ʟᴜısıɴ sᴀɴᴀ ᴠᴇʀᴅıɢı ᴅᴇɢᴇʀı ʟᴇᴏɴ ᴠᴇʀᴇʙɪʟᴇᴄᴇᴋ ᴍı?

216 21 60
                                    

"Tamam, birileri sinirlenmeden doğruları söyleyeyim o zaman.. Sen ne zamandan beri bu kadar ateşlisin?"

Onu dediği an kalbin acıyordu, sanki senin için yaratılmış ve bu duyguları sende uyandırmaya programlanmıştı.

Onunla zaman geçirdikçe daha iyi anlıyordun ona olan sevgini. Her şey her an sana olan hislerini daha da derinleştiriyordu. O anı yaşamak, onunla konuşmak, her şeyin daha iyi hissettirdiğini biliyordun. Bu hislerle sen de onun için aynısını hissediyordun, bu kadar çok bağlanmıştın. O an senin için her şey olmuştu.

Bir şeylerde değişmiş gibiydi, onun bakışında sevecenlik vardı. Onu izlerken kalbin acımıyordu artık, o seni neşelendiren biriydi. Öyle olunca da onu daha fazla yakalamak istedin. Yavaş yavaş seni sevmeye başladığını hissedebiliyordun..

O an bir an önce sana karşı gelmesini istiyorsun gibiydi.
Belki hâlâ mesafeli olmaya çalışıyordu, belki de hissettiklerini sana karşı söylemekten korkuyordu. Ancak yine de onu hissettiğini bildiğini biliyordun.

Sonuçta siz hislere inanıyordunuz, hissetmek için sözler değil, düşüncelerdi önemli olan. Birlikte geçirdiğimiz her an bunu daha da güçlendiriyordu ve emin ol biliyorum ki o da seni hissetti.

Artık düşüncende sadece o vardı. Onunla bir an önce olabilmeyi her şeyden daha çok istiyordun. O anı yaşamak için o kadar çaresizdin ki konuşmaya başlamak istiyordun ağzından çıkmak istedi ona olan sevgin ama hissettiklerini anlatmak çok zordu..

Ona olan yakınlığına dayanamamışsın gibiydi. Onun kokusunu içine çekiyordun ve ne zaman o kokuyu hissetse kıpkırmızı olduğunu hissediyordun, sanki bir domatesten daha kırmızıydın. Biliyordun ki o da senin hissettiklerini anlıyordu, hissediyordu. Birlikte olduğunuzda böyle hissediyordun, onun kokusuyla sarhoş oluyordun..

Kalbin çok hızlı atıyordu. Onunla yakınlaşırken hissettiğin yoğun duygular seni şaşırtmıştı. Onu daha da yakına çekmiştin ve şimdi dudaklarımız çok yakındı. O anki hislerini kontrol edemiyor gibiydin, sanki her şeye gözün kapalı atlıyordun. Onu öpmek istiyordun ama çok mu ani olur, bilmiyordun. Acaba doğru şey mıydı?
Hisslerin o kadar yoğundu ki ne yapacağımı bilmiyordun. Acaba doğru mu yapacaktın? Öpmek mi istiyordun? Onu bu duruma getirmeli miydin? Onun ne cevap vereceğini merak ediyordun, belki de reddedecekti.

Daha da düşünemezdin ona adım atmalıydın yada geri adım atmalıydın..

Ve 3. Kez düşüncelerini yıkıp geçti;

"Eh.. şuan bir domatesten daha kırmızı olduğunu düşünüyorum..."

N-ne? Kırmızıydın.. ve o artık bununla dalga geçecekti o seni sevmiyordu o seninle oynuyordu.. o Ashley'i seviyordu hayır şimdi ne olacaktı-

"Kızarınca daha güzel oluyorsun.."

Elini senin kıvrımlı beline doladı ve seni kendine çekti şimdi burunlarınız değecek gibiydi hepsi bir rüya gibiydi sabah uyanacak ve hepsini unutucaktın..

"B-ben, gitmeliyim.."

Şimdi kaçan sendin onu itip karavana çıktın. Her şey çok ani gelişmişti, ona karşı hislerin olduğunu düşünmüyordun ama artık emindin ona aşıktın hemde sırılsıklam...

"A-ashley!?"

***

Karavana ilk adım attığında göz yaşlarını silen Ashley'i görüyorsun yüzündeki mutsuzluğu hissediyorsun.

ʀᴇsɪᴅᴇɴᴛ ᴇᴠɪʟ 4 ᴀɴᴅ ʏ/ɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin