3. BÖLÜM

232 27 71
                                    

Selamun aleykumm

Alttaki yıldıza basarsan çok mutlu olacak 🌟

Yüreğimdeki kor yangın izlediğim haberin vahşeti ile katlanarak gönlümü tamamen yakıyordu. Menfi habere bakarak ruhumu karanlığa itelememeliydim. Bunun ne kadar bilincinde olsam da izlemeden duramıyordum. İnsan kardeşinin başına gelenleri merak etmez miydi?

Onların hepsini oradan çıkarmak isterdim. Orada ki zulümden uzak tutmak adına güvenli bir yerde olmaları için neler vermezdim. Ancak imanları o kadsr gelişmişti ki Allah'ın onlara bıraktığı emaneti canları, aileleri, hatta bütün hayatları pahasına koruyordular. Kendimize nasıl müslüman derdik onların imanlarına şahit oldukça? Nasıl cenneti garantilemiș gibi rahatça otururduk? Feryatlarına sessiz kaldığımız için dehşetli azapla karşılaşmayacak mıydık? Dua etmeden geçirdiğimiz saatler hatta günler için bir ceza almayacak mıydık?

Kudüs'lü Müslümanlar bize haklarını helal edecek miydi? İslam dünyası nasıl olurda biz o haldeyken sessiz kaldı, demezler miydi? Ey rabbim biz o haldeyken bile sana olan ibadetlerimizde noksanlık etmedik. Fakat o kulların tok karınlarıyla huzur dolu bir şekilde uyurken namaza bile kalkmadılar diye bizi șekva etmezler miydi?

Hacet namazına durmak için abdest almaya gittim. Dört rekatlık bir nafile namazdı. Rabbimizden niyaz ettiğimiz şeylerin gerçekleşmesi adına bir yalvarıș gibiydi. Namazın sonunda yapılan özel bir duanın ardından arzuladığımız, hakkımızda helal olan şey için dua ediyorduk. Bugün yine Mescid-i Aksa için dua edecektim. Aynı zamanda dün bana yazan ateist adam içinde...

Hayır adamın Bursa gibi bir yerde ateist kalmasını da anlamıştım ama aklımın almadığı sadece tek bir şey kalmıștı. Adamı engelleyecekken ben nasıl engel yemiştim?

Biraz önce tekrar gelen bağışları dernek başımıza göndermiştim. Okula çok gecikmeden feracemi giyinip dışarıya çıktım.

Güzel sanatlar üçüncü sınıf öğrencisiydim ve resim yapmak hayatımı güzelleştiren nadir şeylerden birisiydi. Unutmamak gerek eğer günümü neşeyle geçiriyorsam bunda kedim Mocha'nın rolü çok büyüktü. İronik hareketleri ve komik bakışları beni her an güldürüyordu.

Otobüse binip uola koyuldum. Telefonumdan İnstagram'a girip Mocha'nın bir fotoğrafını attıktan sonra yola devam ettim.

Fakülteye yaklaştığımızda otobüse bir yolcu daha bindi. Tek sorun adamın topallerken bile kahkaha atarak gülmesiydi. Gözleri bilinçli bakmıyordu.

Adam sarhoştu.

Arkalara doğru ilerlediğinde bașımı yere eğdim. Küçüklükten kalma bir travma yüzünden sarhoşlardan fazlasıyla korkuyordum. Ki bence herkes korkmalıydı. Bilinci açık olmayan bir insanın neler yapabileceğini kimse bilemezdi.

"Expresso istiyorum dostum!" Diye bağırdı adam. Cidden ayyașların toplu taşıma kullanması nasıl yasak olmazdı?

"Hey siz hadi bana kahve getirin hemen hadi!"

Cama doğru sinmiștim. Adam bağırdıkca geçmişte yaşadığım anlar zihnimi ele geçiriyordu. Git gide daha da korkmaya başlamıştım.

En son daha fazla dayanamayıp otobüs hareket etmeden önce dışarıya kaçtım. Korkudan gözlerim dolmuştu. Otobüs beni arkada bırakıp ilerlediğinde derin bir nefes aldım. Yaşadığım şeyleri bilen tek kişiyi aradım. Abimi...

"A-abi?"

"Efendim prensesim?"

"Șey eğer işin yoksa beni fakülteye bırakır mısın?"

Bir Kahve Meselesi - ARA VERİLDİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin