3. Bölüm

87 14 5
                                    

Lina ile toparlanmamız bittiğinde zilin çalmasını beklemeye başladık, ikimizde hiç konuşmuyorduk ben sadece boş boş duvara bakıp derin düşüncelere dalmıştım
Kantinde dibime kadar girip kulağıma eğilmesi ve saklanmakta iyi olmadığımı söylemesi beni yeterince heyecanlandırırken ismimi onu ağzından duymakta içimdeki farklı hisleri uyandırmıştı.
Beklediğimiz zil çaldığında zaten sırtımıza takmış olduğumuz çantalar ile ayağa kalktık "lina servis ile mi gideceksin"ona sorduğum soruyla bana döndü ve "hava bu gün güzel biraz dolaşmak istersen seninle gelmek isterim"dedi. Bu düşüncesi karşısında kendimi biraz değerli biri gibi hissettiğim doğrudur, eve gidince boş boş düşüncelere dalacağımı bildiğimden büyük bir hevesle onun teklifini kabul ettim ve neredeyse kimsenin kalmadığı sınıftan çıkmak için adımladık. Yürümemize engel olan şey bir adet selvi boylu arat idi yüzüne koyduğu masum bakışlarla aptalca sırıtarak konuştu "lâl ben özür dilerim" dedi Onu görmezden gelerek lina'nın koluna girip sınıf kapısına doğru yürüdük çıkışlarda melike ile gittiğim için önce koridorda melikeyi bulmalıydım lina ile sınıftan çıktığımızda gözlerimle beraber bedenimide koridora doğru çevirdiğimde gözlerimin bana yalan söylüyor olmasını o kadar istiyordumki. Karşımda gözleriyle bana bakarak gelen asır ve yanında şura,selim ve melike vardı
Neye uğradığımı şaşırmış bi şekilde onlara bakarken linanın beni cimciklemesiyle kendime geldim, benim kendime gelmemle onlarda yanımıza çoktan gelmişti bile.
Kalbim ağzımda atarken gözlerimi melikeye diktim o ise bana kaş göz işaretleri yapmakla meşguldü allahın cezası kız bir gün başıma iş açmasa ölücek.
"Lâl bizde senin yanına geliyorduk şuralar ile biraz dolaşmaya çıkacağız ve sende geleceksin" melikenin kaş göz yaparak söyledikleriyle deli gibi atan kalbim şu an dahada kötü atıyordu nefes alamayacak raddeye gelmiştim bildiğiniz
Zar zor konuşarak "arat,arat bekliyor aşağıda"diyip hızlıca arkamı döndüğümde yüzüm aratın göğüsüne çarpmıştı allahın belası çocuk olmaması gereken her yerde oluyordu
Kafamı yukarı kaldırıp yüzümü buruşturarak onun sırıtan yüzüne baktım ve "arat allah senin belanı versin" dedim.
Onun gülümsemesi iyice artarken konuştu ve "bende seni seviyorum lâlciğim"diyip yüzünü benden çekip melikelere döndü "bende burada olduğuma göre rahatça gidebiliriz"
İçimden arata binbir türlü bela okurken hala asırın neden bunların yanımda olduğunu sorguluyordum vücudum arata dönükken kafamı sağıma çevirip lina ya bakıp yalvarır bakışlar attım. O da ne yapacağını bilmiyor olacakki melikeye döndü muhtemelen gözleriyle anlaşmış olacaklarki melike beni kendine çevirip koluma girdi. "Hadi hızlı olun okulda kimse kalmadı" diyerek kolumdan çekiştirerek beni merdivenlere doğru sürükledi yüzüm şekilden şekile girerken sesizce konuşmaya başladım " asır ne diye burada"
Melike ses tonunu yine ayarlaya madan "Ha o mu!" Diye bağırınca ellerimle yine aynı şekilde onu susturdum bi insan aynı gün içinde kaç kere rezil olabilirki "melike senin çenenin yayına sıçayım ben tamam mı" diyip göz ucuyla arkama baktım asır selim ve arat ile konuşarak arkamızdan geliyordu şura ve lina ise onların bir kaç adım ilerisindeydi
"Lâl utanma bu kadar hem bak şura ile linaya da ayıp oluyor"
Melikenin haklı olduğunu bilsemde ayaklarımı durduramadım ve yürümeye devam ettim beni durduran şey
Aratın arkamdan bağırmasıydı "Lan lâl bu üstümün hali ne böyle"
Çatık kaşlarımla ona döndüğümde hızla yanıma geldi ve eliyle tişörtündeki pembe ruj izini gösterdi "bu ne lan böyle bide tam öpücük şeklinde yapmışsın"dediğinde tüm dikkatimi tişörtüne çektim gerçektende çok güzel iz çıkarmışım istesem böyle yapamazdım
Dişlerimin arasından konuşarak "dibimde değilde aşağıda bekleseydin böyle olmazdı aratçım"
Etrafa baktığımda hepsi dikkatle bizi izliyordu arata geri döndüğümde konuşmaya başladı "allah allah sen şimdi suçu banamı atıyorsun?"
Kafamı salladım ve ellerimi belime koyup dik bir duruşla ona bakarak "aynen öyle"dedim
Arat yüzündeki sinsi sırıtışla konuşmaya başladığında bunun sonunun iyi birmeyeceğine emindim
"Sende asırı gördün diye utançtan kaçmaya kalkışmasaydın o zaman küçük hanım"
Bu çocuk ciddi manada benden dayak yemek istiyordu ve ben şu an ona istediği şeyi verecektim

Dörde ÇıkışOù les histoires vivent. Découvrez maintenant