○○
•Bir şehri güzel kılan orada bulunan binalar veyahut yapıtlar değildi, bir şehri güzel kılan orada bulunan insanlardı...•
3 sene önce...
Manisa...
Düşünceleri onu o kadar boğuyordu ki kafasını dağıtması gerektiğini anımsadı. Ona iyi gelebilecek tek şey şuan da motorunu sürmekti. Bazen motorunu alır nereye gittiğini bilmeden sonsuzluğa sürerdi, düşüncelerinden kurtulurdu böylece... Ama bugün farklıydı kafası türlü türlü düşüncelerle dolmuştu. Bunun en büyük sebebi annelerinin onları terk ettiği günün bugün olmasıydı. "Keşke doğmasaydım, bu acıları da çekmek zorunda kalmazdım... " diye düşünüyordu sürekli olarak. Annesini hayatının sonuna kadar affedemeyecek olması onu üzse de en doğrusunun bu olduğunu düşündü.
Hız sınırı aşılıyor...
Annesi neredeydi acaba, o da özlüyor muydu onu? Yoksa o şuan onlarsız mutlu muydu ? Kafasını karıştıran binbir düşünce birikmişti... Temiz hava neden düşüncelerini de alıp götürmüyordu başka diyarlara?
Hız sınırı aşılıyor...
Başı dönmeye, nefes almakta ise güçlük çekmeye başladı. Birden göz kapaklarını defalarca zorlamasına rağmen açamadı. Yere kapaklanınca vücudunda meydana gelen derin ağrıları hissetti. Ne olmuştu ona?
Başına bir sürü insan toplanmıştı bunu dinmek bilmeyen bağırışmalardan tahmin ediyordu. Birden uzaklardan yaklaşan bir ses duydu: "- Çekilin yaralının etrafından!"
Bunu söyleyen kendi alanında ün yapmış, tesadüfen orada bulunan bir hemşireydi."- Beyfendi beni duyuyor musunuz?"
Bilinci açık değildi. Hemşire ilk yardımı yaptıktan sonra ambulans ve polis sesleri her tarafı doldurmuştu. Hastaneye kaldırılırken telefonu almış ve rehberdeki son kişiyi aramıştı hemşire...
"- Alo"
"- Alo, siz kimsiniz, Poyraz nerede?" demişti Derya."- Lütfen sakin olun, arkadaşınız bir kaza geçirdi. Şuan İyi Kalp hastanesine kaldırıyor-" konuştuğu kadının sözünün bile bitmesine izin vermeyen Derya :
"- Arkadaşım değil kardeşim, hemen geliyorum." diyip, telefonu kadının yüzüne kapatmıştı. Babasının arabasına binip hemen İyi Kalp hastanesine doğru yola çıkmıştı... Babasına haber verince çılgına dönmüştü belki de haklıydı... Olaylar bir çırpı da gelişivermişti âdeta.
"- Alo, baba şimdi doğru İyi kalp hastanesine gel."
"- Ne oldu Derya kızım , sesin neden bu kadar telaşlı geliyor. " Derya'nın yutkunamadığını hissedebiliyordu. Birden telaşla:
"- Kızım cevap versene , dilini mi yuttun?"
"- Baba, Poyraz kaza yapmış. Acil gel hastaneye."Murat duyduklarını sindirmek de güçlük çekiyordu. Birden İyi kalp hastanesine doğru yola çıktı. İçinde birbirine zıt olan iki duyguyu aynı anda barındırıyordu. Bu duygular: çocuğuna dinmek bilmeyen nefreti ve acıma hissiyatıydı... Arabayı olduğunca hızlı ve dikkatli kullanıyordu. Birden kendini İyi kalp hastanesinin önünde görünce lanet okudu hastanelere...
❄⛈
Gözlerini araladığında hastane de buldu kendini. Ne olmuştu ona? Hiçbir şey hatırlamıyordu. Koluna serum takan kadına:"- Noldu bana?" dedikten sonra gözlerinin yavaş yavaş kapandığını hissetti. Adını bile bilmediği - Hemşire sandığı - bu kadın onun tüm vücudunu uyuşturmuştu. Bilinci açıkken duyduğu son söz :
"- Kendinizi daha fazla yormayın Poyraz bey..." olmuştu.
Duyduğu bu son sözden sonra kendini rüyalarının esirine bıraktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMİZDE KALANLAR
RomanceBazı hikâyeler mutlu sonla bitmez. Bir tutam acıdan başka bir şey vaadetmeyen bu hikâyelerin ardında hep hüzün ve keder saklıdır. Poyraz ve Efsun ne kadar uğraşsalar da geçmişin derin yüklerinden bir türlü kurtulamayacaklardır. Günün sonunda birbirl...