Soğuk Oda

29 9 0
                                    

En son hatırladığım o pislik herifin bana attığı tokattı.

Gözlerimi açtım, daha önce hiç görmediğim bakımsız eski köy evlerini andıran küçücük bir odanın içindeydim.
Bir kanepenin üzerinde yatıyordum.

Beynimin olanları idrak etmesi yaklaşık 5 dakika sürmüştü.
Her şeyin farkına varınca hemen doğruldum ve hızla kanepeden kaltım.

Odaya göz gezdirdim. Odada pencere yoktu, büyük ihtimalle bodrum katında bir odaydı.
Nefesimim daraldığını hissediyordum, tek bildiğim şey bir an önce buradan çıkmam gerektiğiydi.

Hemen kapıya koştum ve kapıyı zorlamaya başladım. Kapı tabiki açılmıyordu ama yine de kapının koluna var gücümle bastırmaya devam ettim.
En sonunda kapının açılmayacağını anladım ve gözlerimden akan bir kaç damla yaşla birlikte dizlerimin üstüne çöktüm. Ellerimle yüzümü kapatıp kendimi hıçkıra hıçkıra ağlamaya hazırlarken içerden gelen iki adamın konuştuğuma sesini duydum.

Hemen kafamı kaldırdım ve burnumu çekip başımı kapıya dayadım sesleri tam duyulmuyordu ama konuşanlardan birinin "tamam gidelim ve kızla konuşalım dediğini duydum."
Benden bahsettiklerini anlamıştım. Onları dinlediğimi anlamamaları için hemen ayağa kalktım ve kanepeye oturdum.

Yaklaşık bir dakika sonra odamın kapısını açan anahtar sesini duydum.
Kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum.
Odaya iki tane adam girdi biri 16-17 yani benim yaşlarımdaydı. Diğeriyse otuzlu yaşlarındaydı.

Önce otuzlu yaşlarda olan adam başladı konuşmaya:
"Merhaba. Ben Somer, bu da Umut.
Seni kaçıran bendim dedi."

Ona tiksinerek baktım. Ardından biraz duraksadı ve devam etti.

"Seni kaçırmamızın hiçbir sebebi yok.
Sadece gözüme çarptın ve seni bir süre takip ettim. Hep aynı yoldan geçiyordun,
biraz aklı olan bir genç kız o yoldan tek başına geçmez emin ol.
Her neyse zaten bizim işimiz senin gibi salakları kaçırmak.
Ben sana biraz bilgi vereyim:
Sakın kaçmaya çalışma, bunu istesen de yapamazsın zaten. Kaçmaya çalışırsan sadece bir daha dayak yiyip bayılırsın."

O pis pis sırıtırken Somer denen şerefsize öfkeyle bakıyordum.

"Sana günde iki kez yemek getireceğiz, merak etme. Zaten başka bir ihtiyacın olmaz diye düşünüyorum.
Umut da burda seninle kalacak, kaçma ihtimalin de yok anlayacağın.
Hem siz gençsiniz belki arada eğlenirsiniz" dedi ve göz kırpıp sırıtarak çıktı.

Son dediği şeyle gerçekten midem ağzıma gelmişti. Ağlamamak için bütün vücut kaslarımı sıkıyordum ve delirmek üzereydim. En son kendimi tutamadım ve ağzımdan bir hıçkırık çıktı.
Ardından devamı da geldi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Ağlamaktan kızarmış gözlerimle yanımdaki çocuğa döndüm.
Bana acıyarak bakıyordu.
"Bana ne yapacaklar, benden ne istiyorlar ?" Dedim.
Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı. "Bu güne kadar kimseye bir şey yapmadılar sadece ailelerini arayıp para istiyorlar" dedi.

Sinir bozukluğuyla güldüm
"Benim ailem benim için o kadar para verecek, böyle bir şeyin mümkün olması için dünyanın tersine dönmesi lazım"

Umut yutkundu ve yüzüme baktı.
Baş parmağıyla kanepenin işaret ederek "oturabilir miyim" dedi.
Başımı sallayarak oturmasını işaret ettim ve biraz yana kaydım.

Koltuğun ucuna oturdu ve derin bir nefes aldı.

"Sen Kumsaldın değil mi?"

"Evet, sen de Umut olmalısın."

Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı. "Öncelikle benim burada bulunma sebebim o Somer denen pisliğin benim abim olması. En az senin kadar bende ondan nefret ediyorum.
Sen hiçbir şekilde burdan kaçma diye beni de senin yanına koydular. Yani bu odada ailen parayı verene kadar burda kalacağız. En azından birbirimizi biraz tanısak iyi olur." Dedi ve elini uzattı.

İyi niyetli birine benziyordu ben de ona biraz da olsa güvenmiştim.

Uzattığı elini sıktım ve kekeleyerek memnun oldum dedim.

"Biraz kendinden bahset, yani yanlış anlama sohbet açılsın diye söylüyorum.

" Adım Kumsal, 11. sınıfa gidiyorum, 17 yaşındayım ve siz beni kaçırana kadar gayet normal bir hayatım vardı.
Bu arada az önce ailen parayı verene kadar burda kalacağız dedin ya, benim ailem benim için 10 lira bile vermez"

"Şimdi kanepeden kalkarsanız sevinirim, malum bayıltılarak kaçırıldığım için çok yorgunum da dinlenmek istiyorum, belki biraz uyumak iyi gelir"

Umut hemen kanepeden kalktı ve çaresiz gözlerle bana baktı.

"Biliyorum çok sinirlisin ama gerçekten benim tek suçum o adamla aynı annenin karnından çıkmak, şimdi biraz uyu ve sakinleş bir köşede oturup sen uyanana kadar beklerim."

Merhaba 3. bölüm diğer bölümlere göre daha uzun oldu. Okurken sıkılmamanız için bölümleri kısa yazıyorum. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum.❤❤‍🩹❤


































Yoldaki MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin