4

34 9 0
                                    

Yeosang

Son provanın üstünden birkaç gün geçmişti ve malum bira tavuk günü gelip çatmıştı. Aynada kendimi kontrol ederken yatağımda boylu boyunca uzanmış ve söylenerek yuvarlanan bedene iç çekerek dönmüştüm. ''Kırk yılın başı bir akşam dışarı çıkacağız Yunho, hiçbir şey kaybetmezsin. Hem.. Jongho'yu çözmemde yardımcı olursun?'' Söylediklerimi kafasında tartmış olacak ki yavaş yavaş yattığı yerden doğrulmuştu. Sonra birden aydınlanmış gibi parmağını bana uzatmıştı. ''ÜÇÜNCÜ TEKER OLMAK İSTEMİYORUM!'' ''Hayır üçüncü teker olmayacaksın, Jongho'nun da bir arkadaşı geliyor. Hmm... neydi adı? Minho muydu? Çocuk kendi stüdyosunu kuruyor, yapımcı olacakmış! Ona plak dükkanından bahsedersin hem.'' Ardı ardına sıraladığım cümlelerden sonra nefesimi düzenlemeye karar verirken başarılı olmuş olacağım ki Yunho hazırlanmak için ayaklanmış içeri gitmeden önce önümde dikilip bunun öcünü alacağını söylemişti.

Buluşacağımız mekanın önüne geldiğimizde kendimi göz ucuyla kontrol etmiştim. Yanımda dikilen Yunho bunu fark etmiş olacak ki bana dönüp heyecanla konuştu. ''Gayet iyi görünüyorsun, rahat ol. Seni beğenmezse cidden aptaldır.'' ''Teşekkür ederim Yuyu.. Hem söylediklerin için hem de benimle buraya geldiğin için.'' ona uzaktan ufak bir öpücük attıktan sonra içeri bir adım atmıştım. Kapıdan girer girmez yemek kokusu yüzüme vururken konuşma ve müziğin sesi birbirine karışarak gürültü halinde beynime işlenmeye başlamıştı bile. Çevreye bakınırken aradığım masayı bulmuş ve Yunho'yu çekiştirip onun da bakmasını sağlamıştım. Tam adımımı atmıştım ki kolumda bir el hissetmiştim. Yunho beni yanına çekerken şaşırmıştım ama kulağıma ''Onun adı Minho değil, Mingi.. ve dükkana birkaç kere gelen sarhoş eleman oydu...'' diye fısıldadığında şoktan ağzım açık kalmıştı.

Bu sırada açık bir şekilde onlara baktığımız için bunu hissetmiş olacaklar ki onlar da bize dönmüştü. Mingi'nin yüz ifadesi şaşkınlığa dönerken Jongo güzel gülümsemesini gözler önüne sermişti. Ona koroya katıldığım ilk günden beri resmen tutulmuştum ve şu an bu duruma geldiğimiz için o kadar mutluydum ki.. Yunho'yu da kendimle beraber ilerlettikten sonra ikisiyle de sırayla selamlaşıp oturmuştuk ki Jongho ufak bir soru yağmuruna tutulmuştu. Çocuklar bizi beklerken çoktan birer bardağı devirmişti bile, bu hem masada dibi gelmiş bardaklardan hem de Jongho'nun yüzüne yerleşmiş olan sıcacık gülümsemeden anlaşılıyordu. Normalde her zaman soğuk ve mesafeli görünüyordu ama bu gülümsemeye birkaç kez şahit olsam da hiçbirinde sarhoş değildi ve hiçbiri bana değildi. Ama şimdi tam karşımdaydı ve resmen benim kalbim gürültüde bile duyulacak şekilde atıyordu...

''Demek siz böyle tanıştınız ha? Neden bu plak dükkanı için başımın etini yediğini şimdi anladım Mingi.'' Jongho'nun sanki dünyanın en doğal şeyiymiş gibi söylediği cümleleri duyan Mingi az daha içtiği bira ile boğuluyordu. Gözlerim hızla yan tarafıma döndüğünde en yakın arkadaşımın kızardığını gördüm? Masadaki hava gittikçe ağırlaşırken sanki onu dağıtmak istercesine ellerimi sallamıştım. Bu gecenin extrovert kişisi olduğuma inanmak çok güçtü ama öyleydim. ''Yuyu'm her konuda yetenekli, kesinlikle müthiş plaklar önermiştir.'' Masadaki sessizlik ufak üç kahkahayla bozulmuştu çünkü biraz fazla kıpır kıpırdım. Yanaklarım kızarırken Jongho'nun çok sevimli diye mırıldandığını duyduğuma dair yeminler edebilirdim ama kanıtlayamazdım.

Saat ilerlemişken Jongho, Mingi ve ben sohbet etmiştik ama alkole dayanıklı olmasına rağmen tüm gün yorulduğu için kafasını masaya koyup uyuklamaya başlamış olan Yunho pek de aramızda değildi. Hatta Mingi'nin de çok odaklandığını düşünmüyordum çünkü gözleri bebekler gibi uyuyan arkadaşımın üstündeydi. İster istemez yüzümde ufak bir sırıtma oluşurken kaşlarım havaya kalkmıştı, gözlerimiz onunla kesiştiğinde yakalandığını anlamış olacak ki bir daha dönüp de bakamamıştı. Birkaç saniye sonrasında bardağındaki her şeyi kafaya dikmişti, Jongho onun çok iyi bir içici olmadığı hakkında söylenirken bu gecenin sonunda bu ikisini taşıyacağımıza emindim..

''Mingi biraz daha bağırırsan sabaha sokakta uyanacaksın haberin olsun.'' Evet Mingi sokakta alcohol free'yi söylüyordu, hem de bağırarak ve Jongho da sussun diye bir yandan ona söyleniyor, aynı anda devrilmesini engelliyordu. Bana gelirsek... üstümdeki ağırlığı tahmin bile edemezsiniz çünkü Yunho hala uyuyordu! Kollarım ağrıdığı için otobüs durağına vardığımızda koca bedeni banka oturtmuş ve Jongho'ya dönmüştüm. ''Cidden bunları sokakta bıraksak ne olur? İki koca devler bence insanlar korkar?'' Sorularımın yanıtını ufak bir kahkahayla aldığımda ben de gülmeme engel olamamıştım. ''Bırakmayı çok isterdim ama muhtemelen bağırdığı için Yunho Mingi'yi döver gibime geliyor.'' Biz konuşmaya devam Mingi şarkı söylemeye mırıltı şeklinde devam ederken bankın boş kalan kısmına oturmuştu. Yunho gözlerini yarım yamalak açıp yan tarafına bakmış ve kaşlarını çatmıştı. ''Twice hayranı mısın bilmiyorum ama lütfen sus, grup bile kendi şarkısını bu kadar söylemedi.'' Duyduğumuz cümleyle arkamızı döndüğümüzde kavga çıkacağını düşünmüştüm ama beklediğimin gerçek anlamda tersi yaşanıyordu çünkü Yunho kollarını Mingi'nin koluna resmen sarılmış başını da omzuna koymuştu. Tam ağzımı açmıştım ki Mingi boştaki kolunu kaldırıp işaret parmağını dudaklarına götürmüş ve ''şhh sessiz ol Yuyu'yu uyandıracaksın!'' diye fısıldamıştı. Jongho da ben de birbirimize bakmıştık ve kahkahayı basmıştık, bu gece gerçekten çok güzeldi. Her anlamda.

Otobüsümüz yaklaştığında Yuho'yu Mingi'den zor da olsa ayırmış ve beklemesi için uyandırmıştım. Jongho'ya döndüğümde hali hazırda bana bakıyor olması karnıma ağrılar saplanmasına neden olmuştu. Birkaç adımda yanıma yaklaştığında ''Şey.. otobüsümüz geliyor. Dikkatli gidin, bugün için teşekkürler. Bir gün tekr- ha?'' cümlemi tamamlayamamın nedeni Choi Jongho'nun bana sarılmasıydı! Şaşkınlığımı daha atamamışken geri çekilmiş, otobüsümüz gelmişti. ''Sakin ol Yeosang, çok hızlı konuşuyorsun. Ve evet bunu tekrarlayacağımıza emin olabilirsin, hem de sık sık. Şimdi otobüsünüzü kaçırmayın, vardığınızda mesaj at.'' Şokun etkisi hala bedenimdeyken Yunho'yu da alıp otobüse binmiştim. Camdan durağa baktığımda sırıtarak el sallayan çocuğu gördüğümde 32 diş güldüğüme çok emindim..

.
.
.
.
"MERHABA!! bir süredir bölüm yazamıyordum çünkü biraz yoğun bir zaman diliminden geçiyorum bir de bazı şeyler kafama tam oturmamıştı ve ufak ilhamlar bulduktan sonra başarabildim! yani kısacası bekleyen bir kişi bile varsa beklettiğim için üzgünüm.🥹 umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. alcohol free söyleyen mingi ve kahkaha atan jongho kadar tatlı günler dileğiyle🧡🫂"

different kind of beautiful - yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin