BÖLÜM 8 - ADALETLİ CADILAR KULÜBÜ

12 1 4
                                    

''I don't wanna be your friend, I wanna be your bitch
And I wanna touch you, but not like this
The look in your eyes
My hand between your thighs
Oh, this can't be real
It's all just a dream...''
Evet, yine gece yatarken son ses müzik dinliyordum. O kadar çok dinlemiştim ki artık tüm Spotify listesi beynime kazınmıştı. Yani Spotify bana "yeter be aq başka şeyler dinle" dese şaşmam. Neyse, sabah hazırlanıp okula doğru yol aldık. Amacımız o gün iftarı dışarıda açmaktı. İyi ki planımız vardı. Okulda yine arkamdan birinin  bana sarıldığını hissettim, kim lan bu? Meğersem Sare imiş. Öyle ara sıra yapıyor böyle süprizler. Bir an onları da iftara çağırayım dedim.

- Şey, bu akşam iftarı birlikte açsak mı? Tabi, bir işin yoksa.

Bana bir an döndü ve sessizleşti. Ter damlaları üzerinden akmaya başladı.

- Y-yok üzgünüm işimiz var, sonraya inşallah.

- Tabii ki de, sorun değil.

Böyle samimice söylemiştim ama şimdiden bir boklar olduğunu anlamıştım.

Akşam her şey için hazırdık, konuşa konuşa dışarı çıktık. Yolumuz okulun üzerinde olduğu için oradan da geçecektik. Bir an Dilek duraksadı.

- Ah! okulda hırkamı unutmuşum, madem yolumuz oradan geçiyor biz de alırız.

Bunun üzerine Deniz de duraksadı.

- Benim de kulaklığım kalmış... Toplu alırız artık~!

Topluca aşırı samimi bir gülüş attıktan sonra okula doğru yol aldık. Sınıfa geldiğimizde camlar açıktı ve sınıf gayet temizdi. İkisi de eşyasını aldıktan sonra tam çıkacaktık ki çok baskın bir ses duyduk. Camdan baktığımda arka bahçenin çöplük kısmından geldiğini anladık ve merak içerisinde aşağıya indik...

Geldiğimizde şok edici görüntüler gözümüze çarptı. iki ''cadı'' (cadıların cadı olduğu giyimleri, kolyeleri, sihir tarzları ve isimlerinden belli olur.) bir adamı öldüresiye dövüyordu. Bir anda öne atılarak durmaları için bağırdım. Gözleri bir anda benim üstüme geldi. O sırada içlerinden biri bana saldırmaya çalıştı- ama başaramadı çünkü bir güç onu engelliyordu. Arkadaki acı sesleri kulağıma gelince arkaya döndüm. LAN DİLEK GÜÇ KULLANIYORDU, AMA NASIL? O MÜHÜRLÜ VE YAPAMAZ Kİ BU YÜZDEN. NE OLUYOR LAN!? Dilek öyle bir güç kullanıyordu ki cadı yavaş yavaş dönüşmeye başladı. Ama bu... Aybüke idi?

- KAHRETSİN!?, diye bağırdı Aybüke.

Dilek böyle devam ederse Aybüke'yi öldürecekti, bu yüzden onu etkim altına almaya çalıştım. Gece değildi ama denemekten zarar gelmezdi sanırım değil mi? Oh hayır, onu etki altına alamıyordum. O gerçekten kriz geçiriyordu. 

Bir an... Arkadan bir ses geldi.

- DİLEK LÜTFEN DUR.

Arkaya döndük bir anda. Gelen Sena idi. Gözleri korktuğunu ve endişelendiğini açıkça ifade ediyordu.

Ne olduysa Dilek durdu.

Deniz ile üçünü de kenara çektikten sonra herşeyi anlatmalarını (kesinlikle aşırı nazikçe) rica ettik. 

Özetle, bu üç kız aslında yarı cadı yarı normal insanlar. Amaçları yok ve insanlara istediklerini yapıyorlar. Sokak serserileri ve suikastçılar gibi kısacası. İnsanlara zarar veriyorlar çünkü insanların acı hissi olmazsa ölürler, yani hayatları isteseler de istemeseler de serseriliğe bağlı. Açıkçası ben hepsinden de bu caniliği beklerdim. Özellikle Aybüke'den. 

Tamam, onların bizim karşımıza çıkması Allah'ın bir çeşit lütfuydu ve gerçekten de bizim onların yardımına ihtiyacımız vardı. Yani tesadüf müdür anlayamadım. Ama bir sorun vardı, onlara nasıl da güvenip onlardan yardım isteyebilirdim ki...

''But why am I so angry in the first place?
Why am I hurting?
Ma tafawaki shuya
She's not your girlfriend...''

Tam Nxdia nakarata gelmişti ki, bir anda uykum bildirim sesi ile bölündü. Telefonuma uzanmaya yeltendim, açtığımda bir de ne göreyim, Feride hanım yazmış?

-Acil dışarı çık zeynep.

T-tamam?

Düşündüm, acaba bir insan neden seni evinin aşağısına bir gecenin yarısı çağırsın ki? Acaba murderleyecek miydi beni- bunu düşünürken biraz da irkilmiştim. Dışarı çıktığımda arkada sokak lambasına yaslanan bir Feride gördüm. Herhalde son ses I Kissed A Girl dinlediğinden beni duymamıştı. Ben de yanına yaklaşıp kafasını okşadım. Bir an gözlerini açtı ve bana baktı.

- Vay vanına, yapmayalı uzun zaman oldu, benden başkası da böyle okşadı mı saçlarını?...

Gülümsedi.

- Hayır.

Bu sürtük aramızın iyi olmadığını bilse de yine de benle sorunsuzca konuşuyor, onun bu tavrı sinirimi bozuyor çünkü onun benimle bir zamanlar en yakın arkadaş iken şimdi teneffüslerde onunla bir kelime dahi konuşamıyorum. Şansımı zorladım, ''Affet Zeynep'' dedim ama işe yaramadı. Sonunda nefret ettim. Sanırım aramız asla düzelmeyecek ve o bana bu acıyı çektirmeyi seviyor, bağımın kopmamasını göz önünde bulundurarak diyorum bunu.

Bir an bunlar aklımdan geçince sinirlerim bozuldu ve ağzımdan bazı şeyler kaçtı...

- Biliyor musun, benimle oynuyorsun ama ben bıktım. Oyundan çıkıyorum.

Tam da bunu dedikten sonra nah çekerek oradan uzaklaştım. Feride ise sadece arkamdan bakıyor ve iç geçiriyordu. 

Ben mi fazla abartıyordum acaba?

Biliyor musun, ''sözde grubumuzdaki'' çoğu kişiden nefret ediyorum, zaten hepsi yalancı. Pardon da ortada grup diye bir şey yok ki? Sadece tozlu ve acı bir geçmiş...



SON

Gökyüzündeki Son ''Zeytin''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin