✦
Evin içi buram buram sos kokarken acıktığımı hissettim. Uraz kollarını katlamış, iki kolunda da olan ve her yeri kaplayan dövmelerini gözler önüne sermiş makarna yapmakla uğraşıyordu. Casper etrafımda dört dönerken önümde ki dosyayı kenara bırakıp gözlüklerimi çıkardım.
"Gözlüklerin sana çok yakışıyor çıkarma bence." Urazın seslenmesiyle kafamı kaldırıp gülümseyen yüzüne baktım.
"Çalışırken takıyorum sadece." Dudaklarını büzüp arkasını döndü ardından dolapları karıştırıp iki tane tabak çıkarttı.
"Şurada ki üç yıldızlı fincan Ecevitin mi?" Masa da duran bitmiş kahve fincanlarını alıp ayaklandım.
"Evet onundu." Uraz kafasını sallayıp fincanı eline aldıktan sonra çöpe fırlattı.
"Gereksiz unsurların gereksiz eşyalarını bu güzel evinde bulundurmana gerek yok." Çöpte paramparça olmuş fincana kısa bir bakış atıp elimde ki fincanları tezgaha bıraktım.
"Haklısın, bende sırf laf etmesin diye atmamıştım belki bir ara veririm diye duruyordu dolapta." Uraz bir şey demeden sosla harmanlanan makarna tenceresinin kapağını açtı.
"Ne kadar süre birlikte oldunuz?" Gözlerini kısıp makarnayı tabaklara boşaltmaya başladı. Bir işe odaklanırken fazlasıyla ciddi duruyordu.
"İki sene boyunca birlikteydik, çalıştığım adliye de savcıydı ve peşimden çok koşmuştu." Uraz alayla gülümsedi.
"Peşinden koştuktan sonra aldattı mı seni birde? Amına koduğumun embesili." Sinirle tısladığında şokla gözlerimi araladım.
"Küfür etme, ağzına hiç yakışmıyor." Uraz omuz silkti.
"Yaptığım şeyleri duysan küfürün adımı söylememle eş değer olduğunu anlarsın." Derin bir nefes alıp boş durmamak adına tezgahta duran fincanları bulaşık makinasına yerleştirdim. "Evet, İtalya usulü makarnalarımız hazır."
"Iı sen tabakları masaya bırak bende içecekleri alıp geleyim." Uraz kafasını sallayıp tabakları masaya bıraktığında dolaptan soğuk meşrubatları çıkartıp masaya koydum.
"Şarap yok mu?" Kafamı sağa sola sallayıp sandalyeye oturdum." Tüh ya, sana alkolü bolca içirip yatağa atma planları kuruyordum oysa ki."
"Yazık oldu." Uraz hafifçe gülümseyip bardaklara gazozu doldurduktan sonra çatalını alıp makarnasını yemeye başladı. Bende kenarda duran çatalımı alıp soslu makarnaya daldırdım. İştah açıcı gözüken makarna, yer yemez ağzımda dağılırken sosun tam olarak damak tadıma uyması beni şaşırttı. Fazlasıyla güzel olmuştu. "Bu makarnadan sonra aşçı olduğunu düşünmeye başlayacağım galiba."
"Sayılır, bıçakla aram iyidir." Uraz, piç gülümsemesini sunduğunda gözlerimi devirip makarnamı yemeye devam ettim. "Hay sikeyim."
"Ne oldu?" Uraz sinirle üstüne bakarken siyah kargo pantolonuna dökülen makarnayı fark ettim.
"Üstüme döktüm ya." Kenarda duran peçeteyi uzatıp sinirle soluyan Urazın eline tutuşturdum.
"Sil hemen leke kalmasın." Uraz sinirle pantolonunu silerken ayaklanıp odama ilerledim. Dolabımdan bana küçük gelen gri bir eşofman çıkartıp geri mutfağa geçtim. Hala sinirle bir şeyler mırıldanan Uraz üstünü başını yırtmak üzereyken yanına ilerleyip elimde ki eşofmanı ona doğru uzattım. "Biraz büyük gelebilir ama pantolonunu yıkayana kadar idare et."
"Teşekkür ederim. Üstümde ya da herhangi bir yerde olması fark etmez en ufak bir lekeye bile katlanamam." Uraz elimde ki eşofmanı aldıktan sonra elini pantolonun düğmesine attı.
"Banyo şu tarafta." Elimle koridorun sonunu gösterdiğimde Uraz muzipçe gülümsedi.
"Ne olacak canım, yabancı mısın sanki?" Gözlerimi devirip Urazı zorla tuvalete ilerlettim. O içeri girdiğinde bende geri mutfağa dönüp masayı topladım ardından bulaşıkları makinaya yerleştirdim. "Oldu mu?" Kafamı kaldırıp içeri giren Uraza baktığımda yutkunmamak için zor tuttum kendimi. Üstü anlamadığım bir şekilde çıplaktı. Altında ise verdiğim gri eşofman vardı.
"Olmuş da üstün neden çıplak senin?" Uraz gülümseyip yanıma yaklaştı.
"Çok sıcakladım ya, kazak da kalın olunca çıkartayım dedim." Derin bir nefes alıp Urazın yanından yavaşça geçtim. Tekrardan odama girdiğimde dolabımdan rastgele bir siyah tişört çıkardım ardından üstü çıplak bir şekilde evde gezinen Urazın yanına ilerledim.
"Al giy bunu." Uraz gülümseyip bileğimden tuttu ardından beni sertçe kendine çekip dudaklarını yanağıma bastırdı.
"Teşekkür ederim." Bileğimi bırakıp tişörtü çevik bir hareketle üstüne geçirdiğinde boğazımı temizledim. Sonunda rahat bir nefes almıştım. "Film izleyelim mi?"
"Ne filmi?" Uraz dilini dudaklarında gezdirdi.
"Porno filmi." Gözlerimi büyütüp ağzımı açacağım sırada Uraz hızlıca söze atladı. "Dememi bekliyorsan çok beklersin. Ben edepli güzel bir film izlemek istiyorum."
"Çok fena bir şeysin sen Uraz." Karşımda ki adam hince gülümsedi.
"Teşekkür ederim bebeğim." Cilveli bir şekilde konuştuğunda hafifçe gülümseyip yanından geçtim. Hoşuma gitmeye başlamıştı. Bakışları, davranışları, espri anlayışı her şeyi hoşuma gitmeye başlamıştı. "Ee ne izliyoruz?"
"Fark etmez, edepli olsun da." Kendimi koltuğa atıp televizyondan en sevdiğim film olan Devili açtım. Uraz da yavaş adımlarla yanıma gelip dibime oturduğunda elimde ki kumandayı kenara bıraktım. İlerleyen dakikalarda Uraz kafasını omzuma koyduğunda bakışlarımı ona çevirdim.
"Boynum ağrıdı da." Bir şey demeden tekrardan televizyona döndüm. Omzumda yatan çocuk sürekli hareketlenip dururken kafasına yapıştırmamak için zor tuttum kendimi.
"Uykun mu var?" Uraz kafasını sallayıp kolunu hafifçe karnıma sardı.
"Oha kaslara bak." Ellerini tişörtümün üstünden karın kaslarımda gezdirdiğinde yavaşça yutkundum.
"Kalk hadi uykun geldiyse uyu." Uraz biraz daha kaslarımı elleyip sonunda kafasını kaldırdı.
"Uyumadan önce süt içmem lazım yoksa uyumam." Derin bir nefes alıp ayaklandığımda Uraz bileğimden tuttu. "Söz vermiştin hani içirecektin?"
"Uraz!" Karşımda ki adam gülümseyip bakışlarını eşofmanımdan belli olan şişkinliğe indirdiğinde çenesini tutup kafasını kaldırdım. "Sana yastıkla yorgan getireceğim, kıvrılıp uyuyacaksın. Bende burada yarın ki duruşmam için çalışmaya devam edeceğim. Tamam mı?"
"Ne yani süt içmeyecek miyim?" Gözlerimi devirip salondan çıktım. Odama girip dolaptan yastıkla örtü çıkardıktan sonra geri salona geçtim. Elimdekileri koltuğa bırakmak için eğildiğimde Uraz kollarını boynuma doladı. "Madem süt içirmedin bari iyi geceler öpücüğü ver."
"Uraz..." Uraz dudaklarını öne çıkardığında gözlerimi büyüttüm.
"Bekliyorum." Uraz kollarını daha da sıkılaştırdığında dudaklarımı alnına bastırıp kollarından kurtuldum. Uraz bana sinirle bakarken gülmemek için zor tuttum kendimi. "Bu ne ya? Gerdeğe girmeden önce gelini öpen damat gibi alnımdan öpüyorsun. Yüz görümlüğüm nerede bari?" Gülmemi bastırmak da zorlandığım için en sonunda küçük bir kahkaha patlatıp kenarda ki koltuğa oturdum. Uraz sinirle soluyup koltuğa uzandığında gözlüğümü takıp beni gülümseyerek izleyen adamın varlığının bilincinde çalışmaya devam ettim. Sabaha kadar yüzümü izleyen adam sonunda uyuya kaldığında bilgisayarımı kenara bırakıp üstünü sıkıca örttüm ardından bu sefer ben onun uyanana kadar kusursuz yüzünü izlemeye başladım.
...
:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ AJAN (BXB) -TEXTİNG-
Romance[TAMAMLANDI] 05*****: Adamı hallet. Ben: Anlamadım? EŞCİNSEL BİR KURGUDUR !