Derin derin nefesler almaya çalışıyordu ama zorlanıyordu. Adam çoktan gitmiş ve annesi de eve girmişti. Hala arabada oturuyorlardı çünkü Kaan hiçbir şey söylemeden eve bakıyordu. Tolga onun ne hissettiğini anladığı için bir şey demiyordu. Zamanında babası da annesini çok kez aldatmıştı ve kendisi de buna çok kez şahit olmuştu. Bu yüzden yanındaki çocuğun kendine gelmesini bekliyordu.
Kaan gözlerini kapatıp kafasını kaldırdı ve "camı açar mısın?" Diye sordu. Düğmeye basıp iki camı da tamamen açtı. "İyi misin?" Diye sorunca kumral çocuk kafasını sağa sola salladı. Tolga arkaya uzanıp çantasını aldı ve içinden bir su şişesi çıkardı. Kapağını açıp ona uzattı. Kaan kafasını iki yana sallayıp hızlıca arabadan çıktı ve çöp konteynerine doğru koştu.
Tolga ona baktığında kustuğunu gördü. Çantasından bir paket peçete aldı ve arabadan çıktı. Yanına yaklaşıp sırtına dokunduğunda Kaan'ın daha çok ağladığını gördü. Kusma işi bittiğinde kolundan tutup kenara çekti ve kaldırıma oturttu. Peçeteyle dudaklarının kenarlarını sildi ve suyu uzattı "avucunu aç Kaan." Dedi. Kaan dediğini yaptı ve güzelce ağzını temizledi. Daha sonra yüzünü yıkadı ve suyu tekrar uzatıp "Biraz iç." Dedi. Kaan sudan birkaç yudum içip yere koydu.
"Daha iyi misin?" "İyim." Dizlerini kendine çekip başını yasladığında, Tolga ona bakıp "Hastaneye gitmek ister misin?" Diye sordu. "Hayır." "Peki babanı arayalım mı?" "Hayır." "Peki tamam." Bir süre öylece oturduklarında Kaan "Sen git istersen." Dedi. Tolga "Sen ne yapacaksın?" Diye sordu. "Bilmem." Tolga ayağa kalkıp biraz uzaklaştı ve cebinden telefonunu çıkarıp Berk'i aradı.
"Alo?" "Alo Berk. Naber?" "İyi kanka da daha yeni okuldan çıkmadık mı?" "Evet. Ben senden bir şey isteyecektim aslında." Dedi ve arkasına dönüp hala oturan çocuğa baktı. "İste kanka." "Kaan pek iyi değil de bugün sende kalsa olur mu?" "Bende mi? Ciddi misin?" "Evet. Ya böyle emrivaki yapmak istemezdim ama cidden kötü."
Berk'ten bir süre ses gelmeyince "Berk, gerçekten iyi değil. Emin ol ailenle ilgili bir şey öğrense de umrunda olmaz. Ben götürürdüm ama Leyla var biliyorsun, istemez." Dedi. Berk "Tamam. Bana getir o zaman ama dediğin gibi olmaz da ailemle ilgili bir şeyleri öğrenip diğerlerine anlatırsa-" "Bütün suç benim o zaman kardeşim." "İyi peki. Gelince görüşürüz." "Görüşürüz." Dedi ve telefonu kapatıp tekrar yanına gitti.
"Hadi gel gidelim buradan." Dediğinde Kaan kafasını kaldırıp ona baktı ve "Nereye?" Diye sordu. Tolga biraz eğilip elini tuttu ve ayağa kaldırdı. Daha sonra da arabaya binip Berk'in evine doğru sürmeye başladı.
"Hoşgeldiniz." Dediğinde ikisi de içeri girdi. Berk salona doğru yönlendirdi ve montlarını çıkarıp ilerlediler. "Biraz geç oldu. Ben oturmadan gideyim." Tolga konuştuğunda Berk "olur kanka, nasıl rahat edersen." Dedi. Tolga Kaan'a baktığında Kaan da kafa salladı ve koltuklardan birine geçip oturdu.
Berk arkadaşını yolcu edip salona tekrar geldi ve "Ne içersin? Aç mısın?" Diye sordu. "Temiz diş fırçan var mı?" Berk böyle bir soru beklemediği için şaşırdı ama "var banyoda. Gel göstereyim." Dedi. Banyoya doğru götürüp açılmamış olan diş fırçasını verdi ve "Ben gidip bize içecek bir şeyler ayarlayayım, yanına da atıştırmalık." Dedi ve yanından ayrıldı.
Kaan aynaya baktığında gözlerinin kızardığını kötü gözüktüğünü fark etti. Annesi ve o adam yine gözünün önüne gelince derin bir nefes alıp diş fırçasını açtı ve macun sıkıp fırçalamaya başladı. Hızlı bir şekilde işini halledip banyodan çıktı ve salonda oturan kızıl çocuğun yanına gidip oturdu. Sehpanın üzerini atıştırmalıklarla doldurmuştu.
"Kahve yaptım ama acı değil, rahatça içebilirsin." Dedi. Kaan kafa salladığında "ee nasılsın?" Diye sordu. Kaan ona bakıp iç çekti. "Rahatsız ettim seni kusura bakma." Dedi. Berk "Yani davetsiz misafirlerden hoşlanmam ama bugüne bugün arkadaşımın manitasısın." Deyip göz kırptı. Kaan da gülümseyip "Sağol." Dedi.
