Yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz.
Küçük yıldıza basıp, oy vermeyi unutmayın, heyecanla bekliyor olacağım.
İyi okumalar!!
bölüm beş, mağlup
"yaşam öyküleri sanıldığınca karışımsız değil, karışımlıdır. her bir yaşam öyküsü, öbür yaşamların parçacıklarıyla tamamlanır. "
- Özdemir Asaf
🎼Deniz Tekin, gelir miyim
🔥🔥
29 Mart'ı 30 Mart'a bağlayan gece
Küçükken sanırdım ki sadece kötü insanlar kötü şeyler yaşar. Dünya sadece birbirine azap veren insanlar için cehenneme dönüşür. Bir başkasına zarar veren insanlar zarar görür sanırdım, sadece kötü düşünen insanların başına bir şey gelir... Haberlerden uzak, sıcak bir evin içinde tüm bunları düşünmek çok kolaydı. Dışarıdan baktığımda tek gördüğüm ay ve yıldızlarken hayatın iyiliğine ve adaletine güvenmek çok kolaydı. Herkesin gökyüzüne bakarak aynı, güzel şeyleri düşündüğünü sanırdım. Çünkü bana hep böyle söylenmişti. Kötülük yoktu, belki mutlu bir evde büyümemiştim ama uyanacağım sabahlara da kalkmaya hiç korkmamıştım.
Küçükken hiç benim yaşlarımdaki bir çocuğun gökyüzüne bakarak kötü düşünceler içinde kavrulduğunu, zor hayat sürdüğünü düşünmemiştim. Sanki dünyadaki tüm çocuklar mutluydu.
Sanki çocukların, küçük olduğu için acı çekme hissi yokmuş gibi düşünürdüm.
Bazı geceler vardı, anne ve babamın rutinine dahil olduğum. Büyümek büyülü bir şey gibi gelirdi. Yaz akşamları bazen beni erken yatırmaz ve onlar yatana kadar onlarla takılmama izin verirlerdi. Güvenli bir mahallenin içinde büyümüştüm ben. Yaz akşamları komşumuzun balkonunda masa kurulur, annemler orada otururdu. Bende komşumuzun ikizleriyle akşam olsa da onlar ayrılana kadar sokakta oynamaya devam ederdim. O gecelerin birinde hayatımın şoku olmasa da beni derinden etkileyen ve üzerinden seneler geçse de unutamadığım bir şey duymuştum annemlerden. Bir komşumuz vardı, çok tatlı bir kadındı. Beni ne zaman sokakta görse hemen cebinden para çıkarıp bakkala yollardı çikolata almam için. Beni sevdiğini gözlerinden anlayabildiğin nadir insanlardandı. Babam çok kızardı onun parasıyla bakkala gidip bir şeyler almama. Ama ben o para verdiğinde bakkala koşmaktan hiç çekinmezdim. Günün sonunda babamdan azar yiyeceğimi bilsem bile yapardım. O zamanlar şimdiki halimden çok daha cesurdum.
Yaz akşamındaydık, ikizler hasta olduğu için annemlerin yanında oturuyordum. Saat on ikiyi çoktan geçmişti. Annem bu konu açılmadan çok kısa süre önce saati söyleyip yatağa gitmemi söylemişti ama ben inatla gitmek istemediğimde babam kalabileceğimi söylemişti. Başım annemin dizlerine dayalıydı, gözlerimi kapamıştım günün yorgunluğuyla. Hafif bir meltem esiyordu, annem saçlarımla oynuyordu. Konu bir şekilde o kadına geldiğinde gözlerimi açmadan dikkatle onları dinlemeye başlamıştım ruh halimden sıyrılıp. Hem biraz da o kadını uzun süredir görmediğim için merak ediyordum nerede olduğunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA ÇİÇEĞİ
Misterio / SuspensoEsila Çınar, yaşadığı acı kayıpla başa çıkmak için çocukluğundan beri yaptığını yapmış ve kalemine sığınmıştır. Fakat bu sefer kaçış yolu önüne bambaşka kapılar açmış ve bastırdığı kitabı milyonlar tarafından okunulmuş, başka dillere çevrilmiştir. B...