"Perdeler,
gizli hıçkırıklarla dolu."
Furuğ Ferruhzad.Bölüm 3 "Ali Vefa Tanrıkulu."
"3 Eylül 2024 Tarihine ait bir cinayet haberiyle gündeme giriş yapıyoruz. Ulusal ve uluslararası arenada tanınan ünlü sporcu Atakan Sağduyar, evinde gerçekleşen korkunç bir olayla ülke genelinde şok etkisi yarattı. Sağduyar'ın Sarıyer'deki lüks konutunda, elleri ve ayakları kesilmiş olarak, evinin banyo küvetinde bulundu."
Mutfak masasının üstünde duran kefirimi yudumlayıp çantamın içine anahtarı attığıma emin olmak adına tekrardan kontrol ettim. Evet anahtar çantamdaydı, bardağın içinde yarım kalan kefiri hemen bitirmek adına nefes almadan tepeme diktim.
"Nietzsche, Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alsın çünkü karanlığa uzun süre bakarsanız, karanlık da sizin içinize bakmaya başlar, demiş."
Bir elimde çanta bir elimde bardakla olduğum yerde haberi sunan spikeri onayladım. "İnsanlar ne zamandan beri bu kadar canileşti?" Kelimeler ağzımdan bir bir dökülürken parmaklarım radyonun Off tuşunu buldu.
Avucumun içinde stresle sıktığım telefonumun ekranını açtım, büronun konumundan trafik durumunu kontrol ederken nefesimi tuttuğumu dahi fark etmemiştim. Titrek nefesim dışarıya firar ederken ayak ucumdaki şiddetli ağrı beynime ok gibi saplandı.
"Mektupları götürmem gerekiyor mu?" Çantamı ve botumu yere bıraktım ama kısa bir süre sonra kapıya geri döndüm.
"Davayı almak istemeyebilir götürmenin bir anlamı yok.." döndüğüm yola tekrar geldim ve bir paradoksun içine adım atmış bulundum. "Almalıyım, incelemek isterse gösterebileceğim bir şey yok."
Koşar adımlarım odamı bulduğunda, yatağın altına sakladığım kutuyu aldım. Geç kalmak istemiyordum, kolumun altına sıkıştırdığım kutunun içinde lazım olabilecek her şeyi arabada alabilirdim.
Adımlarım tekrardan hızlanırken aceleci şekilde botlarımı giydim, "kalbim çok hızlı atıyor." Boştaki elim göğsümün üstünü bulurken birkaç saniye kendime zaman tanıdım. Sakinleş.
Yalnızca bilgi alacaksın neden bu kadar gerginsin?
Çelik kapının tok sesi bahçede yankılanırken iki elimle kavradığım yeşil kutuya baktım: Sanki tüm dertlerimi bu kutunun içine tıkıştırmıştım, şimdi ise kutu artık içine herhangi bir şey alamayacak kadar doluydu.
Durumun kutuyla da alakası yoktu.
Her konuyu aşabileceğimi düşündüm hatta bu sorunları kendi kendime daha iyi atlatabileceğimi, birine anlatırsam çığ gibi büyüyüp hayatım zorlaştıracakmış gibi hissederdim. Yanlış düşünüyormuşum, bunu mental artık kaldıramayacağım zaman anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVGILAR VE YANILGILAR
Narrativa generale"Kuzgunda, Kargada aynıdır sadece birinin bahtı daha karadır." Her bir hareketin önceden düşünülmüştür senin. Lütfen şimdi vur beni, Kuzgun olmak zor, çok kara bir bahta sahip olmak insanın omzuna yüklenmiş bir dağdır. Lütfen, hareketin zaten kalbi...