16 Ocak 2021
Sabah uyuyamadım. Nedense içimde bir heyecan kıpırtısı vardı. İçten içe düşünüyordum. Sonra biranda gülümsediğimi farkettim. İnsanlar nasıl ufacık şeylerden mutlu olabiliyordu ? Ben böyle biri miydim? Bunu hiçbir zaman farketmemiştim. Hemen yüzümü değiştirdim. "Aysu,sen salak mısın? Kendine gel." Birkaç dakika sonra Nazlı'nın telefonda biriyle mesajlaştığını gördüm. Yemekhanede ki saçma sapan tavırlarının bir açıklaması olmalıydı. Hemen koştum ve yanına çıktım. Elindeki telefonu benim gelmemle kapattı. Kaşlarımı çattım. Neden böyle yapmıştı şimdi bu?-Benden mi saklıyorsun?
-Hayır,hayır yani ben şey saklama-
-Peki,sen bilirsin.
Dediğim an;
-Tamam! Tamam... Şeyle konuşuyorum...
-Kiminle Nazlı?
-Kuzey'le.
-Ee,bunu benden niye saklıyorsun?
-Karşı gelirsin sandım. Bizden daha disiplinlisin.
-Bula bula bu bahaneyi mi buldun gerçekten? Nazlı,sen benim arkadaşımsın. Senin fikirlerin de benim için çok önemli. Neden benden çekiniyorsun?
-Özür dilerim böyle düşündürmek istememiştim.
Hiçbir şey demeden ranzadan indim ve üstümü giyinip kapıdan çıktım. Kapıyı kapatıp odadaki mevzuyu odada kapatma kararı aldım. İşimi olumsuz etkileyebilirdi. Koridora geçip dışarıya çıktım. Sıraya dizildim. Yanıma Nazlı geldi;
-Ben gerçekten...
-Sırası değil,unuttum bile. İşine odaklan.
Yanağıma küçük bir öpücük kondurup geri yerine çekildi. Sırada beklemeye başladık. 2 Komutan gelip sertçe olayları anlatmaya başladı.
-Nöbetçi askerler nöbetlerini tutarken 3 jip görmüşler. Yerlerini tespit ettik. Çatışma sizleri bekliyor. Görelim sizleri!
-SAĞOL!
Hemen acele ile gideceğimiz yere doğru yola koyulduk. Size kimin hangi alanda usta olduğunu söylememiştim sanırım...
Kuzey:Ne kadar komik,neşeli ve güleryüzlü olsa da silahı ile baş başayken ondan korkulur. Kendisi keskin nişancıdır. Hemen bir yere geçer ve orada yapacağını yapar.
Nazlı:Bombalar ile arası çok iyidir. Bir bombanın nasıl imha edilmesi,nasıl kullanılması gerektiğini iyi bilir. Onun dışında çatışmacıdır.
Huzeyfe,Asaf ve ben silahımıza güveniriz. Şuanlık size bu kadar bilgi yeter konumuza geri dönebiliriz.
Uzun bir yolculuktan sonra istediğimiz yerdeydik. Hemen sert bir çatışmanın ortasında bulmuştuk kendimizi. Odaklanmam gerekti. Odaklanmak... Kendime gelmem lazımdı. Silkelenmem,eski Aysu'nun geri dönmesi lazımdı... Sılahımın kabzasını düzgünce otutturduktan sonra nişan kısmına baktım. 2 kişiyi etkisiz hale getirip şarjör değiştirmem gerektiğini anlayıp şarjör takmaya başladım. Arkamı dönmemle birlikte biri beni yere yatırdı. Bu kadar yakınımıza nasıl gelmeyi başarmıştı? Hemen beni boğazımdan tutmaya başladı. Normaldi. Başka hiçbir şekilde başa çıkmazdı. Ellerimi karların arasından kaldırıp teröristin göz kapaklarına baskı uyguladım. Bağırdı... Uyguladığım baskıyla beraber kendini çekti. Fırsattan istifade hemen cebimdeki falçatayla kalbine keskin bıçağı sapladım. Vakit kaybetmiştim,hemde fazlasıyla... Etrafıma bakındım. Benim olduğum cephedeki 2-3 kişiyi Kuzey halletti. Sebepsizce arkamı dönme dürtüsüyle karşı karşıya geldim. Nazlı elindeki bombanın pinini çekip karşı tarafa attı. Sonra kafamı sol tarafa çevirdim. Huzeyfe'nin iki kişi ile boğcalaştığını gördüm. Yanına gitmem lazımdı çünkü zor durumdaydı. Silahımı alarak koşmaya başladım ve birini silahımla diğerini ise malum ünlü kabzamla ensesine geçirdim. Nefes nefese kalmıştı. Elimi uzattım,tuttu. Arkama bakmadan koşmaya başladım. Aynı kaos aynı görüntü hâlâ yerindeydi. Yerime geçip devam ettim...
Aradan geçen 30 dakika boyunca bu böyle devam etti. Silah sesleri heryerde yankılanıyordu. Çatışmanın geri kalanında küçük bir çığlık duydum. Sessiz ama acı veren bir sesti. Ses Betül'e aitti. Bu yardım işlerinde genellikle iyi olan ben ve Betül idik. Yanına gittim. Zaten çokta bir mesafe yoktu aramızda. Kollarının altından tutup tek hamlede kaldırdım. Yanımda hiçbir şey yoktu bu yüzden çok fazla yardım edemezdim. Yarası fazlasıyla kanıyordu. Boynumda asılı ipiliği çıkarıp,yarasının üstüne bağladım. Sertçe sıkıp Betül'e baktım. Sadece bana bakıp teşekkür mabında başını salladı.-Biraz daha dayan iyi olacaksın.
Betül'ün yanında çatışmayı sürdürmek durumunda kaldım. Zaten işimiz bitmek üzereydi.
Geride bıraktığımız 15 dakika içerisinde her şeyi hallettik. Acil bir şekilde yaralı olanlarımızı arabaya bindirdik. Onlar arabayla hızlıca giderken bizde yürümek durumunda kalarak, gelinlik giymiş dağların üstünde koğuşun yolunu tuttuk.
2 saat geçmişti ve hava buz gibi olmuştu. Artık hem gücümüz tükenmiş hem de acıkmıştık. Zaten yarım saatlik bir yolumuz kalmıştı ama bu şekilde devam etmemiz imkânsızdı. Ateşimizi yakıp elimizdeki ekmek aralarını yemeye koyulduk. Açlıktan mı bilmem ama ekmek araları şu 24 senelik hayatımın en iyi ekmek arasıydı. Neyse... Konumuza dönebiliriz. Yemekleri büyük bir iştahla midenize indirdikten sonra tekrardan yola koyulduk.En sonunda koğuşa varmıştık vücudumda artık yorgunluğa dair bir şey hissetmiyordum çünkü bu duruma hepimizin bünyesi alışmıştı. Yorgun olsak dahi farketmiyordum ama kendimi yatağa atınca yorgunluk beynimi sarsacak şekilde aktifleşip beni etkisiz hale getiriyordu ki gene öyle olmuştu. Yatakta uzanırken son kez telefonuma bakarken "PATLAYAN BOMBALAR💣" grubuna 2 mesaj gelmişti. Merak edip gruba girdim:
"********** Numaralı kişi gruba eklendi."
Asaf: Yarın sabah acil bir görüşme olacakmış hazır olun.
Mesajı Nazlı'ya göstererek kaşlarımı çattım;
-Merak etme her zaman ki konuşmalardan biridir. Hadi uyuyalım artık yarın erken kalkacağız.
-"Tamam iyi geceler." Diyerek arkamı döndüm. Yatmadan önce rehberimde kayıtlı olmayan kişiyi "Huzeyfe" şeklinde kaydederek uykuya daldım...
=BÖLÜM SONU=
3. Bölümü umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Öbür bölümleri artık daha hızlı atmaya çalışacağım. İyi okumalar. 💗💫