✦
Tam karşımda duran evin kapısı açıldığında içinden beline bağladığı havluyla ve göğsünden damlayan sularla Uraz çıktı. Bana şokla bakan bedene kısa bir bakış atıp ayaklandım ardından üstümü silkeleyip Urazın yanına ilerledim.
"Mete?" Şokla bana bakarken kollarımı çıplak beline dolayıp kendime doğru çektim. Göğsü göğsüme çarptığında elleriyle omuzlarımı tuttu. Merdivenlerin ışığı yandığında belinden tuttuğum bedenini havaya kaldırıp içeri girdim ardından kapıyı arkamızdan kapattım. "Ne işin var burada?" Uraz ayaklarını yere basıp hafifçe geriye çekildiğinde aralık duran dudaklarına iştahla baktım. Öpmek, o güzel dolgunlukların tadına bakmak istiyordum ancak Urazın vereceği tepkiden dolayı çekinmeden de edemiyordum.
"Gelemez miyim?" Uraz alt dudağını ıslatıp derin bir nefes aldı.
"Hayır gelebilirsin tabi ama şaşırdım biraz." Gülümseyip elimin altında olan çıplak beli hafifçe okşadım. Şu an karşımda savunmasız bir av gibi duruyordu. Tabi bende bu durumda avı iştahla yemek isteyen avcı konumundaydım.
"Gideyim o zaman?" Geriye doğru adımladığımda Uraz hızlıca bileğimden tuttu.
"Hayır! İçeri geçelim gel." Uraz beni salona doğru çekiştirmeye başladığında elimi belinden mecburen çektim. "Biraz dağınık kusura bakma." Geçen geldiğim ama içine giremediğim salona göz gezdirdim. Fazlasıyla büyüktü ve mobilyalar güzel bir şekilde dizayn edilmişti. Evin tamamını görmesem de geri kalan yerlerinde böyle güzel dizayn edildiğine emindim.
"Sorun değil bende dağınık biriyim biliyorsun." Uraz gülümseyip alnına dökülen ıslak saçlarını geriye doğru taradı.
"Sen rahatına bak bende hemen üstümü giyinip geleyim." Kafamı sallayıp gülümsediğimde Uraz bana kısa bir bakış atıp salondan çıktı. Bende koltuklara oturmadan büyük salonu ayrıntılı bir şekilde incelemeye başladım. Yeni geldiğim ortamlar ilgimi çeker, içimde orayı en ince ayrıntısına kadar inceleme isteği oluştururdu. Elimi attığım çerçeve de gördüğüm resim yüzümde büyük bir gülümsemenin oluşmasına sebep oldu. Urazın küçüklüğü olduğunu varsaydım çocuk Uraza fazlasıyla benzeyen bir adamın sırtına atlamıştı. "Babam..." Arkamdan gelen sesi duyduğumda ilk irkilsem de sonrasında gülümsedim.
"Çok benziyorsunuz." Uraz dudaklarını birbirine bastırıp gülümsedi.
"Bir şeyler içer misin?" Derin bir nefes alıp tamamen Uraza döndüm.
"Kahve olur." Uraz kafasını sallayıp salondan çıktığında bende peşinden gittim. Beraber mutfağa girdiğimizde Uraz kahve makinasına ilerledi bende mutfağa bağlı olan balkona attım kendimi. Cıvıl cıvıl olan cadde ayaklarıma serilmişti.
"Balkonda mı içelim?" Urazın seslenmesiyle kafamı salladım.
"Güzel olur, hava da almış oluruz." Uraz kafasını sallayıp işine geri döndüğünde rahat koltuğa yavaşça oturdum. Uraz çok geçmeden elinde fincanlarla geldiğinde bana uzattığı bardağı aldım. "Teşekkür ederim." Uraz karşımda ki koltuğa oturdu.
"Afiyet olsun." Kahvemden büyük bir yudum aldığımda sütlü olduğunu fark edip gülümsedim. Kahveyi sevdiğim gibi yapması çok hoşuma gitmişti. "Bir hafta da iki kere gelip gittin."
"Yok gitmedim bir haftadır buradayım." Urazın gözleri şaşkınlıkla açılırken bu haline gülümseyip fincanımı ortada ki masaya bıraktım. "Burada kurulu bir düzenin olduğunu biliyorum, bu yüzden de her şeyi bırakıp Antalya'ya taşın diye bir şey isteyemem senden ama ben orda ki düzeni bırakıp buraya gelmeye hazırım."
"Ne?" Uraz elinde ki fincanı yavaşça sehpaya bıraktı.
"Türkiye de durmam için hiçbir sebep yok. Burada da vatandaşlık alıp devam edebilirim mesleğime." Uraz şokla bana bakmaya devam etti.
"Böyle büyük bir şeyi yapar mısın benim için?" Kafamı sallayıp gülümsedim.
"Hayatımda benim için önemli olan tek insanı kaybetmeye niyetim yok. Gerekirse senin için buradan kalkıp fizana giderim. Bu sefer ben güvenimi kanıtlamak için çabalayacağım." Uraz sandalyesinden bir hışımla kalkıp kollarını sıkıca boynuma doladı.
"Mete..." Ağlamaklı sesi kulaklarıma ulaşırken bedenini kucağıma çekip kollarımı beline doladım. Bacakları sandalyenin iki yanından sarkarken bana sıkıca sarılmaya devam etti.
"Özür dilerim sevgilim." Uraz dudaklarını boynuma bastırdı.
"Bende özür dilerim. Beni öyle gördüğün için çok özür dilerim." Sırtını okşayıp dudaklarımı yanağına bastırdım. "Çalışma stilimden dolayı işimde bu tarz şeyler çok nadir olur. Tanıştığımız ilk günde, buraya geldiğin günde o nadir anlardan biriydi ve hep sana denk geldi."
"Kader işte, belki o nadir an yaşanmasaydı biz tanışmayacaktık ya da ben seni öyle görmeseydim buraya taşınma kararı almayacaktım." Uraz kafasını kaldırıp dudaklarını birbirine bastırdı.
"Doğru söylüyorsun." Boğazımı temizleyip derin bir nefes aldım.
"Adam öldürdün mü hiç?" Diye sordum kucağımda ki bedene ciddi bir şekilde. Uraz kafasını aşağı yukarı salladı.
"Evet, neden içeride değilsin diye soracak olursan da devlete çalışıyorum." Kafamı salladım hafifçe.
"Gizemli ajan diye dalga geçtiğim günleri özledim. Bu gerçek hala ağır geliyor." Uraz omzuma yumruk attı.
"Dalga geçme! Ben sana hep söyledim inanmayan sendin." Dişlerimi göstererek gülümsedikten sonra kucağımda ki bedenin kalçalarından sıkıca tutup ayaklandım. "Mete düşeceğim."
"Ben tutuyorum yavrum seni, düşme ihtimalini düşünme bile." Uraz bacaklarını sıkıca belime doladığında yavaş adımlarla balkondan çıkıp Urazın odası olduğunu tahmin ettiğim yere doğru ilerledim.
"Odaya mı atıyorsun beni?" Sesli bir kahkaha atıp odaya girdikten sonra kucağımda ki bedeni büyük yatağa bıraktım.
"O çok istediğin sütü içereceğim sana sevgilim." Altımda yatan bedenin bacaklarını aralayıp arasına girdikten sonra dudaklarına sertçe kapandım. Uraz kollarını boynuma dolayıp bana büyük bir tutkuyla karşılık verirken kendimi kalçasına doğru hafifçe bastırdım. Ağzından ufak bir inleme firar ederken dudaklarına büyük bir iştahla gömülmeye devam ettim...
...
diğer bölüm yüksek ihtimalle baştan sona smut olur, 30 da da finali veririz :)
bayram şekerlerime bayram hediyesi olsun bu iki bölüm ehehehe <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ AJAN (BXB) -TEXTİNG-
Romance[TAMAMLANDI] 05*****: Adamı hallet. Ben: Anlamadım? EŞCİNSEL BİR KURGUDUR !