1.bölüm

300 22 7
                                    

Sanki evrende yapılacak başka bir işim yokmuş gibi yine ve yeniden yatağıma devrilmiş bir şekilde telefonuma bakıyordum.
Yaz tatilinin başlamadına son bir hafta varken tatilde ne yapacağımın derdine düşmüştüm.yatağın Bir tarafında bir bacağım diğer tarafında öbür bacağım dururken sıkıntımdan oflayıp duruyordum. Instagram'dan çıkıp tekrar Instagram'a girdiğimi fark ettiğimde telefonu parçalamamak için kendimi zor tuttum ve hızla rehberden yakın arkadaşım Melike'yi aradım " Melo kafayı yicem Allah rızası için gel" telefon açılır açılmaz bağırarak söyledigim şeyin karşılığında aldığım cevap " salak mısın ne diye bağırıyorsun"oflayarak onu yanıtladım " çok sıkıldım O kadar sıkıldım ki Instagram'dan çıkıp tekrar Instagram'a giriyorum" melike gülerek konuşmaya devam etti " aşkım senin durum biraz vahim bir psikolojik destek falan alsan diyorum" elimi anlıma vurarak
"Ya melo dalga geçmiyorum cidden çok sıkıldım bugün hadi gidelim de Çekirdek kola mola bir şey yapalım"dedim. melike heyecanlı bir sesle bana cevap verdi "kanka ben sana ne demeyi unuttum çabuk aşağı in bizim evin önüne doğru gel. evde Çekirdek var annem dün gece almış onu yiyerek sana anlatacağım." dedi. Yataktan kalkarken ona " tamam ben geliyorum"dedim. telefonumu kapattığım gibi
Üzerimi değiştirmek üzere giyinme dolabımın önüne ilerledim dolabın kapağını açtığımda içerisinin savaş alanı olduğunu fark ettiğim için direk geri kapattım annem ne kadar laf söz ederse  haklıydı ama Buda benim hayat felsefem dağınıklık ta huzur  buluyorum ne yapayım öbür insanlar gibi temiz değilsem ne olmuş. yüzüme sinsi bir Sırtış ekleyip bağırmaya başladım "Abla!" Odadan çıkıp yürümeye devam ederken hala deli gibi bağırarak yürüyordum "abla,abla,abla" yüzümdeki sırıtışla yanına gidip "abla" son abla diyişimi biraz uzun tuttuktan sonra,beni öldürmek isteyen iki adet gözü üzerime çekmeye başarmıştım "Ne var!" Diye bağırdığında ne kadar altıma edecek gibi hissetsemde aynı ses tonunda ona cevap verdim "ne bağırıyosun be kulağım acıdı"yalandan kulağımı ovarken konuşmaya devam ettim "kıyafetim yok" az öncekinden daha  naif bir sesle "Bana ne" dedi. Duyduğum cümle ile şekilden şekle girerken yatakta üzerine atladım "abla nolur allah rızası için sadece eşofman takımını alcam varya şu yeni aldığın gri olan"dedim. Bunu dememle beni üstünden kaldırmaya çalışan ellerini yumruk haline getirip "gerizekalı aptal onu ben giyidimmiki sana veriyim oksijen israfı salak" diyerek vurmaya başladı. Al işte sonra neden ablamı sevmiyorum, isyan ederek üzerinden kalkarken bağırmaya başladım "bir kere versen ölürsün demi gerizekalı!"odadan çıkarken hala bağırmaya devam ediyordum sanki kıyafet verse ölecekti.aklıma gelen fikirle ablamın odasına jet hızında girip kapıyı her ihtimale karşı yarım açıp kafamı göstererek konuşmaya başladım "eğer o eşofman takımını vermezsen anneme ezgiyle clup'a  gittiğinizi söylerim"dedim. O ise deli gibi gülerek "annem biliyoki gerizekalı ezik gitte söyle hadi"diyince ne kadar bozulsamda konuşmaya devam ettim "ama oraya çağanla gidip geldiğini bilmiyor" sinsi bir sırıtışla söylediğim şeye karşı ablam hızla üstüme koşmaya başladı bense tabikide muhteşem hızımla kapıyı kapatıp mutfağa annemin yanına doğru koşmaya başladım koşarken "anne!" Diye bağırmayıda  ihmal etmiyordum tabiki. Ben mutfağa girer girmez arkamdan ablamda girdi ve eliyle ağzımı kapatmaya çalışırken bende ondan kurtulmaya çalışıyordum. Biz boğuşurken annem bağırmaya başladı "ne yapıyorsunuz siz be" ablamın dikkati anneme dönünce bunu fırsat bilip ondan kurtulup "ann" daha cümleye başlamadan ablam sözümü kesip "anne bir şey yok ya lâl eşofmanımı istedi bende tam ona veriyordum demi lâl!" Diye bastırarak konuştuğunda kafamı sallayıp yanıt verdim "aynen anne ablam bana eşofmanını veriyordu" diyip sırıtmaya başladım ablam kolumdan tutup odaya sürükledikten sonra eşofman takımını üstüme atıp "hele bi sakarlığın tutsunda bu takımı kirlet o zaman seni parça parça ederim anladınmı?"dedi. "Tamam be sanki ne yapıcam kıyafetine"diyerek bağırdım.
"Napacağını bende bilmiyorum malum insanın pasaklı ve sakar bir kardeşi olunca önlem alması gerekiyor"diyince daha fazla dayanamayacağımı bildiğimden kıyafetlerimi alıp
Odadan çıktım tabi çıkarkende bağırmayı ihmal etmedim "Gerizekalı!" Eninde sonunda istediğim olduğu için mutlulukla üzerimi giyindim ve ayakkabılarımı giymek üzere kapıya çıktım.bağcıklarımı bağlarken annem kapıya geldi ve "nereye annecim"dedi. Ona yüzümdeki gülümsemeyle cevap verdim "meloyla çekirdek kola yapıcağız anne" yüzündeki bıkkınlıkla "yinemi annem her gün aynı şeyden sıkılmıyormusunuz siz?"diyince daha çok güldüm "ne yapayım anne canım sıkılıyor evde"bağcığımın son düğümünü attıktan sonra "hadi ben kaçtım anne" diyip annemin yanaklarını öptükten sonra koşar adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Orta gelirli bir ailenin ikinci çocuğuydum genelde her ortamda sakarlığım,pasaklılığım ve beceriksizliğim ile tanınırken ben sürekli inkar ediyordum çünkü bu özelliklerin bende olmadığına emindim. Melikenin binasının önüne geldiğimde cebimdeki telefonla onu aradım telefon açılır açılmaz "melo aşağıdayım in hadi" dedim. "Tamam dur ayakkabı giyiyorum kapat" diyip yüzüme kapattı. Birkaç dakika sonra aşağı gelince deli gibi birbirimize sarıldık ilk ayrılan ve konuşmaya başlayan melikeydi "kanka ali sevgili yapmış"dedi. Ali melike ile iki ay flört edip daha sonra hiç bir şey olmamış gibi ortadan yok olan çocuktu. Kendimi tutamayıp "şerefsiz,ama ben sana demiştim onda bir bokluk var diye"diyince oda kafasını sallayıp "valla kanka müneccimmisin nesin her flörtümün ne bok olduğunu anında anlıyorsun hayır benden başka kimseyle samimi değilsin daha önce hiç sevgilin flörtün falanda olmadı nerden geliyor bu yetenek"söyledikleri ve hızlı konuşmasına kahkaha atarak cevap verdim "sanırım fazla kitap okumak ve dizi izlemekten ha bide o kadar çok sevgili değiştiriyorsunki sayende herkesin ne olduğunu çözdüm"bana dönüp yüzündeki aptal sırıtmayla konuşmaya başladı "sana efeyi ayarlıyımmı  o çocuk taş"söylediği şeye ellerimi sallayarak "hayır kalsın canım biliyorsun kitap karakterleri dışında erkeklerle ilgilenmiyorum"diyip gülmeye başladım "sen bekle belki bir gün gelir kitap karakteri sevgilin"diyip gülmeye başlayınca bu sefer ben ona döndüm "ya biliyorum doğru zamanda doğru kişiyi bulacağım ben"dedim. Oda kafasını sallayarak karşılık verdi "umarım lâl umarım bulursun ben bulamadım bari sen bul" diyip bir elini beline bir elini anlına koyup acıklı bir poz vermeye başladı. Dedikodu yaparak geldiğimiz parktan bir kamelya bulup oraya doğru ilerlemeye başladık ama tam oturacağımız sırada kamelyaya bir kız ve bir oğlan daha geldi ikisinide tanıyordum bizim okuldalardı ama daha önce hiç muhabbetim olmamıştı ben ne yapacağımızı düşünürken melike söze atladı "şura" diye uzatarak konuştu ve hızla onun yanına gidip sarıldı ayrıldıkları gibi sorduğu soru ben dışında kimseyi şaşırtmamıştı "sen niye bu muşmula surat selim ile geziyorsun be"dedi. Şura kıkırdayıp "biliyorsun çocukluk arkadaşıyız"diyince melike yüzünü buruşturup "bilmezmiyim allah sana peygamber sabrı vermiş bu aptala katlanmak büyük başarı" diyince adının selim olduğunu anladığım çocuk söze atladı "Allah Allah dinime söven müslüman olsa anasını satayım küçücük boyuyla gelmiş bana laf atıyor"diyip gülünce melike kaşlarını çattı ve "selim senin ağzını yırtarım bak, zaten sana gıcık oluyorum hasım olmayalım"dedi. Konuşmanın dahada uzayacağını fark edince melonun koluna girdim ve "siz buraya oturabilirsiniz biz başka bir kamelyaya otururuz" dediğimde şura karşılık verdi "beraber oturalım bizim için sorun değil" melikeyi çekiştirirken karşılık verdim "teşekkür ederiz ama gerek yok hem bizim başka arkadaşlarımızda gelecek size iyi eğlenceler diyip başka bir bank bulmaya yola koyulduk.çekirdek yiyip sohbet ederken aklıma gelen konuyu açtım "kanka bu aralar olan depremleri hissediyormusun?" Oda ağzındaki kolayı yutup beni yanıtladı "evet ya bu aralar çok oluyo hatta senin gelmediğin gün olan depremde herkes dışarı falan çıkmıştı" ağzımdaki çekirdeği çiterken "melo ben o depremde üşenip gelmemiştim okula varya yatakta yatarken bi anda bişey yukarı sıçrattı altıma yapacaktım orada"dedim kolasını içerken gülmeye başladı "depremde yapılacak şeyleri anlatan hoca vardı ya şu mehmet hoca görmen lazım adamın bir kaçışı vardı biz çök kapan yapıyoruz adam kaçıyo" hafifi gülsemde "valla kanka o an insan ne yapacağını şaşırıyor"dedim "ya bide artık depremden sonra evede göndermiyorlar milli eğitim yazı göndermiş depremden sonra ailesi gelenler yok yazılmak şartıyla gidebilir diye"diyince hemen konuşmaya başladım "oda ayrı bi olay zaten"dedim.kolamdan bir yudum almak isterken  pet bardak elimden kaydı ve üzerime döküldü "hassiktir  burcu beni öldürecek" ben dört buçuk atarken melike konuşmaya başladı "burcu abla ne alaka be" üstümü temizlemeye çalışırken " ya bu takımı yeni aldı ben bugün giyimem için binbir takla attım en sonunda verirken üstüne bir şey dökersen seni öldürürüm dedi"dedim. Dememle melikenin bağırması bir oldu "gerizekalı sen niye yeni kıyafeti giyiyorsun bilmiyormusun ne kadar sakar olduğunu"diyince dahada stres oldum "ya ama bilerek olmadı bardak elimden kaydı"cümlem biter bitmez telefonum çalmaya başladı
ABLAM🤍
Elimdeki telefonu masaya bırakarak melikeye döndüm "yemin ederim hissetti"dedim. Melike masadan telefonu alıp "bekle ben konuşacağım"diyip telefonu açtı. Yaklaşık beş dakika sonra telefonu kapatıp bana döndü "kıyafeti sordu bide eve çağırıyorlar halanlara gidecekmişsiniz" dedi.zaten dört buçuk atan ben şimdi dahada tutuşmaya başladım "melike ne yapıcağım ben?" Diyince ellerini kaldırıp omuzlarını silkti "bilmem ama çabuk gelsin dedi ablan"dediğinde başımı sallayıp melike ile vedalaştım.ve yola koyuldum yürürken anlık gelen sinirle annemi aradım "alo anne"hemen cevap verdi "efendim annecim" sinirle dinlerken cevap verdim "anne niye halamlara gidiyoruz ben misafirliğe gitmeyi sevmiyorum bilmiyormusunuz"dedim annemse bana cevap olarak "ne misafirliği lâl evdeyiz bir yere gittiğimiz yok" dedi. Taşlar şimdi yerine oturuyordu "anne ablam öyle dedi,ya bak kıyafetini giydim diye böyle yapıyo ya öff"dedim. "Tamam annem bir şey olmaz sen gel zaten yemek yiyeceğiz"diyince ağlamaklı sesle cevapladım
"Gelemem" annem kızgınca "neden?" Diyince konuşmaya başladım "ya anne ablamın yeni aldığı şu gri takım varya"
Annem evet anlamında sesler çıkarınca konuşmaya devam ettim "ben ona yanlışlıkla kola döktüm"dedim. Annem kahkaha atarak "bu yüzden miydi mızmızlanman tamam sen gel ben hallederim"diyince yüzümdeki gülümseme sesimede yansıdı "ciddenmi"dedim.o ise "cidden"diye karşılık verince "annelerin en güzeli hayatımın anlamı kurtarıcım bir tanem"dedim ve telefonu kapatıp rahatça eve doğru yol aldım.
Evet rahattım çünkü annem yaparım dediyse gerçekten yapar.




Umarım yazımımı ve kurgumu beğenirsiniz.noktalama işaretleriyle biraz aram bozuk o yüzden özür dilerim🎀💗

Dörde ÇıkışWhere stories live. Discover now