Medyada Azra var.İyi okumalar :*
...
Kesik kesik sesler ve kolumdaki sızıyla bilincimin açılmasına izin verdim. Göğsümdeki ağrı haddinden fazla canımı yakıyordu. Her nefes alışımda nefesimin geçtiği yerler önce karıncalanıp yerini hatırı sayılır sızılara bırakıyordu. Bunlar bana dünden kalma küçük hediyelerdi..
Alnımda hissettiğim soğuk bir el ateşimi kontrol edip serumu kolumdan çıkardı. Yavaşça çekmesi garibime gitmişti ve içimden acı bir kahkaha atma isteği uyandırıyordu. Malum, yurttaki revir çalışanları pek ilgiliydi!
Bilincim yerindeydi ama göz kapaklarım sanki gözlerime yapışmıştı. Açmak için çabalamadım. Belki uyanmadığımı düşünürlerdi ki bu iyi bir fırsattı. Beynimin bir köşesine kurulan Azra, onaylamaz bir şekilde kafasını sallayıp köşesine çekildi. Sahi? Ben nasıl bu hale, bu düşüncelere sahip bir kız olmuştum ? Tamam. Belki küçükken durumumuz çok çok iyi değildi. Standartların üzerindeydik ama. Babam çok çalışırdı. Beş yaşıma kadar polislik yapmış alanında hep ilerlemişti. Öyle ki birsürü özel korumalık teklifi gelirdi ve o hepsini reddederdi. Onun tek hedefi bizi korumak ve iyi bir eş, iyi bir baba olmaktı. Taa ki o teklifi alana kadar. Büyük bir şirkette çalışma teklifi almıştı. Üstüne ek olarak koruyacağı kişinin evinin hemen yanında onlara göre küçük fakat bizim evin üç katı kadar olan bir ev ve ek olarak benim tüm okul masraflarımı karşılayacaklarını söylemişlerdi. Babam ve annem bu teklifi gecelerce tartışmışlardı. Annem huzurumuzun bozulacağından korkuyordu. Bir yandan da iyi bir okula gidecektim. Annemin ve babamın tek isteği iyi ve sağlam bir avukat olmamdı. Gecelerini alan bu teklifi benim için, geleceğim için kabul etmişlerdi. Peki ya ne olmuştu? İşte gelecek diye buna denirdi.
Görüntüler silik silik hafızamda canlanıyordu. Beni buraya Çınar getirmişti. Ne diye getirdiyse? Onun yüzünden dertli başıma dert eklenmişti. Sanki dert güncellemem vardı da her gün yeni bir dert daha ekleniyordu. O gece sahilde denize düştüğümde sarhoş adamlardan son anda kurtulmuştum. Boynumdaki bandaj bana boynuma dayanan bıçağı hatırlatmıştı. Hafif bir çizikle atlatmıştım. Sarhoş olana zorluk çıkardığım için sabrı taşmış ve beni denize itmişti. Hayvan herif!
Yüzme bilmediğim için suda biraz çırpınıp bayılmıştım ve beni o kurtarıp arabasına yatırmıştı. Belki bunun için bir teşekkür edebilirdim. Ama beni hastaneye getirdiği için ona minnettar olamazdım. Onun düşmanları bizi o gece kaçırmıştı ve beni orada umrumda değil deyip bırakmıştı. Astım krizim tutunca da buraya getirmişti.
Buradan çıkınca ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu doğrusu. İlk iş olarak gazete ilanlarında yatılı iş bulmayı aklımın bir kenarına yazdım. Yatılı olmasa da olurdu yeterki pansiyon param çıksın. Ayyaşların tacizlerinden iyidir. Ya da bir psikopatın düşmanlarının eline düşmekten..
...
Çınar
"Bu sokak kızının refakatçisi olacak mısınız Çınar Balkanlı?"
Hayır diyecek olan tarafıma kabul et diyen tarafım balyozuyla darbe vurarak benden izinsiz başı buyruk hareket edip zihnimde fırtınalar yaratıyordu. Tam bu sırada hemşire içeri girdi."Kız uyandı hocam." stajer olmalıydı. Uzun siyah saçları yüzünü perdelese de yüzündeki makyaj 10 metre öteden anlaşılırdı. Kızların makyaj yapmasını hiç anlayamayacaktım. Halbuki Azra hiç makyaj yapmamıştı. O gün depoda yüzüne bakarken farketmiştim bunu. Duru'ya gerçekten de benziyordu bu yönüyle de. Bu çok...çok...tuhaftı. Neden Duru'yu hatırlatıyordu ki bu kız? Bu kadar ilgimi çekmesi sinirlerimi geriyordu doğrusu. Neyse neydi. Sıradan biriydi işte!
"Tamam kızım" dedi anlayışlı bir şekilde kafasını sallayarak. Yine yalnız kalmıştık. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Duru hatırına kabul etsem ne olurdu ki. Birkaç gün evimde kalabilirdi. Tabi kabul ederse. Zaten evi sadece yatmak için kullanıyordum. Fatma teyze de vardı hem, onun özel tarifi Azra'yı iki güne ayaklandırırdı.
Daha fazla düşünmeyerek "Tamam. Kabul ediyorum isterse iyi olana kadar evimi kullanabilir." dedim. Doktor gözlerine kadar ulaşan bir gülümseme sergileyip ayağa kalktı. "Size de bu yakışırdı Çınar Bey. "
Teşekkür etme gereği duymadan ben de ayağa kalktım. "Uyandığına göre yanına gidebiliriz artık. Değil mi?"
Sözümün üzerine yüzünden garip bir ifade gelip geçti. Yine ne sorun vardı?
"Asıl önemli nokta da bu Çınar Bey..."
Derin bir nefes.
"Kız 9 yaşından beri konuşamıyor. Kayıtlarda bunun küçükken yaşadığı psikolojik bir travma sonucu olduğu yazıyor." Ben öylece yüzüne bakıyordum. Tepkisizliğimi koruduğumu görünce devam etti. "Ben, bana düşmeyen birşey yaptım. Ve.." küçük, belki de saliselere denk gelen bir süre kadar duraksamanın ardından, "Kızın geçmişini araştırdım... 9 yaşında ailesini bir yangın sonucunda kaybetmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK KIZI
ChickLitBir kız düşünün 18 yaşında . Daha 9 yaşındayken annesini babasını bir hiç uğruna kaybetmiş. Esirgeme yurdunda her gece aynı kabusla uyanan bir kız. Hayat ona hiç fırsat tanımamış belki de. Ve şimdi onun tek hedefi ailesinin intikamını almak.. Peki...