BÖLÜM 2 - PORTAKALLI ORALET (w/ @wissxwish )

32 4 5
                                    

evet iki kişi birlikte yazdık shipleyeni beyaz ışıklara gönderirim ok?

Okul çıkışı yurt odasında oralet kalmadığını öğrenen dilek benden markete kadar gidip almamı rica etti (aslında tehdit etmişti ama olsun!). Allah'ımın Üsküdar'a verdiği bu harika (!) havada açık olmasını umduğum BİM'e gittim. Bir taraftan fiyatlarla bakışıyor, bir taraftan da neli alacağımı düşünüyordum. En iyisi portakallı almaktı diyerek kasaya doğru fırladım, keşke daha hızlı fırlasaydım. Önde iki kız kasiyerle dedikodu yaptığı için sıra bir türlü ilerlemiyordu. Uyarmak adına birazcık (ehe) sesimi yükseltince öndeki o hanımlar da bana baktı. Birinin tipi aşırı tanıdık geliyord- bi dakika lan diye geçirdim içimden. O şu sınıftaki kısır bağımlısı ve kedi hayranı, aynı zamanda da hakiki sarışı- ay pardon Amine'nin sew olan Ravza'ydı. Ama gördüklerim yetmezmiş gibi bir de Ravza kıza belinden sarılıyordu.  Bir anda sinirim tuttu, ne yani... BU SRFS AMİNE'Yİ Mİ ALDATIYORDU BE?! Sıradan fırlayıp Ravza'nın yanına uçtum.  Kabul birçok sewi var ama bu daha farklı. Adı Mina olan bu kız, Elif'in ilkokul arkadaşıymış. Gruptaki shipler üzere evlenmişler. Zaten Amine'nin de haberi varmış, neyse kaçamak yapıp hemen orda fiyatını ödeyip koşa koşa odaya girdim. Bir taraftan hala şokta, bir taraftan da Dilek'in sorularına yanıt vermeye çalışıyordum. Sonda bir tokat yedim de anca öyle kendime geldim. Olayları anlatınca o da benim gibi şoka girdi. Bu şoktan sadece tek birşey yaparak kurtulabilirdik; oralet içerek. Bir çay bardağına 31 yemek kaşığı koyduktan sonra afiyetle içtik. Hafta sonu için hiç bir planımız olmadığını fark ettik. O anda aklıma birşey geldi. 

Onlara anlatmalıydım, herşeyi.

Sonuçta bahsetmezsem nasıl çözüm bulacaktım?

Gerçi, bana inanmazlardı.

Hayır, biraz daha beklemeliydim.

Öylesi daha iyiydi.

En iyisi Dilek'e anlatmaktı.

İlk başta şaka yaptığımı sandı ama kanıtları ortaya sununca... kabullendi. Belki inanmaz diye bir de dosyaları falan gösterdim, ama kabullenmişti artık.

Tüm hafta sonu araştırma yaptık, gerçi hiç bir şey bulamamıştık. Ben uykusuzluğa alışık olsam da Dilek pek de öyle değildi. Çok pis uyku sersemiydi, kaç tane kahve içmişti sayamamıştım yani o kadar. Gece 3 buçuk civarıydı ve evin her yerinde mum vardı. Biraz su almak için tezgahın yanına gittim. Suyu doldururken arkadan belimin tutulduğunu hissettim, hem çok rahat hem de çok sıkı bir tutuştu bu, ama sesimi de çıkartmadım. Bir süre sessizlik oluştu. Bir süre sadece arkadan gelen "More Than A Friend" müziği duyuluyordu o kadar. Ondan sıyrıldım ve yanağından öptüm.
"Kendini çok yoruyorsun" dedim. Bana tekrar sarıldı. Hayatımda ilk defa bu kadar mutlu olmuştum.

Ertesi sabah "SELEME CENEMELER UYANMA VAKTİ WOOOOĞĞ" sesi ile yarı uyanık şekilde uyandık, okula zar zor gitmem yetmezmiş gibi sınav vakti yaklaşıyordu ve dersi zerre anlamamıştım.
Hocaları hayatı sorgulatan bakışlarımla dünyadan soğuttuktan sonra ilk teneffüsten koşa koşa yüzümü yıkamaya kaçtım. Okulda dönen tüm dedikoduları öğrendikten sonra Dilek'in hiç normal davranmadığını farkettim, ki onlar da farketmişti. İyi misin sorusuna dahi iyiyim diyemiyordu, hali berbattı. Bir anda gerçekleri ağzından döküverdi...

SON~

Gökyüzündeki Son ''Zeytin''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin