~Uyuyan Güzel ~
İnsan kendini hep kaybeder bazen bir sınavdan düşük alınca bazen hastalanınca bazen sevdiği dizinin finalini izleyince bazen sevdiğinden ayrılınca ben bense ablamı kendi ellerimle ölüme yolladığım da ama bunu yıllar sonra öğrenince kaybettim kendimi eğer yıllar sonra kendimi tekrar bulursam ve o yedi yaşındaki çocuk canlanırsa işte o zaman gerçek kıyamet kopacaktı
Alin'nin anlatımıyla
Hiçbir şey göremiyordum sadece arada bir gelen boğullk sesler vardı ne olmuştu bana ölmüşmüydüm hayır ölmüş olamazdım sesler vardı ama ya ölmüş ve arafta kaldıysam ya tanrı beni cennetine almaya layık görmemişse "abi bu kız niye uyanmadı hala bir şey de yapmadık ki acaba alerjisi falan vardı da tahtalı köyü boyladımı vallahi karan abi ağzımıza sıçar haberin olsun" sinirli bir nefes alıp verme sesi "aynen kardeşim kız öldü ne hikmetse nefes alıp veriyor ne büyük mucize" "ne bileyim abi baksana uyanmadı hala hem sen oradan nasıl anladın nefes alıp verdiğini" "levent oğlum bak sen bana sınav mısın sinirlerimle oynama karan zaten başımıza bela etti bu kadını lan adam kaçırmadan tut çatışmaya çatışmadan tehditte ulan mafya babası bile kaçırdık biz ama avukat kaçırmak nedir amına koyayım ya" ve seslerde gitti
...Uyayan güzel aç gözünü dinle karanın sözünü "bu ne boktan bir sestir yaaaa" diye inledim birden bire "aşk olsun karıcım sen sabahtan beri horul horul uyuyosun ben bir şey diyormuyum cık cık cık " "ne karısıya sen kimsin naptın bana piç" "Aaa aaaa çok ayıp sen gittikçe çirkefleşiyorsun haberin olsun hem ne demek sen kimsin görmüyor musun beni siyah Ekranmı mı geldi yoksa sonradan mı geliyor sende görüntü"kahkaha sesi
"Karan bey sizi misiniz?" Dedimcılız bir sesle "sen ciddisin "dedi bir an kendiside ciddileşerek "iyimisiniz doktor getirtmemi istermisiniz Alin hanım"dedi
Sonunda görmye başlamıştım görüntü biraz bulanıktı ama olsun karşımdaki kişiyi seçebiliyordum en azından "Karan bey bir şey sorabilir miyim " dedim meraklı bir sesle "tabi buyrun birşey mi istiyorsunuz yoksa" dedi o da ama sesinde gerçek bir merak ve endişe vardı "siz manyak mısınız?"dedim konuşmasına hiç fırsat vermeden "piçe bakyaaa hem beni kaçır hem bayılt hem bağla oldu olacak birde kafama silah daya"diye carladım hiç beklemiyordum ama birden elini arkasına attı içimden senin beynini sikeyim alin dedim ne olur düşündüğüm şeyi yapma diye dua ettim pek işe yaradığı söylenemezdi arkasında silahını çıkarttı ve bana doğrulttu "şimdi size son kez soruyoum alin saydam benim avukatım olur musunuz?" dedi o ilk gördüğümde içinde bir gram duygu olmayan kahverengi gözleri şimdi alev alevdi ama yoktu benim kitabımda öyle kolay teslim olmak kocaman gözlerle ona bakarken bir süre sessiz kaldım buna karşın silahı alnıma dayadı "korkudan diliniz tutuldu galiba ama ben sorumun cevabını alamadım Alin hanım"dedi kibirli bir sesle gözlerimi kıstım ve onu baştan aşağı süzdüm onu küçümseyen bir bakış attıktan sonra "siz karşınızda dili tutulan kızlara alışmışsınız ama benim onlardan olmadığımı anlamış olduğunuzu düşünüyordum açıkçası beni şaşırttınız" dedim kendinden emin bir sesle ardından silha alnımı biraz daha dayadım "senin gibi bir piçin avukatı olacağıma ölürüm daha iyi" dedim gurur dolu bir sesle karşımda şaşkın kahverengi gözleriyle beni izliyordu "ama tabi Tarık akkanın kızını öldürecek cesaretin varsa" gözlerini gözlerime dikti o az önceki kahverengi gözleri şimdi bir girdaba dönüşümtü ve ben her geçen saniye o girdabın içine çekiliyordum silahı alnıma o kadar sert bastırdı ki izinin çıktığına yemin edebilirdim elini silahın emniyetine götürdü ve emniyeti kapattı tam silahı ateşliyeceğini zannettim ki silahı havaya kaldırdı ve ardı ardına silahı ateşledi nefesimin kesildiğini hissettim sonra namluyu tekrar bana döndürdü çok korkuyordum vücudum titriyordu ama öleceksem bile bunu intikamının alınacağını biliyordum biliyodum bu yüzden karşımdaki kahverengi gözlere gözlerimi diktim bana öyle bakıyordu ki başka biri görse kanlı olduğumuzu zannederdi o bana nasıl bakıyorsa bende ona öyle bakıyordum asla geri durmuyordum "KARAN!" Diye bağırdı biri arkadan gözlerimi o kahverengi gözlerden ayırdım ve sesin geldiği yöne baktım "Karan napıyorsun çek o silahı kızın üstünden" dedi bu gelen her kimse karanın güvendiği biri olmalıydı çünkü ben gözlerimi ayırıp sesin geldiği yöne baksamda o kımıldamamıştı bile "KARAN hemen dedim!" "Çekemem Mert sen bu hanımefendinin kim olduğunu biliyormusun ama nereden bileceksin ki ben bile bilmiyorken ama söyleyeyim Tarık Akkanın kızı kendileri" dedi tükürür gibi "Ne!" Diye bağırdı adının Mert olduğunu yeni öğrendiğim adam şimdi oda bana bakıyordu "hay amına koyayım " diye homurdandı sonra gözleri birden aydınlandı ve karana baktı "böyle birşey olamaz yalan söylüyor karan Tarık Akkanın kızı yok sende biliyorsun sadece iki oğlu var" dedi Karan'da aydınlanmış ve soru soran bir ifadeyle bana bakıyorduUmarım beğenirsiniz hepinizi çok seviyorum by by
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayat kanı
Akcjakimdi hayatı kanatan sen mi,ben mi,o mu hayır biz değildik onlardı bize bunu yapanlar