I Became a God in a Horror Game

Siren Kasabası Bölüm-2

*Görsele Siren art bıraktım. Sirenlar eski bir efsane. Doctor Who izleyen bilir az çok. Sesleri denizcileri büyüler onları hipnotize eder. Ve denizin derinliklerine çeker.

⊹ ࣪ ────── 𓆝 𓆟𓆞 𓆝𓆟──────⊹ ࣪

Bai Liu, minibüsün sıkışık ve dar olduğu için mücadele ettiği arka koltuklarında kendi tarafında uyuyordu. Hareket ettiği sırada t-shirtünün üstüne bir kolyenin düştüğünü gördü.

Üstündeki kıyafetler oyuna katılmadan öncesiyle aynıydı: beyaz t-shirt ve siyah pantolon. Genel olarak kıyafetleri düşük bütçeyle çalışan bir enayinin giyeceğinden farksız değildi, sadece ekstradan bir kolyesi vardı.

Kolyenin ucunda içi çıkarılmış bozuk bir demir para asılıydı. Bai Liu kolyesine tutup eskiden gördüğüyle aynı olan oyun arayüzünü açtı, ekstradan bir bilgi yoktu.

Bu şey oyun menajeri gibi bir şey olmalıydı.

Bai Liu kolyeyi t-shirtünün içine geri koydu, zarar görmüş paraları görmeyi sevmiyordu.

Bai Liu otobüsün arkasından kafasını çıkardı, minibüs 7 kişilikti; arkada uzanan kendisiyle beraber önünde 4 kişi vardı. Bai Liu kafasını çıkardığı anda şaşırmış biri ona baktı: "Bai Liu tatlım, sonunda uyanabildin!"

*Abla tatlım matlım ayıp oluyor.

Bai Liu hariç, yapyabancı 6 göz* ona bakıyordu. Bai Liu'yi tatlım diye çağıran kişi kahverengi büyük dalgalı kıvırcık saçlara sahip kahverengi gözlü ve kırmızı dudaklı seksi pantalon askısı giyen bir kadındı. Bai Liu bu kişiyi gördüğünde kalbindeki madeni para arayüz şeklinde karakter mesajıyla beraber ortaya çıktı.

*orjinalinde 6 yazıyor ama hiçbir şey yazmıyor, kişi gibi duruyor ama hikaye boyu arabada 4 kişiler muhtemeler 3 çift göz benzeri bir şeydi.

[ Npc Adı: Lucy ]

[ Hakkında: Yüzleşmek için oldukça utangaç olan, senin gibi erkeklerden hoşlanan; senden 10cm daha uzun ve senden daha hevesli daha cesur olan sınıf arkadaşın. ]

Bai Liu'nun gözleri yavaşça [oldukça utangaç olan] kısmında durakladı ve hızlıca düşüncelere daldı.

Belli ki oyunda npc hakkındakileri görmek için npclerle etkileşime geçmek gerekiyordu. Çevrimiçi oyunlarda da aynı mekanik vardı, bilgileri görmek için fare ile tıklaman gerekiyordu. Şimdi ise oyuncunun gözleri fare ve konsolla eş değerdi.

Bai Liu bir anlığına oyunda göründüğü kadarıyla kör kalmaması gerektiğini düşündü.

Lucy, Bai Liu'ya kaşlarını çattı: "Hey, bebeğim yoruldun mu? Tüm yol boyunca uyuyordun."

Bai Liu tamamen bekar olduğu için karmaşık bir duyguya kapıldı: "........"

Bekar hayatına acısız bir son.

Bai Liu bir anda konuyu değiştirdi, giderek uzaklaştığı soğuk manzaraya baktı ve sordu: "Nereye gidiyoruz? Neden bu kadar uzak görünüyor?"

"Görünüyor ki bir korkak yine kaçmaya çalışıyor."
ön taraftan alaycı ve yumuşak bir erkek sesi geldi. Dar kot ve göğsünde T harfi olan sportif üstlük giyen uzun boylu bir adam Bai Liu'ya küçümseyici bir şekilde baktı. Adam o kadar iriydi ki üst kıyafeti patlayacak kadar dardı, tıpkı ragbi oyuncusu gibi görünüyordu.

*Ragbi (Rugby) 15'er kişilik iki takımla bir devresi 40 dk olmak üzere iki devre olarak oynanan, ileriye pas vermenin yasak olduğu, topu elle rakip kale çizgisinin arkasına taşımayı hedefleyen sert bir spordur. (Amerikan futbolu gibi görünebilir ama farklı şeylermiş. Ama amaç aynı.)