22. Bölüm

73 3 0
                                    

Bölüm şarkısı: Zeynep Casalini-Duvar

Tüm günümü babamla geçiriyordum artık. Çalışmam gerekiyordu, ama iş bulamıyordum. Can, para konusunda destek veriyordu, ama daha fazla para alamazdım. Aldıklarımı da zaten o zorla vermişti diye almıştım.

İş bulmam lazımdı. Ama bu, o kadar da kolay değildi.

Kapının çalmasıyla sıkıntıyla kapıya yaklaştım. Bu aralar pek keyfim olmadığı için tüm gün evde oluyordum ve garip bir şekilde kimseyi görmek istemiyordum. Ceren, aklımdan çıkmıyordu. Yine de daha önemli işlerim vardı. Babam gibi. Her geçen günde onu kaybetmeye daha fazla yaklaşıyordum ve bu durum beni boğmaya başlamıştı.

Kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyle şaşırmıştım. Ceren, kapımdaydı. “Geçebilir miyim?” dedi sakin bir şekilde. Saçları taranmıştı. Yüzünde hafif makyaj vardı. Yeni kıyafetlerini giymişti. Kırmızı bir tek saçlarına değil, her yerine yakışıyordu. Ateş misin be kızım? Böyle yakmak neden?

“Geç,” dedim şaşkın bir şekilde. Elindekileri bana uzattı. “Bunlar ne?” dedim anlamayarak. “Yemekler yaptım bir sürü. Baban nasıl?” dedi içeri geçerek. Tebessüm ettim. “İyi,” dedim. Onu görmek bir süreliğine de olsa iyi gelmişti bana. Bu kız bana kendimi iyi hissettiriyordu.

Yemekleri çıkarırken “Ceren,” dedim ona dönerek. “Efendim?” dedi merakla. “Seni alan yaşadı,” dedim gülümseyerek. O da gülümsemişti. “Sen al, yaşa o zaman,” dedi göz kırparak. Deli ediyordu beni. Deli ediyordu.

“Civan,” dedi babamın yorgun sesi. “Kim geldi?” Ceren, babamın yanına gitmişti. “Merhaba,” dedi tebessüm ederek. “Aaa hoş geldin kızım,” dedi babam onu görürken. “Hoş buldum Tarık amca,” dedi Ceren de. Bir köşede durmuş onları izliyordum. “Nasıl oldun?” dedi Ceren şefkatle. “Eh işte kızım. Gördüğün gibi. Azrail’in ne zaman geleceğini merak ediyorum.”

“Öyle deme Tarık amca,” dedi Ceren mutsuz bir şekilde. “Dedim bile,” dedi babam. “Bizim deli oğlana anlatamıyorum. Yoruldum diyorum. Sen de yorma kendini diyorum. Çok heba ediyor kendisini. Ben zaten bunu gördüğümde hâlâ yaşadığım için kızıyorum kendime.”

“Ama Civan’ın sizden başka kimsesi yok ki,” dedi Ceren. Gözlerim dolmuştu. “Tek ailesi sizsiniz.” Babam, bir eliyle Ceren’in eline dokundu. “Sen ol onun ailesi kızım,” dedi tebessüm ederek. “Benden aile olmaz artık ona. Sadece yük olur.”

“Benim kardeşim de kanserden vefat etti,” dedi Ceren dolu gözleriyle. “Şimdi Zeliha var. Kardeşim gibi. Abla diyor sürekli bana. Ama ben kendimi hâlâ kimsesiz hissediyorum Tarık amca. Çünkü kimse kimseyi öz ailesi kadar sevmez. Bu yüzden o yeri de ailesinden başka kimse dolduramaz. Neden pes etmeyi seçiyorsun ki? Babasın sen. Umut yaşatır Tarık amca. Benim kardeşimin umudu yoktu. Bana hep abla ben öleceğim diyordu. Sen yaşayacağına inan. Çünkü senden başka kimse yardım edemez sana.”

Babamın da gözleri dolmuştu. Daha fazla onları izlemek istemediğim için dışarıya çıktım. Sanırım biraz havaya ihtiyacım vardı. Ben boğuluyordum artık. Ağırdı. Sevdiğinin gözünün önünde ölüşünü izlemek çok ağırdı.

Pembe OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin