19

1.1K 106 52
                                    


Yüzünü izlediğim beden yerinde rahatsızca kıpırdandığında dudaklarımı birbirine bastırıp yavaşça ayaklandım. Onu izlediğimi fark etmesini istemiyordum aksi taktirde iki ay ağzından düşmezdim.

"İki saattir beni izlediğini biliyorum." Uraz gülümseyerek gözlerini araladığında geç kaldığımı anlayıp hafifçe gülümsedim.

"Uyandıysan kalk kahvaltı yapalım." Uraz gözlerini kısıp kafasını sağa sola salladı.

"Hayır kalkmayacağım, ben yatağıma isterim kahvaltımı." Omuzlarını kaldırıp kalçasını bana doğru döndüğünde gözlerimi devirip mutfağa girdim. Yarım saat önce ocağa koyduğum yumurtaları soyup kahvaltılıkları çıkarttıktan sonra çayları koyup masaya bıraktım. Uraz hala uzanmaya devam ederken kalkmayacağını anlayıp masadakileri oflayarak tepsiye koydum ve yanına ilerledim.

"Kalk hadi." Uraz bana göz ucuyla bakıp kocaman gülümsedi.

"Ay aşkım ne gerek vardı? Çok teşekkür ederim." Elimde ki tepsiyi kapıp kucağına koyduktan sonra telefonunu çıkartıp birkaç tane fotoğraf çekti. Benim fotoğraflarımı da çaktırmadığını düşünerek kaşla göz arası çektikten sonra kahvaltısını yapmaya başladı. 

"Sen kahvaltını yap bende hazırlanıp geleyim tamam mı?" Uraz kafasını salladığında ona kısa bir bakış atıp odama gittim ardından ılık bir duş alıp takım elbisemi giyindim. Saçlarımı kurutup saatimi taktıktan sonra parfümümü de sıkıp odadan çıktım.

"Cimcimem benim." Urazla Casper boğuşurken onlara kısa bir bakış atıp çantamı toparladım. Gerekli her şeyi aldığıma emin olduktan sonra telefonumu da cebime attım. "Duruşmaya mı?"

"Evet." Uraz kafasını sallayıp ayaklandı.

"Bende çıkacağım şimdi. Havalimanına gitmem gerek İstanbul'a döneceğim." Duyduğum şeyle derin bir nefes aldım. Urazın bugün gideceğini unutmuştum.

"Hemen mi gitmen gerekiyor?" Uraz kafasını sallayıp hızlıca banyoya ilerledi. Çok geçmeden üstünde dün yıkadığım kıyafetleriyle içeri girdiğinde derin bir nefes aldım. Dün gelmesine rağmen şimdiden varlığına alışmıştım. Gitmesini içten içe istemiyordum galiba.

"Hadi çıkalım." Uraz Casperla vedalaşıp yanıma geldiğinde iç çekip kapıyı açtım. Uraz botlarını giyip üstünü düzeltirken bende ayakkabılarımı hızlıca ayağıma geçirdim. Beraber asansöre ilerleyip bindiğimizde Uraz bana bakıp burukça gülümsedi. "Üzülme, tekrardan gelirim." Bende gülümsedim.

"Çok sağ ol." Urazın dudaklarında ki gülümseme daha da büyürken yanaklarında oluşan çukurlara iç çekerek baktım. Asansör çok geçmeden ding sesiyle durduğunda Urazla birlikte apartmandan çıkıp bahçeye adımladık.

"Bana taksi çağırabilir misin?" Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi.

"Çağıramam çünkü ben bırakacağım seni." Uraz kafasını hafifçe eğdi.

"Geç kalmaz mısın?" Kafamı sağa sola salladım.

"Hayır, duruşmaya var daha merak etme." Uraz mahcupça kafasını salladığında elimi beline atıp arabaya yönlendirdim. Anahtarı çıkartıp kapıyı açtıktan sonra Urazla birlikte arabaya binip havalimanına doğru yola çıktık.

"Hiç gitmek istemiyorum." Uraz iç çekti.

"Üzülme, istediğin zaman yine gelirsin." Uraz omuz silkti çocuk gibi.

"Keşke hep beraber yaşasaydık." Hafifçe gülümsedim.

"Bana fikrimi sordun mu?" Çok geçmeden evime fazlasıyla yakın olan havalimanına vardığımızda arabayı durdurup boş bir yere park ettim.

"İstemez misin benimle yaşamak?" Kemerimi çıkartıp Uraza döndüm.

"İsterim başımın belası, isterim." Uraz gülümseyip kemerini çıkardıktan sonra kollarını boynuma doladı. Bende ellerimi beline koyup güzel kokusunu derince içime çektim.

"Tekrardan geleceğim tamam mı?" Uraz hafifçe geri çekildiğinde gülümseyip kafamı salladım. Urazın bakışları dudaklarıma inerken yanağımın içini hafifçe dişledim. Elini yanağıma atıp dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdıktan sonra yavaşa bastırdı. İkimizde hareket etmeden öylece dururken Uraz daha fazla dayanamayıp alt dudağımı dudaklarının arasına aldı. Urazın belinden sıkıca tutup onu kendime doğru sertçe çektim ardından öpüşüne karışlık vermeye başladım. Arabanın içinde dakikalarca öpüşme seslerimiz yankılanırken nefessiz kaldığımızı hissettiğimizde hafifçe geriye çekildik. Urazdan bir saniye bşile ayrı kalmak istemediğim için alnımı alnına yasladım. Gitme diye yalvarabilirdim. "Gitmem lazım."

"Gitme." Uraz iç çekip dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Söz bir daha geleceğim." Kollarımdan istemeye istemeye ayrılıp kapıyı açtıktan sonra bana son kez bakıp arabadan indi ardından el sallayıp yavaş adımlarla havalimanına doğru ilerledi. Alık çocuk İstanbul'dan buraya küçük bir çanta bile getirmemişti.

"Ah Uraz ah." İç çekip arabayı çalıştırdım ardından adliye doğru yola çıktım. Havalimanından uzaklaştıkça boşalan yol daha da hızlanmama sebep olurken telefonuma gelen bildirim sesiyle elimi cebime attım. Ekranı kaplayan mesaj beni kocaman gülümsetirken vakit kaybetmeden sohbet sayfasına girdim.

Uraz S.: Biz şimdi neyiz?

Ben: :)

...

Bir bölüm daha atacağım hemen arkasından haberiniz olsun :)

GİZEMLİ AJAN (BXB) -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin