorsam. Adı ise- Urazdi.

"Di mi Uraz? Bana benziyor, çok güzel." Yasemin Hanım sesinde ki gururla konuştuğunda daha fazla laf dinlememem gerektiğini düşünerek mutfağa girdim.

"Ama gözlerini benden almış değil mi?" derken mutfağa girmemle susup dudaklarını birbirine bastırması bir olmuştu. Bu haline gülerek en son sandalyeye yerleştim. Karşımda ki sandalye boş yanında ise Burak onun yanında Uraz oturuyordu. En son mutfağa Bartu girmiş yanıma oturmuştu. O kadar boş sandalye varken yanıma oturmasına göz devirip önüme bir iki şey alıp tabağıma doldurdum ardından yerlerine geri bıraktım.

"Asel Miray onlar az değil mi, canım?" Bunu evdeyken abimde çok söylerdi. Ki azda yesem sürekli yemek yediğim için sorun olmuyordu. Ağzımda ki salatalığın yedikten sonra Yasemin Hanım'a baktım.

"Olmaz anne yoksa kendini erkeklere nasıl beğendirecek?" Saka mıydı bu çocuk artık?

"Sen neden rahat duramıyorsun? Geldiğimiz bir kaç saatte gözüne mi battım hayırdır ne bu çekememezlik?" Bir de gelmiş yanıma oturmuştu. Derdi neydi?

"Bartu, dünden beri bir sorun bir tartışma. Yeter artık." Çatalımı masaya bırakıp ayağa kalktım.

"Afiyet olsun."

Mutfaktan çıktığımda geri asansöre binmiş odama çıkmıştım. Çantamı koliden çıkartıp kitaplarımı koydum. Astım spreyimi de cebime koyup cüzdanımı çantama attım. Aşağıya inip konuşulanları dinlemeden kapıya yönelip ayakkabılarımı giydim.

Asel/Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin