Hastaneye geldiğimde saat çoktan sekizi geçmişti. Çok geç kaldım ya. Hızlıca arabayı park edip hastane binasına girdim.
Koşar adımlarla danışmandan müdürün odasının yerini öğrenip odaya doğru koştum. Müdür en üst katta kalıyordu. Üşenme de oraya çık.
Hızlıca asansöre bindim. En azında asansör bu kattaydı ve boştu.
Müdürün odasına geldiğimde kapıyı kibarca tıklattım. "Gir" komutunu duyunca hemen içeri girdim.
"Müdürüm, üzgünüm ilk günden geç kaldım."
"Nedenini öğrenebilir miyim?"
"Yolda ufak bir kaza geçirdim ancak bende bir problem yok. Sadece araba biraz hasar aldı o kadar." Ya kızım salak mısın sana durumunu mu sordu niye söylüyorsun. Tam bir aptalım ben yaa.
"Sizde bir problem yoksa sorun yok. Sadece bir dahakine biraz daha dikkatli olalım." Bu yaşlı müdür çok kibar.
"Tabii, teşekkürler müdürüm. O zaman izninizle ben işime döneyim olur mu?"
"Tamam, çıkabilirsiniz."
Fazla uzatmadan hemen odadan kaçtım. Allahtan müdür kızmadı. Kadın giyinme odasına gidip önlüğümü giyindim. Baya da yakıştı haaa.
Ben aynada kendime bakarken bir anons duyuldu.
"Doktor Açelya Demir, ameliyathaneye bekleniyorsunuz." İlk günden ameliyat. Bildiğim kadarıyla bu hastanede yeteri kadar cerrah yokmuş.
Hemen soyunma odasından çıkıp ameliyathaneye doğru koştum. Üzerimde derin bir tedirginlik vardı. Ne yani, korkuyor muydum ben şimdi? Bu zamana kadar her şeye katlanmış, onca şiddete ve yalnızlıkla başa çıkan ben sadece bir ameliyattan mı korkuyordum yani? Saçmalık.
Kafamı iki yana hızlıca salladım. Kalbimin atış hızını sakinleştirdim ve ameliyathaneye giriş yaptım. Herkes çoktan ameliyat kıyafetlerini giyinmişti. Bende hızlıca hazırlanıp diğerlerine katıldım.
Ameliyat berbat durumda ilerliyordu.
"Hastayı kaybetmek üzereyiz."
"Kanamayı durduramıyorum."
"Hasta iç kanama geçiriyor."
"Nabzı atmıyor, her şey bitti."
"Yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Ölüm saatini vermeliyiz." bu sözler beni parçalamıştı resmen. Bu kadar çabuk vazgeçemezdik. Ameliyatın ikinci saatindeydik ve hastayı kaybetmiştik. "Ama...Bu kadar çabuk vazgeçemeyiz, değil mi?"
"Vazgeçmek zorundayız, çoktan nabzı durdu. Ölüm saati: 09:56." ameliyat bitmişti. İlk ameliyatım başarısız oldu, hastayı kaybettik.
Berbat hissediyorum. İşe yaramaz aptalın tekiymiş gibi hissediyorum. O anlık gözyaşlarıma hakim olamadım. Ancak profesör benim aksime soğukkanlıydı. Elini omzuma koydu.
"Açelya, bu ameliyatta başarısız olmak senin suçun değildi. Hasta bize geldiğinde zaten son nefesini vermek üzereydi. Şimdi toparla kendini ve hasta yakınlarına ölüm haberini ver."
"Ben mi vereceğim? Ama ne diyeceğimi bilmiyorum..."
"Olabildiğince kibar ve soğukkanlı olmalısın. Şu anda ameliyathanenin çıkış kapısında haber bekliyorlar. Çabuk ol."
"T-Tamam." istemesem de kabul etmek zorundaydım.
Ameliyat kıyafetlerini hızlıca çıkarttım. El yıkama yerine gidip ellerimi iyice yıkadım ve dezenfekte ettim. Önlüğümü giyinip hasta yakınlarının yanına gittim.
![](https://img.wattpad.com/cover/364897672-288-k506814.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvarları Aşma
Ficção AdolescenteHenüz daha 5 yaşındayken babasını trafik kazasında Kaybeden Açelya bu koca dünyada annesiyle birlikte yalnız kalmıştı. Açelyanın aksine annesinin yalnızlığı o kadar uzun sürmemişti ve Açelya 6 yaşına geldiğinde annesi evlenmişti. Ancak annesinin ev...