BÖLÜM 6 - KARA İZ

11 1 2
                                    

Sıkıntıdan neredeyse kafayı sıyıracaktım. İkisi de kriz geçiriyordu, ufak çaplı bir kıyamet gibi bir şeydi işte boş verelim. Şu ana kadar bir çok sihirli kişi bulmuştum bu grupta, ama bu biraz garip değil miydi sanki? 

Herkes farklı farklı hikayelere sahipti ve hepsini de akılda tutmak çok zordu. Artık kendimi bir kenara atsam da kurtulsam diyerek ayakta tutmaya çalışıyordum aptal gibi.

Haftalar sonra Ravza ve Amine'nin birbirlerini aldattıkları ortaya çıktı. Hem de Amine Elif ile aldatıyordu. Daha önceden Elif ile evliydik ama sonra Elif beni Feride ile aldattığı için ayrılmıştık. Ancak olanları kafaya takacak kadar aptal değildim, zaten artık Elif'e karşı hiç bir şey hissetmiyordum, ne bok yerlerse yesinler dedim. Yalan olmasın, çok mutlulardı. Onlar birbirlerini seviyordu. Ancak o güne kadar...

Amine ve Elif tuvalette ilk defa öpüşmüştü. Onları ilkinde göremedim ama ikincisinde çok net gördüm. Kapıları kapatmışlardı ve sadece değdirip çekmişlerdi misal olarak. Baya rahatsız edici bir görüntüydü ve şimdi daha da kötüsü olacaktı. Gruptaki kimse onları yakıştıramadı, Feride de dahil. Ve Feride gibileri dediğini her zaman yapar ve yaptırırlar. Sevde ile Feride Elif'i kenara çektiler ve her şeyi itiraf ettirdiler. Ben ve Azra da onların yanına gittik ama bizi kovdular, ispiyonlamamızdan korktular. En sonda Elif'i ikna edip itiraf ettirdiler. Amine bunu duyduktan sonra bayağı bir üzüldü. Ben de teselli etmeye çalıştım. İlerleyen günlerde Feride benden uzaklaştı ve bunun için hiç bir açıklama yapmadı, ben de fazlasıyla üzüldüm. Ama sonra ''She Likes A Boy'' şarkısındaki son cümleyi hatırladım;

- Fuck that guy. ( O adamı siktir et gitsin.)

Adeta bir uyanış yaşadım ve kendime geldim. Ertesi sabah tüm üzerinde Fareus ( Feride'nin grup karakteri ) resimleri olan kağıtlarımı yırtıp çöpe attım, artık vicdanım rahattı. Sonra Azra ile takılmaya devam ettim. O sırada Amine devamsızlık rekoru kırdı. Geldiğinde gülümsüyordu, en azından daha iyiydi. Şimdi araları diğerleri ile iyi olur mu bilmiyorum ama büyük ihtimal tekrar birleşirler, beni bilen bilir. Bunlar tahmin değil, gerçek ve bunun sadece ben farkındayım. Grubun kırılma noktasına gelmiştik, son evre. ''Feride ile aram bozuluyordu'' . Sanırım bu dönem de bitmişti, aman ne güzel. Şimdi yeni bir devlet falan mı kurulacaktı? Bilemiyorum ama iyi şeyler olmayacağı kesin.

Şu son zamanlarda Dilek ile aram da hiç iyi gitmiyor, herkese ne oldu?...

.

.

.

Uyandığımda beyaz bir yerdeydim. Tek ve yalnızdım. Göklere geri mi dönmüştüm yoksa? Bir anda karşıma bana pek de benzemeyen biri göründü. Bana şöyle dedi;

- İyi misin?

Bir anda dilim dolandı ve hem korku hem heyecan içerisinde kekeleyerek cevap vermeye calıştım;

- T-teşekkürler iyiyim, sorduğun için sağol.

Rica etti. Nedense bana çok tanıdık geliyordu.

- Kimsin sen?

Gülümsedi ve cevap verdi;

- Sana yardım edecek kişi.

- Bunu nasıl yapacaksın? Sen de ölmedin mi.

Bir anda boynundaki kolyeyi gösterdi, çok tanıdık geliyordu ama çıkartamamıştım.

- Hatırla, şansımı sonuna kadar zorlayacağım.

O kolyeyi hatırlamam ve olayları anlamam bir oldu. Bazı aileler küçükken çocuklarının ruhlarını bunun gibi kolyelere hapsederdi. Böylece kişi o kolyeye zarar gelmedikçe ölmezdi. Aynı ''Madoka Magica''daki gibi yani. Bu gelenek sadece Gök canlılarında vardı ve o da hala yaşıyor demekti.

- İsmin n-

Ben daha lafımı tamamlayamadan bir anda uyandım. Hayır, bu rüya kesinlikle bir tesadüf falan değildi, kesin bir şeyin iziydi ve yine çözmem gereken bir dava vardı. Klasik yani.

Kalkıp hazırlandım ve (çoook sevdiğim) okula gittik. Masum masum otururken ders başladığını fark edemedim. Bir an kapı çaldı ve içeriye bir kız ve sınıf hocamız girdi.

- Çocuklar bu yeni sınıf arkadaşınız...


SON

Gökyüzündeki Son ''Zeytin''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin