I'm A Barbie Girl!

161 19 12
                                    

Sabah erkenden uyaninca Özgür uyanmadan giyineyim düşüncesiyle banyoya koştum. Üstümü giyinip hafif bir makyaj yaptıktan sonra banyodan çıktım.
Ohooo, bu hala uyuyor mu?
Telefonumdan Fall Out Boy-Hum Hallelujah şarkısını açtım ve telefonun sesi sonuna kadar açık olmasına rağmen Özgür ün kulağına iyice yaklaştırdim. Özgür, şarkının hızlı ritmiyle yatağında zıplayınca kahkaha attım.
"Manyak mısın Rüya!" diye bağrınca başımı geriye atıp kahkaha patlattım.
"Vaayy, adımı hatırladın!" Dedim imalı bir sesle.
"Adını öğreneli çok oldu. Kapat şu müziği!"
"Nah kapatırım! Dün bedeller bedeller diye ağzıma sıçtın! "
"Eger o müziği kaoatmazsan bir bedel daha ödetirim. " dediğinde hemen müziği kapattım.
Özgür ayağa kalktı ve keyifle bana bakarak gülümsedi. "Sen bugün Yonca'dan Özür dileyecektin, di mi? "
Alayla gülümsedim. "Yoo. Hiç hatırlamıyorum. "
Kafasını sallayarak "Öyle olsun." dedi.
Kaşlarımı çattım. "Yani hiç bir şey yapmayacak mısın? "
Dudak büzdü. "Yoo." Sonra eline aldığı kıyafetlerle beraber banyoya doğru yol alırken "Senin zaten bana işin düşer. " dedi ve banyoya girdi.
Kapıyı kapatınca taklidini yaptım ve dil çıkardım.
Özgür de hazırlanınca beraber okula gittik. Ceyhun'un asık suratını görünce yanıma gittim. Elimi daha fazla uzaklaşnasını engellemek için göğüsüne koydum. "Ceyhun..."
Ela gözleriyle bana baktı. "Ne?"
Zorlukla yutkundum. "Özür dilerim. "
Dudakları biraz alayla biraz da acıyla yukarı kıvrıldı. "Ne için? Beni rezil ettiğin için mi?"
Elimi alnıma koyup saçlarımı arkaya ittim. "Cidden Üzgünüm. Amacım kesinlikle seni incitmek değildi. Ben... Yonca'ya karşı içimde öyle büyük bir öfke besledim ki tek düşündüğüm şey onu yenmekti. Senin bu kadar üzüleceğini cidden bilmiyordum. "
"Rüya," dedi ve duraksadı. "Cidden, bir işe kalkışmadan önce üzülme olasılığı olan herkesi düşün." Dedi ve yürümeye başladı. Peşinden gitmek istesem de söyleyecek bir şeyim kalmamıştı. Arkadaşım beni affetmiyordu.

Sonradan çok pişman olacağımı bildiğim halde koşarak Özgür'ün yanına gittim. Çantamı masaya koyduğum gibi ellerimi masaya vurup "Yardım et!" dedim.

"Ne?" dedi anlamayarak.

"Ceyhun'un beni affetmesini sağlayabileceksen Yonca'dan Özür dilerim."

"Tabiiki hallederim. "

"O zaman ben Özür dilemeye gidiyorum. "

Hemen koridora çıktım. Koridora çıkar çıkmaz Derin'in "Hülooo!" diye bağırarak üstüme atlaması bir oldu.

"Lan dur Yonca'dan Özür dileyeceğim! " deyip onu Üstümden attım.

Ağzını kocaman açtı. "Ne demek Özür dileyeceksin?! O sürtükten Özür falan dileme!"

"Başka seçeneğim yok! Ceyhun beni affetmiyor. "

"Özür dileyince affedecek mi?"

"Hayır ama Özgür yardım edecek. "

Eliyle kafasına vurdu. "Yine mi Özgür? Lan sen niye bu çocuğa bedel ödüyon?"

"Derin hiç seninle vakit kaybedemeyecegim. " derken ellerimi tuttu. "Gitme." dedi dramatik bir sesle. "Yapma bunu. Birlikte yeni bir hayat kurabiliriz. Daha fazla bedel ödeyerek kirletme kendini." dedi ve dağınık topuz yaptığım saçlarımı işaret etti. "Baksana saçlarına... Kül kedisine dönmüşsün. "

"Ne diyon lan?" deyip onu ittirdim ve yürümeye başladım. Kentinde Yonca'yı gördüğümde ona doğru yürümeye başlamıştim ki Derin tekrar bağırarak beni tuttu ve geri çekti. "Vallah bırakmam! Özür falan diletmem o salaktan!"

"Derin bıraksana!"

"Kızlar?"

Başımızı yavaş yavaş çevirip ağzı bir karış açık bizi izleyen Öykü'ye baktık. "Bakın zevklerinize saygı duyuyorum ama okulda yapmasaydınız, ne bileyim gizli falan tutsaydınız. Olmuyor böyle. "

Aşkı Bulacağımı Hiç SanmazdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin