O küçük kadını gördüğümden beri içimdeki Lycan adeta uluyor, oradan oraya koşturuyordu. Lara' yı gelen misafirlerin bazıları ile tanıştırmak zorunda kalmıştık. Her tanıştığı kişi ile oldukça düzgün bir şekilde tanışmıştı. Şaşırtmıştı kendisini ama o yüzünde yakaladığı ufak telaş stres ve korku mimikleri adeta eglendirmisti beni. Ne kadar da savunmasız duruyordu, bu durum onu koruma içgüdüsü yarattı içimde. Kaşlarımı çattın istemsiz ama normal bir düşünceydi bu sonuçta bizim himayemiz altında savunmasiz bir insan tabiki korumalıydı. Daha sonra Lara'yı daha fazla germemek adına bilerek biraz daha geri planda bıraktık germe yoktu herkesi tanımasına. Gelen konuklar ile ufak ve sıkıcı sohbetler ederken bir yandan da gözüm Lara'nın üstündeydi. Bu kadın yemeklerin tadına bakıp memnun olurken içimin tatlı bir mutlulukla dolması sonucu bir husrana uğradı bütün tabularım. Bu kadın bana ne yapıyordu.
Sohbet hafif koyu bir hal almışken Lara'yı bıraktığım yerde göremedim. Neredeydi bu? Hafif bir taramadan sonra onu bulmustum fakat gördüğüm manzara hiç hoş değildi. Bu kadın neden karşısındaki bu flörtöz adama gülümsüyordu. Dişlerimin arasından dökülen bir hırlama ve çatık kaşlarımla ne ara bu kadının yanına geldim bilmiyorum fakat karşısındaki adamın surat ifadesini görünce gayet iyi bir şey yaptığımı düşünmüştüm. Birde arsızca eşlik eden kimsenin olmadığını yalnız olduğunu düşündüğünü söylemesi alnımda bir damarın çıkmasına sebebiyet verdi. Sen kim oluyorsun ki bu şekilde düşünüp kur yapabiliyorsun. Yanımdaki sıcaklığı ve bana bakan kocaman yeşil gözleri görmem ile vücudumun ve ve sözlerimin benden habersiz iş yaptıklarını fark ettim. Kahretsin ben ne zaman kontrolü bu kadar bırakmıştım ki. Onu belinden tutarak yavaşça salonun çıkışına doğru ilerlerken üstümde şaşkın ve bizimkilerin muzur bakışlarını hissedebiliyordum. Ama umrumda değildi. Artık şu duruma bir el atmak gerekiyordu. Bu kız normal bir insan olamazdı . Nasıl beni bu kadar etkisi altına alabiliyor ve kontrolümü kaybettiriyordu.
~~~
Belimden çekilerek salondan çıkarılma sürecim o kadar hızlıydı ki ne olduğunu bile anlamadım. Ne yapıyordu bu. Ne olmuştu şimdi. Düşman biriyle mi konuşmuştum, gerçi düşman olsa burada olamazdı herhalde. Bu düşüncelerim yüzüme çarpan temiz hava ile sona ermişti. Harika bir gece manzarası bulunan bir balkondaydık. Ve ortalıkta kimse yoktu.
Bir dakika kimse yok! Beni burada öldürmez herhalde değil mi? Ama neden beni buraya getirdi ki?
"Kimsin sen, nesin ?" İçten ve boğuk bir tonda gelen bu soru ile afalladım. Ne demek istiyordu ki şimdi bu adam
"Anlamadım?" Diye cevap verdim. Anlamamıştım da gerçekten bu aşamaları geçtik diye biliyordum.
Seri bir şekilde üzerime gelip beni duvar ile kendi arasına sıkıştırıp elini duvara dayadığında şuan gözlerimin biyolojik olarak sınırlarını zorlar bir şekilde açılmış olduğuna yemin edebilirdim.
" Bir insan üstümde bu kadar etki yaratamaz. Nasıl bir efsun kullanıyorsun. Gerçekten insan olmadığına eminim . Gerçekleri söyle bana" diye başta boğuk olan sesi sona doğru yükselmişti.
Yanılıyor muşum gözlerim daha da büyüyebiliyormuş. Bu sözler en son beklediğim sözlerdi. Daha çok bana kızıp nutuk atacağını. Hiç olmadı öldüreceğini falan düşünmüştüm. Ama bu adam üzerinde etki yarattığımı söylüyordu.
"KONUŞ" diye otoriter bir ses ile yerimde sıçradım. İçimi istemsiz bir korku salmıştı. Şuan o yeşil gözleri koyulaşmıs ve kararmaya durmuştu. İçimde bir şeyler kıpırdanırken korkum biraz daha ağır basmış olacak ki "ben , ben insanım. Cidden hiç bir şey yapmadım neden bahsettiğini bilmiyorum gerçekten." Diyebildim sesimin çıktığı kadar. Ancak yanağımda bir ıslaklık hissettigimde ağladığımı fark ettim. Gözleri yumuşadı sonra yanağıma kaydığında bir küfür savurup üzerimden çekildi.
Üzerimden çekilmesi ile soğuk havayı hissettim ve az önce hissettiğim sıcaklığı özlediğimi fark ettim .
Özlediğimi mi!? Delirmiş olmalıyım gerçekten!Şok olmuş ve sulu gözlerle uçsuz bucaksız manzaraya bakan Erza'nın arkasından bakıyordum. Az önce sanırım ufak bir itiraf almıştım, fakat bu iyi miydi kötü müydü bilemiyorum. Sinirine bakılırsa kötüydü ve beni yalancılıkla da suçlamıştı. Bunu düşününce kaslarım çatılmıştı. Biraz kendime gelince balkon girişinde duran Ati 'yi fark ettim. Olanları anlamaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı. Lütfen anlarsan banada anlat !!
Daha arkasına dönmeden Ati'ye beni içeri odama götürmesini istemişti. Nasıl anlamıştı ki geldiğini gerçi o bir insan değildi sorgulamak lazım. Ati soru sormadan beni odama götürmüş ve beni düşüncelerime baş başa bırakmıştı.~~~
Ati Lara'yı odasına bıraktığında hemen Erza'nın yanına dönmüştü. Erza bu sırada Parti'nin sonlanması için gerekli bir kaç rutin görüşmeden sonra partiyi bitirmiş ve hiç bir şey demeden dışarı doğru yol almıştı. Ortamdaki tuhaf gerginliği hisseden anne, baba ve dostları hiç bir şey dememisti. Erza içinden bu duruma şükretti. Erza'nın peşinden giden Ati ve Alga, Erza'nın antrenman alanına girdiğini gördüklerinde içlerinden bir küfür savurup bu geceyi atlatmak için yalvardılar. Çünkü bu koca Lycan kral normal bir antrenman yapmazdı özellikle de kafası dolu ve ya sinirli olduğunda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Şans Farklı Dünya
Manusia SerigalaAni bir şekilde hayatı son bulan Lara gözlerini hiç bilmedigi ve fantastik bir dünyada açar. Lara' nın bu dünyaya gelişi eşini bulamamış asi ve soğuk Lycan kral Erza'nın hayatını hiç tahmin edemeyeceği şekilde etkileyecek. Erza'nin yaşadığı trajedi...