Lycan ve insan

1.6K 102 2
                                    

Sorgu dediğinde daha farklı bir ortam canlandı sadist düşüncelerimde. En azından düşündüğüm kadar korkutucu olmaması iyiydi.
Şuan büyük bir salonun ortasında kocaman bir masanın bir ucunda ben diğer ucunda o adam oturuyordu. Yanında biri orta yaşlı diğer ikisi genç olmak üzere üç tane daha adam ve orta yaşlarda bir kadın vardı.
Ortamdaki sessizliği orta yaşlı adam bozdu.
"Anlat bakalım, sen kimsin neden ve nasıl buraya geldin "

Nasıl geldiğimi ve ne olduğunu bende bilmiyorum ki anlatayım. Ben hala sessiz ve şok içinde bulunduğum duruma inanamayarak etrafıma bakarken. Hepsi merak ve kuşku ile bana bakıyordu. Özellikle o yeşil-ela gözlü adam. Bir şeyleri çözmeye çalışır gibiydi. Sessizliğim canını sıkmış olacak ki keskin bir sesle "konuş" demesiyle ufak bir sıçrama ile ürperdim.
"Ben, bilmiyorum en son hatırladığım bir kaza geçirdiğim ve sonra burada uyandığım . Ne olduğunu bilmiyorum yada neden burada olduğumu" dedim durumu anlamaya çalışan kısık ve tedirgin sesimle.

Bu adamın bakışları çok tanıdık cidden o kediye benziyor. Ama saçmalama Lara o minicik bir kedi bu işe insan azmani ve bakışları... Daha yırtıcı ve cezbedici...
Ne diyorum ben kendine gel

Biraz kafamı silkeleyip kendime gelmeye çalışırken, orta yaşlı adam konuşmaya başladı.
"Bunun olacağını hiç düşünmezdim" biraz duraksadı ve bizim merakla beklediğiniz görmüş olacak ki aciklama yapmaya devam etti.
"Bir asırdır belkide daha fazladır görülmemiş bir şeydir bu. Sen başka bir dünyadan başka bir diyardan buraya geldin" herkes bir miktar şaşırmıştı fakat ben şok olmuştum. Devam etti
"Sana ikinci bir şans verilmiş. Bu çok nadir görülür ve genelde bir sebebi vardır"

"Bir dakika, bir dakika şimdi ben aşka bir dünyada mıyım?! Nasıl yani anlayamıyorum. Burası neresi peki siz kimsiniz?"

"Burası bizim krallığımız yani Apricity. Bende bu krallığın krallığın kralıyım" dedi beni odadan çıkartan yeşil göz .

Apricity mi? Krallık mı? Başka bir dünya mı? Neler oluyor böyle . Ve bu yakışıklı kral mıymış. Vay be demek bu yüzden bu kadar kendini begenmis.
Başka dünyaya gelmemin sebebi ne olabilir ki. Neden bana bir şans daha verildi? O tatlı kedicik mi yaptı acaba bana çok tuhaf bakıyordu kaza anında o gözleri ...

"Neden öyle bakıyorsun ne düşünüyorsun?" Bu ses ile yeşil gözlüye bakarak daldığımı fark ettim. Bu farkındalık ile biraz utanarak açıklık getirdim

"Yanlış anlama kaza yaptığımda yanımda minik bir kedi vardı. Onu kurtarmaya çalışırken kaza geçirdim. En son gördüğüm gözler onundu ve sizin gözlerinize çok benziyor. Resmen tıpatıp aynılar. Onun büyük hali gibisin tabi daha yırtıcı "  bunu demem ile herkes gülmesini zor tuttu o adam hariç ancak o zaman ne dediğimi fark ettim. Kral olan adamı minik bir kediye benzetmistim .
~~~~~~

Lara'nın bu sözleri üzerine önce kısa bir sessizlik oldu . Pesine Erza'nın babası Set ve annesi Anna dahil olmak üzere Ati ve Alga gülmeleri zar zor tutabilmis hatta ufak bir kaç küçük kahkahayı dışarı salmışlardı.
Bu küçük ve cesur kız koskoca Lycan kralını minik bir kediye benzetmisti. Hemde bunu sinir etmek ve ya dalga geçmek için değil içten oldukça masum bir şekilde cidden benzettiği için demişti. Bu durumu daha da komik hale sokuyordu. Bu duruma gülmeyen ve bütün kasları gerilen tek kişi Erza oldu.

Cidden bu küçük kadın bana kedi mi dedi. Eceline susadı galiba diye düşündü. Normalde başkası olsa çoktan boynunu koparmış ve bir köşeye atmış olurdu fakat bu kadına karşı bu kadar kötü düşünemiyordu.

"Sen beni, yani Apricity krallığının yüce Lycan kralı Erza'yı kediye mi benzettin" dedi ürkütücü ve tehditkar sesiyle

Lara biraz hatta baya tedirgin olmuştu. Bu neydi böyle sanki cussesi daha da büyümüştü bu adının Erza olduğunu öğrendiği adam. Sanki daha ne kadar büyüyecekse. Tamam çok aşırı uzun ve selvi boylu değildi belki ama normal standartlara göre uzundu ama bu adamın karşısında kendisini minicik hissediyordu.

Biraz durduktan sonra duyduklarını ancak akıl edebildi Lara Lycan mi demişti o? Neydi bu Lycan sanki fantastik kitaplarda bir kaç kere denk gelmişti. Kurt adam gibi bir şeydi. Hatta daha büyük ve güçlüydü. Cidden Lycan olamazdı herhalde bu mümkün değil. Sonuçta o fantastik bir hikaye ama bulunduğu durumu düşünürsek fantastik bir bilim kurgu filminde gibiydi. O zaman cidden doğru olabilir miydi? Bu düşünceler arasından ağzından

"Lycan mı?" Diye sordu aslında kendi kendine soruyordu fakat sesli düşünmüştü.

Söyledikleri karşısında bu kadar sessiz ve düşünceli duran bu kızı dikkatle inceliyordu Erza. Ne diyeceğini ne yapacağını merakla bekliyordu. Bu soru karşısında " Evet Lycan. Peki sen ne oluyorsun ?" Dedi.

Odada bulunan herkes Erza ve bu kız arasında oluşan bu tuhaf enerjinin farkındaydı. Lycan olanlar lycan krallarına aile üyesi gibi bağlı oluyor ve kralların gücünden huzursuzluğu ve huzurundan etkileniyorlardı. Aynı zamanda annesi ve babasının içinde bir umut olmustu. Bu kız Erza'nın kurtuluşu olabilir miydi. Bu düşünceler arasında herkes Erza'nın sorusuna karşılık Lara'nın vereceği cevabı bekliyordu.

Bu sorulan soru karşısında önce afallayan Lara kendini topladı ve " Ben normal bir insanım işte ne olacağım " dedi. Hala anlamıyordu cidden karşısında bir canavar mi vardı? Gayet insana benziyordu. Biraz tehlikeli duruyordu kabul fakat canavar olduğunu da düşünmemişti.

Bu cevap karşında gördükleri bir çok eğitimden ırkları öğrenen Lycanlar insanın ne olduğu biliyorlardı. Fakat gerçekte karşılaşacakları bir şey olduğunu hiç düşünmemişlerdi bunlar sadece kitaplarda geçen mit gibi bir şeydi onlar için.
Ayrıca bu kadar zayıf bir varlığın bu dünyada ne işi vardı?

İkinci Şans Farklı Dünya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin