5.Bölüm

92 12 25
                                    

Yayınladığım ilk beşinci bölümü silmem gerekti o yüzden okuyanlar o bölümü kafasından silsignnnnnnnnn😻

son hafta olmasına rağmen serbest kalmamıza izin vermeyen matematik öğretmeni yüzünden şu an sınıftan çıt sesi bile çıkmıyordu.

yanımda oturan lina her üç dakikada bir pozisyon değiştirerek uyumaya çalışırken arka sıramdaki arata her dönüşümde kimsenin duymayacağı şekilde hocaya binbir çeşit küfür ediyordu.

allahın bu cenabet gününde şimdide saatimin şarjı bittiğinden ne saatimdeki oyunu oynayabiliyordum nede kaç dakika kaldığına bakabiliyordum mecburen kafamı orta sırada arka kısımda oturan yağıza çevirdim "yağız!" kafasını iki yana salladığında "kaç dakika var?"diye sordum. kolundaki saate kısa bir süre bakıp "on beş dakika var" dediğinde ağzımdan bir of nidası daha çıkmıştı. arat arkamdan beni dürtünce ona döndüm "oğlum bak bu mal yağız saat okumayı bilmiyor başkasına sor"dediğinde kaşlarımı çattım ve "kaç yaşına gelmiş nasıl okumayı bilmesin arat saçmalama" dediğimde "oğlum bak bu harbi mal vallahi bilmiyor saati"dedi.


"arat dön önüne bekle. Şimdi tekrar başkasına sorarsam çocuğa ayıp olur"dediğimde oflayarak sırasına yaslandı. on sekiz yaşına girecek bir çocuğun saat okuyamaması mantıken imkansız bir şey muhtemelen arat abartıyordur diye düşünüyordum ta ki teneffüs zili çalana kadar.


ben şaşkınlıkla arata bakarken arat kalktı ve eliyle kapak işareti yaparak "hah!inandın artık demi?oğlum ben boşunamı diyom o çocuk mal diye" lina yattığı yerden kalktığında "kim mal lan ne oluyor?"dedi. fazla uyuduğu için alnında üçgen şeklinde bir kızarıklık oluşmuştu arat buna gülerek "kaliteli uyku almışsın linoş"dediğinde lina ona ne diyorsun der gibi bakıyordu

"lina alnın kızarmış ondan öyle diyor"dediğimde "haa!"diyerek karşılık verdi ve toz pembe çantasından ayna çıkarıp alnına baktı. "of yaa!bu sefer çok kızarmış" diyerek isyana geçtiğinde asla susmayacağını bildiğimizden yalan söylemeye başladık "sen ayndan baktığın için öyle lina yoksa belli bile olmuyor"diyerek yalan söylediğimde bana güvenemez bir şekilde bakıp arata döndü"arat doğruyu söyle"diyince arat  linanın omuzlarından ittirerek yürümeye başladı tabi yürürken konuşmayıda ihmal etmiyordu "vallaha bir şey yok ben sadece takıldım sana. hem şuralar bizi bekliyorlardır aşağıda"

arat linayı sürüklerken bende arkalarından onları takip ediyordum. sonunda kantine geldiğimizde içeridekiler tüm ekip bir şekilde toplanmış bir şeyler yiyerek sohbet ediyordu

onların yediklerini görünce karnımın acıktığını hissettim
"Arat siz oturun ben yiyecek bişeyler alıcağım" dedim. Ve kantincinin olduğu kısıma gittim.

"Alaattin abi bana bi karışık tost yapabilir misin?" Dediğimde gülerek "hemen yapayım kızım" dediğinde bende ona gülümsedim.

Tostum geldiğinde bir adet su da aldım ve masaya doğru ilerledim herkes buradaydı ve oturup bir şeyler yiyordu
Tek masaya sığmadıkları için iki sırayıda birleştirmişlerdi
Yanlarına vardığımda oturmak için boş olan tek yer asırın karşısıydı

Oturmasına otururdumda yemek yerken asırın karşımda olması beni gereksizce telaşlandırıyordu mesela karşımda asır yerine arat olsa onun yemeğini bile yerim ama işte asırda bunu yapamıyordum.

Herkes aldığı şeylerden ortaya koyduğu için beraber yiyorlardı bende sadece tosta aldığım için ortaya koymam mümkün değildi

"Şey tost yemek isteyen var mı?" Dediğimde herkes olumsuz anlamda kafasını salladı. Fakat ben ikna olmadığım için herkese tek tek sorma kararı aldım

Dörde ÇıkışWhere stories live. Discover now