Selamun aleykummmm
Özür dilerim ben baya baya geciktimm
Bu kurguyu acayip özlemiştim çok şükür geri döndümm
Sınır 55 Yorum...
Telefonumu abimin elinden hızla alıp bildirimi attım. Abimse hızla masadan kalkıp annemin mutfakta olmasından dolayı kolumdan çekerek beni kendi odasına kapatıp kapıyı kilitledi.
"A-abi"
"O gün seni kamikazede uyandıran adam!"Diye bağırdığında bir adım geri çekildim. Hiddetle solumaya devam etti." Ateist olduğunu biliyordun Esila!" Rengi git gide kırmızıya dönüyordu. Emir Berk mükemmel ötesi bir pot kırmıştı. Yarıșmacımızı buradan tebrik ediyor ve cuma günü öğle namazına müteakipen kılınacak cenaze namazıma bekliyorduk.
Çünkü bu sefer geri dönüşüm yoktu.
"Bir ateiste numaranı verip nasıl muhabbet edersin Esila! Ateist olmasa bile o olaydan sonra erkeklerle samimi olmayacağına söz vermiştin! Seni kaybetmeyi tekrar göze almıyorum!"
Bana doğru sert adımlar attı. Korkarak geri adım attığımda durdu.
"Benden korkuyorsun." Diye mırıldandı. Sonra kendini hemen toparlayıp "Esila özür dilerim sana öyle bağırmamalıydım. Sadece korktum ve tedbir almam gerekiyor. O yüzden abicim şimdi telefonunu bana ver."
"Abi numaramı ben vermedim. Lütfen hayır lütfen..."
"Esila abicim sakinliğimi korumaya çalışırken ver şu telefonu."
Şifremi istemediğine sükrederek sıkıntıyla telefonumu uzattım. Oysa ekranı açmaya bile uğraşmadı. Sadece telefonu arka cebine atıp "Benim odamda takıl ben birazdan geleceğim." Diyerek odadan çıktı.
Sonraysa kapıyı kilitledi.
"Abi aç şu kapıyı!"
"Abi tamam söz burada kalacağım aç kapıyı!"
"Abi yemin ederim bir daha onunla konuşmam aç kapıyı n'olur!"
Annem kulaklıkla müzik dinlediği için bizi duymuyordu. Abimse cevap vermiyordu. Cama doğru koştum. Arabasına biniyordu. Pes edip yatağına yatıp düşünmeye başladım.
Emir Berk'i öğrenmiști. Şu saniyeden sonra kendince tedbir alacaktı. Bir noktada haklı sayılırdı. Beni intihar etmek üzereyken yakalamıştı ve o anda bir daha hiç bir erkeğe güvenmeme izin vermeyeceğine dair söz vermişti. Şimdi ise ben Allah korkusu olmayan hatta Allah'a bile inanmayan birisi ile konuşuyordum. Hatta onun gözünden bakacak olursak kız kardeşi az kalsın bir erkekle hemde Müslüman olmayan bir erkekle kahve içecekti.
Ulan her şey başımıza șu kahve yüzünden gelmişti. Keşke en başından Emir Berk'e kahvesini ısmarlayıp onu engelleseydim.
Gözlerimi kapatıp düşünmeye devam ettim. Uykuya daldığımı anlamamıştım bile. Kafama bir bardak su boşaltılana kadar güzelce uyumaya devam ettim.
"Esila kalk hadi!"
Abimin sesini ve yüzüme dökülen suları hissettiğim anda hemen kalktım.
"Abi sen mi geldin? Neden çıkmıştın dışarı? Ne oldu telefonum nerede?"
Sükunetle başını sallamakla yetindi. Daha sonra arka cebinden bir şey çıkarıp bana uzattı.
Bu dedemin eski tuşlu telefonu değil miydi?
"Abi şaka yapıyorum de n'olur?"
"Ne şakası abicim. Eski yaşamına geri dönmen için yaptım sadece. Eski hattının iptal edilmesini sağlayıp sana benim üzerime olan yeni bir hat ve yep yeni bir telefon aldım."
"Yep yeni bir telefon derken?" Elimdeki telefonu ona uzattım. "Abi bu en az elli yıllık ya ver telefonumu! Hem hattımı iptal etmek nedir ya çıldırtacaksın beni!"
"Esila," Diye susturdu beni ciddice. "O çocukla konuşmanı yasaklıyorum. Benim karışmamı istemiyorsan intihara teşebbüs etme sebebini annemlere anlat. Onlar bilmiyor diye unutacak değilim. Seni hala korumam gerek. Ne kadar büyürsen büyü benim küçük ucubemsin. Ve inan bana ben bu küçük ucubeyi tekrar kaybetmeyi göze alamam."
Yanıma oturdu. Biraz önce verdiği telefonu tekrar eline aldı." Hem bak içinde yılan oyunu var bunun aşırı eğlenceli."
"Dalga mı geçiyorsun abi ya?! Hem daha yazan kişinin o doktor olduğuna dair bile bir kanıtın yok!"
"Deli Kahve, hmmm dur bakalım yoksa bu da mı kefiyye? Her haltında onun arkasına sallanmayı huy edindin iyice. Kamikaze olayında o doktor oradaydı. Ve ben telefonu aldıktan sonra tekrar mesaj attı. Ayrıca mesaj geldiğinde zaten kefiyyecikle konuşuyorduk."
"Tamam be of abi!" Desem de bunu unutacak değildim. Telefonumun intikamını alacaktım. Zaten Emir Berk ile daha fazla konuşamazdım. Abim haklıydı. Bir zarar görmüştüm ve bu az daha hayatıma mâl oluyordu. Ki zaten haramdı ve karşıdaki kişi de Allah korkusu yoktu.
" İçinde șu an sadece benim ve annemin numarası var. Hadi şimdi kahvaltıya geçelim her şey daha iyi olacak."
"İnșaallah." Diye mırıldandım sadece. Bunun hesabını soracaktim elbette. İntikam sebebim Emir değildi. Efnan'ın numara da silinmişti ve kızın instagram hesabını bilmiyordum. Onu engellediğimi düşünecekti, tek arkadaşım...
(1 Gün Sonra)
Fakülteden çıkarken Sıla koluma uzandı. "Notların fotoğrafını çektin mi kanka?"
Ne kankası be, ne bu samimiyet hadsiz? Demek istedim ama ben dün akşam izlediğim Payitaht Abdülhamid'de ki Semiha Sultan değildim. Ben tuşlu telefon kullanan gariban ve zavallı Esila Akay'dım.
"Telefonum bozuldu. Sadece iletişim için şimdilik tuşlu telefon kullanıyorum. O yüzden elimle not aldım."
"Yaa yazık sana..." Diye mırıldandı. Ciddi miydik biz șu an? Gerçekten sohbet konusu ne kadar zavallı olduğum mu olacaktı?
"Ne oldu telefonuna? Su falan mı döküldü?"
"Hayır." Derken bu sefer tebessüm ettim. "Telefonuma kahve döküldü. Hemde Starbucks'ın boykot kahvesi."
Demek istediğim şeyi sadece ben anlardım. Eğer telefonumun olmadığını bilseydi Deli Kahve de beni anlardı.
"Ama sen boykota dikkat edersin. Asla boykot yerlerine gitmezsin. Nasıl oldu da Starbucks'tan aldın?" Gözlerini kocaman açıp yapmacık bir şaşkınlık geçirdi.
Sıla ve yapmacık sohbetleri....
"Kahve benim değildi. Abim bekliyor gidiyorum ben."
"İyi bay."
O günden sonra abim beni resmen boğmaya başlamıştı. Fakültenin kapısına kadar bırakıp fakültenin kapısından geri alıyordu. Beni fazla tanımayanlar başta onu sevgilim sanmıştı ve bu iğrençti.
" Geldin mi güzellik?"
" Yok abi daha gelmedim kahve içiyorum amfimde șu an."
Suratı dediğim cümleyle buruştu. Bir an dediğim şeyi yeni anlayıp bașımı iki yana sallamaya bașladım. Oysa bakışlarını fakültenin çatısına dikmişti.
"İnșaallah dervişin fikri neyse zikri o değildir Allah'ım." Diye mırıldandığını ișitince kıkırdadım.
"Merak etme abi şu an tek fikrim sensin." Ve senden nasıl kurtulacağım.
Arabaya binip kemerimi bağlarken aklıma müthiş bir fikir geldi. Bunu yapmamam gerekiyordu belki ama en azından Emir doğru bir vedayı hak ediyordu. Yüzsüz gibi bir anda yok olamazdım. Ona bir işaret bırakabilirdim.
" Abi."
"Söyle Esila."
"Geçen hafta Filistin yürüyüşü yaptığımız sokağa gidebilir misin? Orada bir dükkan dikkatimi çekmişti de."
"Starbucks'ın orayı diyorsun." Diye iç geçirdi. "Yanından ayrılmayacağımı bil küçük hanım."
Gözlerimi kıstım ama görmedi. "Elbette abicik hadi gidelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kahve Meselesi - ARA VERİLDİ-
Teen FictionAteist bir adam ayyaş kafasından kurtulmak için kahvesini huzurla yudumlarken Filistin için yapılan bir yürüyüşe tanıklık eder. Sarhoş kafasından kaynaklı sinirlenir ve orayı terk etmeden önce bu yürüyüşü düzenleyen kişisinin numarasını bulur. Ayıkm...