12.bölum

12 3 0
                                    

~Oyun~

Siz hiç bir düğünde üzüntüden ağladınızmı? Ama böyle ablam gelin oluyor abim damat oluyor ondan uzak kalacağım diye değil ablanızın öleceğini bildiğiniz için bence ağlamamışınızdır yani inşAllAH... Çünkü......

BEN AĞLADIM... BEN ÜZÜLDÜM... BEN ONUNLA ÖLDÜMMMM... en kötüsü de ONU BEN ÖLDÜRDÜM...

YAZARIN ANLATIMIYLA (21YIL ÖNCE)

Bugün odasından hiç çıkmamıştı çıkamamıştı küçük Karan cezalıydı çünkü. Hemde Ablasını gizlice görmeye gittiği için gizlice girmişti içeriye cama takılan korkuluklardan sıkışa sıkışa girmişti içeriye daha önce dört defa daha gitmişti gizlice ablasının yanına.

ilki acemiliğine gelmişti üstündeki gömleğin sol kolu boylu boyunca yırtılmıştı ablasının yanına girip sıkı sıkı sarılmıştı ama ablası ona sarılmamıştı dim dik karşıya bakan gözlerini bile kırpmamıştı ablası 'abla'demişti karan ama ablası cevap vermemişti 'abla özür dilerim'demisti karan ama yine cevap vermemişti ablası 'git'demişti fısıltılı bir sesle sadece git demişti git üç harf yıkmıştı Karanı 'üzülme abla ben yine geleceğim yanına'demişti karan.

sonra elini ablasının yüzündeki morluklara götürmüştü onları nazikçe okşamıştı ablasının dudağındaki yaraya kaymıştı gözleri çok kötü gözüküyordu iltihap kapmıştı gözlerini ablasının yaralarından çekip gözlerine çevirmişti günlerdir ağlamaktan kızaran gözlerine, günlerdir ağlamaktan şişen gözlerine, günlerdir ağlamaktan kan çanağına dönen gözlerine daha fazla bakmamıştı. Ablasının alnına kocaman bir öpücük bırakıp geldiği tehlikeli yola tekrar çıkmıştı.

annesi ve babası fark etmeden çıkmalıydı buradan Ablasının odası konağın üst katındaydı iki penceresi vardı biri ön tarafa merdivenlerin olduğu tarafa bakıyordu diğeri arka tarafa uçsuz bucaksız arazilerine bakıyordu bu konağın burada olmasının nedeni buydu Dinçerlerin Arazilerine bakıp göğüslerini kabarta bilmesi bu saçmalıklar Karana hep çok garip gelirdi gelmeliydide zaten.

Karan arka pencereye doğru ilerledi gelirken de oradan gelmişti. Daracık korkuluklardan sıkışa sıkışa geçti bu defa sağ kolunu hafifçe çizmişti ama önemli olan bu değildi eğer ayağı kayar yada dengesini kaybederse ayvayı yemişti direk Allah'ın rahmetine kavuşurdu çünkü arka pencere çok yüksekteydi aşağıya düşerse kayalıklara dolu toprağa yapışırdı dikkatle sıyrıldı korkulukların arasından.

bu lanet korkuluklar en başta yoktu ablası kaçmaya çalışıp yakalandığında babası yaptırmıştı düğüne kadar kaçamasın diye tabi sonra ölesiye bir dayak atmıştı ablasına sonrası yine aynı odalara kilitleyip aç susuz bırakmak.

Aslında karan yanında yiyecek bir şeyler getirmeyi deneycekti ama ilk sefer için fazla riskli olacağından vazgeçmişti bu fikrinden mantıklı olanı tercih etmişti yanında yiyecek olmadan bile kendini yaralayıp gömleğini yırtmıştı.

Korkulukların arasından sıyrılıp çıkmıştı karan ama şuan çok tehlikeli bir şekilde duruyordu çok yüksekti düşmemeliydi ayağını yavaşça yan taraftaki minik çıkıntıya attı konağın eski taş evlerden olması ilk defa işine yaramıştı bu minik çıkıntı bir kaç dakikalığına işini görürdü ama çok dayanmazdı bu yüzden elini çabuk tutmalıydı bedenin bütün ağırlığını bu minik çıkıntıya verdi karan ve hemen diğer ayağını kiler camının pervazına yerleştirdi.

Sağ elini kiler camının üstündeki çıkıntıya attı o şekilde biraz bekledi derin bir nefes alıp verdi kendinden emin olduktan sonra diğer elini de camın üstündeki çıkıntıya attı son olarak ayağını da pervaza yerleştirdi ve derin bir nefes aldı kendini kiler camına attı olmuştu geçmişti aşağıya düşmemişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

hayat kanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin