Yeni bir bölüme daha hos geldiniiz. Aslında bu bölümü dün yazıp atmayı planlıyordum ama dershane biraz fazla yoğundu atamadım. Uzatmadan okumaya gecelim. İyi okumalarr.
Medya: Burak Kaya
-------------------
"Yaşadığın şeyler mesela? Orada ki ailenden kopup geldin yanımıza. Bunun için ne kadar teşekkür etsek az. Biz seninle aile olmak istiyoruz." Ne demem gerekiyordu ki şimdi? Onu anlıyordum ama bu şekilde de baskı hissediyordum. Kafamı toparlamam için bana zaman vermeleri gerekiyordu.
"Bunlar zamana bırakmamız gereken şeyler, Yasemin Hanım."
"Haklısın heyecanımıza yenik düşüyoruz. Sen kendini sıkma olur mu?" Yerim ki ben senin kalbini ya.. Kafamı sallayarak onayladım. Önümde ki yemeği yiyerek bir yandan kafama takılan soruyu düşündüm. Bakışlarımı yemekten Yasemin Hanım'a çevirip aklımı kurcalayan soruyu dudaklarımdan çıkardım.
"Yağmuru 17 yıllık kızınızı nasıl bırakabildiniz? Zor olmadı mı?"
"Sen aileni nasıl bırakabildin?" Evet, kelimenin tam anlamıyla göt olmuştum. Kafamı eğip ekmekten bir ısırık daha aldım.
"Şöyle kısaca açıklayayım-"
"Ya da ailesine onu nasıl bıraktı? Ne kadar sevimsizse ailesi kurtulur gibi vermiş elimize." Mavi gözlü kumraldan kahve saça dönük olan yani Mert mutfağa söylenerek girdi. Tamam baska bir şey söylese bu kadar ağrıma gitmezdi ama direkt ailemden vurması güzel değildi.
"Sen benim ne yaşadığımdan neden gelmeyi kabul ettiğimden ne biliyorsun da hakkımda böyle bir imada bulunabiliyorsun?" Elimde ki çatalı sıkarak sakinlesmeye çalıştım. İnsanların böyle sonradan dahil olup hiç bir şey bilmeden konuşmalarına ön yargılı olmalarına uyuz oluyordum. Burakta mutfağa giriş yapınca- buyurun cenaze namazınaa. Birazdan selalarını okuyacaktım.
"Abimde ondan bahsediyor işte. İnsanlara ne yaşattıysan istememişler. Bilgin olsun diye söylüyorum bizde istemiyoruz."
"Bartu, Mert! Yeter! Ne yapıyorsunuz siz ya? Daha dün ne dedim ne konuştuk biz sizinle?!"
"Durun, Yasemin Hanım, durun. Dertleri neymiş konuşalım bir." Çatalı masaya bırakıp ayağa kalktım. Önlerinde durup yüzlerine baktım. Bu ne boy be! Hepsi mi uzun olur? Ah peder ah. Şu boydan azıcıkta bana verseydin.
"Bırak konuşsunlar anne. Belki bu kızda yaptığı hatayı anlar." Bora.. Seni ölsem unutmam olum. Seni var ya şişeye oturtucam olum! O yüzünü boyayıp korkunç ürkütücü halini barbie yapicam lan!
"Ne hata yapmışım ya ben! Kime ne zararım dokundu da böyle konuşuyorsunuz. Sanki 17 yılı çöp olan sizsiniz ben ağzınıza etmişim gibi davranıyorsunuz ya! Görende 3 yaşında çocuk sanar sizi!"
"Bora kardeşlerini al hemen dışarı. Çıkın mutfaktan. Size demiyor muyum susun diye!"
"Kendinizi yormayın Yasemin Hanım. Madem istiyorlar giderim bende." Mutfaktan çıkıp odama çıktım. Aslında gitmeyi planlamıyordum. Çünkü hala reşit sayılmadığım için beni pıtı pıtı geri alırlardı. Mahalleye abimin yanına gidecektim. Odaya girip siyah çantamı aldım. İçine bir iki eşya doldurup dolaptan seramik kumbaramı düzenli olarak para biriktiriyordum. Kırsam mı diye düşünürken yatağımın üzerine bırakıp çantayı koluma astım. Abim ödetmezdi zaten. Gitarımı da alıp aşağıya indim. Kapıda ayakkabılarımı giymeye başladım.
"Gidiyor musun?" Ah, Buğra ah.. Bir de tatlı demiştim sana. Yüz üstü bıraktın beni çocuğum.
"Evet? Sevinin işte."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asel/Gerçek Ailem
ChickLitÖn yargılar ile dolu bir abi takımı ve onlara katlanmaya çalışan bir Asel Mira. 17 yıllık hayatım alt üst oluyor ve hiç bir şey yapamıyorum.