0.8

83 6 5
                                    

Öncelikle hepinize merhabalar! Eğer sizlerde dinlemek isterseniz diye bölümü yazarken dinlediğim şarkıları belirtmek istiyorum. Fikirleriniz nedir? Bu bölümlük, ben yazacağım. Eğer istemezseniz belirtmeniz yeterli, şimdiden keyifli okumalar!

Bazzi- I.F.L.Y.

Damian cama doğru kısa bir bakış attı ve Jon'un onu göremeyeceğini düşündüğü anda odasının sağ köşesindeki kıyafet dolabına doğru açılan kapıya koştu, heyecanını pek belli etmek istemiyordu. Genelde heyecanlanan biri değildi, ama Jon Damian için çok büyük bir istisnaydı. Dolap olarak kullandığı minik(!) odada kendi üzerine siyah kalın montunu giydi ve klasik olarak siyah şalını boğazına sardı. Yanına almak için en  sevdiği ceketlerinden birini, yeşil kırmızı işlemeli Robin kostümünü andıran  atkısını ve beresini de yanına alarak hızlıca aynaya doğru döndü. Ellerini saçlarından geçirerek boğazındaki şalı biraz gevşetti ve derin bir nefes aldı. 'İyi görünüyorsun,iyi' diye mırıldandı. Damian bazen Jon'un yanında kendi bile anlamlandıramadığı kadar heyecanlanıyordu. 


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


"Hava durumuna bakmaz mısın sen hiç?" diye homurdandı Damian bi yandan Jon'un boynuna yeşilli kırmızılı şalını sarmaya çalışırken.  Jon kollarını omzunda kavuşturmuş olmasına rağmen titremesini belli etmemeye çalışarak Damian'a doğru hafifçe eğildi. "Bakıyorum elebette Metropolis'te hava deniz'e girebileceğimiz kadar sıcaktı." Damian Jon'un beresini takmak için Jon'u boynundaki şaldan hafifçe kendine doğru çekti ve sırıtarak Jon,'un beresini taktı. Taktıktan sonra geriye çekilip portresini çizmeyi yeni bitirmiş bir ressam gibi zaferle gülümsedi. "Deniz demek beraber girebileceğimiz kadar sıcaktı ha?" Jon'un yanakları da burnunun ucu gibi kızardı ve Damian'ın az önce ona ne kadar yaklaştığını, bir kaç saniyeliğine de olsa nefesini hissedebildiğini ancak farkına varmıştı. öksürerek boğazını temizlemeye çalışıyor gibi yaptı. "Az önce soğuktan donmak üzereydim, şimdi nasıl yanıyorum?" diye mırıldandı. Damian gülümsedi ve Jon'un yanına geçip yürümeye başladı. "Nereyi gezmek istersin Kent?"


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Jon elindeki kıymalı turtadan kocaman bir ısırık daha aldı. "Damian! bu harika bunu daha sık yapmalıyız." Damian ellerini cebinde, bilmem dermişçesine yürürken hafifçe omuzlarını silkti. "Eğer seni giydirmemden bahsediyorsan, hayır ben bebek bakıcısı değilim" Jon somurtarak Turtasının son parçasını da ağzına attı ve heyecanla ağzındaki lokmayı bitirmeden konuşmaya başladı. "Deli misin Damian?" Lokmasını yutup elindeki boş peçeteyi Damian'ın yüzünün önünde sallamaya başladı. "Turtadan bahsediyorum Damian. Gotham'ın bu kadar lezzetli bir şeye sahip olduğuna inanamıyorum!" Damian sırıtarak Jon'un kulağına doğru eğildi. "Jon  Gotham'da inan bana Fleet Turtasından (orijinal adını çevirerek bozmak istemedim) daha lezzetli bir şey var." Jon hem huylandığı için hem de Damian'ın aninden ona bu kadar yakınlaştığın fark ettiği için afallamıştı, sesli bir şekilde yutkundu ve Damian'a yazdığı mesajları hatırlayarak (asla unutmuyor) tüm cesaretini toplamaya çalıştı. "Ben biliy-biliyorum" Damian'ın sırıtışı genişledi ve Jon'a dudakları değecek kadar yaklaştı. "Bilmiyorsun Kent" Jon sinirlenerek Damian'a kafa tutumak için iyice yaklaştı ve ayağını yere vurdu. "Damian, her şeyin en iyisini sen bilmiyorsun! Kalbimi çalan pislik seni!" Damian Jon'un dudaklarına nerdeyse değecekti, kendi de heyecanlanmıştı. Damian Jon'dan bunu sözlü olarak duymanın verdiği şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı."Ne dedin sen?" Durumu farkına varınca Jon'un siniri yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Damian'ın ona ne kadar yakın olduğunu fark edince kıpkırmızı oldu ve geriye doğru bir adım attı. "Duydun işte..."



Just give me a reason {Damian + Jon} {DCAU}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin