Keyifli okumalar,
EFSUN'UN DİLİNDEN;
"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir." -Tolstoy
Şuan içerisinde bulunduğum durumu en net açıklayacağım cümle bu olabilirdi. Bir yolculuğa çıkacaktım fakat yabancı bir yere değildi. Yabancı kimselere sığınmayacaktım, yabancı odalarda kaybolmayacaktım. Bunu yaptığım için kendimi rahatsız hissetmeyecektim, sığınacaktım. En büyük korkularıma sığınacaktım ve bana destek çıkmalarını bekleyecektim. Gözlerimi kapattığımda kalbimin diğer yarısını nasıl kaybettiğimi hatırlayacaktım. Çizgimi ve yapmam gerekenleri bulmaya çalışacaktım.
En kötüsü ise yaşadığım, yaşayacağım her şeye karşı omuzlarımı dik tutacaktım. Bunu yapmak zorundaydım. Ben yıkılacak olursam eğer benimle birlikte yıkılacak bir sürü insan vardı. Bunu kendimden çok onlara yapamazdım. Omuzlar her zaman dik, hedefe ise her daim bir adım uzaklıkta kadar olmalıydım.
Biletimin saati yaklaştığı için dolabın karşısında kendime giyecek bir şeyler bakınıyordum. En sonunda altıma gri bir etek ve üzerine ise siyah ince bir bluz giyme kararı vermiştim.
Annemden yadigar kalan gri saatim her zaman bileklerimde olduğu için ekstra bir şeyler eklemek istemedim. Gümüş sallantılı küpelerimi takarak hazırlandığımda, yüzüme renk katmak amacıyla hafif bir makyaj yaptım. Saçlarım genel haliyle düz olduğu için ekstra bir çaba harcamadım.
Aynanın karşısına geçerek hazır olduğuma emin olduğumda eteğimle aynı renge sahip olan çantamı omzuma geçirdim. Komodinin üzerindeki araba anahtarını aldığımda cebime koydum, iki elim valizlerime uzandı ve onları sürükleyerek kapının girişine yöneldim. Evin çıkış kapısının önünde durduğumda birkaç dakika evde eksik bir şey unutup unutmadığımı kontrol ettim. Bu evin içerisinde birçok anı barındırdığım için şuanlık satmak gibi bir planım yoktu. Yine de koşullar abimin yanında yaşamam gerektiğini öne sürüyordu, bir süre onun yanında kaldıktan sonra benim için ayarlanan lojmanda kalmayı planlıyordum.
Siyah uzun çizmelerimi ayağıma giyerek üzerime gri bir ceket aldım. Havanın yeterince soğuk olmadığını düşünerek koluma astığım ceketim ve iki elimde sürüklediğim valizlerim ile evin dışarısına çıktım. Kapıyı kilitleyerek anahtarı çantamın içerisine attım. Asansörü çağırıp gelmesini beklerken telefonumu çıkararak abimi aradım.
"Günaydınn." Oldukça sevecen bir sesle konuşmaya özen gösterdim. Abimi oldukça özlemiştim ve onu görmek için oldukça sabırsızlanıyordum. Yine de onun şehrine gideceğim için içimdeki korku tohumlarına engel olamıyordum.
"Günaydın." Telefonunu biraz geç açmasının yanı sıra boğazını temizlediğinde yanlış bir zaman diliminde arayıp aramadığımı merak etmiştim. Sesinin boğuk ve uzaktan gelmesi ise başka bir ayrıntıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yangın Mahali
RomanceGenç adam dudakları arasındaki sigaradan bir nefes daha aldı. Ciğerlerini yakıp geçen sigaranın dumanı mıydı yoksa gönlünü kül eden kara sevdası mıydı çözemiyordu. "Daha önce birini sevdim." Bakışlarını arkadaşının yüzünden çektiğinde göz perdeler...