Hava çok mu soğuk ne...
Yine psikopat takipçim beni izliyor. Belki onu hiç görmedim ama orada olduğunu biliyorum. 6. duyu organım ile iç sesim high five yaptılar. Ah, şu takipçimi bir görsem... Tabiki de kasıklarına tekmeye geçiriceğim, ne zannettiniz?Ehehehehe, içimdeki asi kız konuşuyor.
Ellerim titriyor ama daha çok burnum . Kendimi bildiğim bileli üşüyince burnum titrer. Hatta bi kere burnumun titremesini durdurmak için üstüne kaynar çay dökmüştüm. Burnumda birinci dereceden yanık oluşmuştu ve 2 ay boyunca sargıda kalmıştı. Şimdi farkına vardım da küçükken de çok salakmışım.
Oh, my Tanrım!
Bir High School Musical okulu kadar olmasada bu okul İstanbul'da Hacı Mehmet Anadolu Lise'nde okuyan biri olarak bana aşırı fazlaydı.
Wowowow, haram. Okulun kocaman bir bahçesi ve etraftaki kırmızı çardaklarda puflar vardı. Bu okul Tumblr'den mi fırlamıştı? Okulun üstündeki yazıyı okumak isteği ile yanıp tutuşurken hayal kırıklığına uğradım.
"Bulut Koleji"
Bulut, Bulut, Bulut. İlk öpücüğümü çalan, kendimden bile çok sevdiğim ancak uzak mesafe ilişkilerinin yürümediğini düşündüğü için beni terkeden eski sevgilim. Ona aşık olduğumu zannetmiştim ama...Annemin ölümüyle aynı tarihe geldiği için ağlama krizi geçirdim ve nefessiz kaldığımdan neredeyse ölüyordum.
Müdürün odasına girmeden önce kapıyı tıklattım. Kapı galiba meşe ağacından yapılmıştı ve çalındığında boğuk sesler çıkarıyordu. Yeni bir macera başlarken benim tek yaptığım oturup çekirdek çitlemekti.
---
İçeriden gelen tok sesle irkildim. Ne zamandan beri dikiliyordum burada?
İçeri girdim.
Önümde, oturduğu sandalyeye yaslanmış genç bir müdür duruyordu. Yeşil ceketiyle çok fit duruyordu. Tesadüfe bak! O da bir yeşil ceketliydi ve yeni hayatıma yine bir yeşil ceketliyle başlamıştım.
" Merhaba, Mavi. Ben de seni bekliyordum. Senin gibi notları yüksek bir öğrenciyi burada görmek çok güzel.
Mmm, sınıfın 11/E . Hızlı davranırsan derse geç kalmamış sayılırsın." dedi ve önündeki dosyalara geri döndü.Okul gerçekten çok büyüktü. Önüme gelen ilk kişiye 11 / E nin nerede olduğunu soracaktım. Gözüme kestirdiğim bir taş çocuğa 11 / E ' nin yerini sordum. Bana müthiş bir gülümseme atıp, " Karşı binada fıstık. " dedi.
" Sen kime fıstık diyorsun, sence ben ordan çerez gibi mi duruyorum? " dedim müthiş mallık yeteniğimi kullanarak.
" Seni sevdim küçük kız, hadi şimdi bak işine. "
Pislik, ego yığını, mal. Bu çocuk kendini ne zannediyor?
" Sen karşıma çıkmasaydın zaten işime bakacaktım Bay Benim Adım Ego." dedim.
Beni duvara çarptı ve " Ne dedin sen dedi. "Ehehe, galiba belaya bulaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Ceketli
Teen FictionSoğuktu, çok soğuk. Tanrım, neden biri beni izliyormuş gibi hissediyorum? Yaşadıklarım yetmez mi? Bir tane daha yeşil ceketliye dayanamam. O kadar güçlü değilim ben! Hey, yeşil ceketlinin o olduğunu nereden çıkardım ki ben? Daha düz yolda yürüyeme...