" kalk ziyaretçin var" diye başımda bağırıp duran kadına yumruk atmamak için kendimi zor tutuyordum. Kaşlarımı çatarak yüzüne bakınca bana gülerek
" Senden korktuğumu falan mı sanıyorsun hadi kalk ziyaretçin var " diyen gardiyana bir şey demeden kalkmıştım.
" kim "
" gidince görürsün, iki dakika içinde hazır ol kapıyı çal "
" tamam " diyince gardiyan yanımdan ayrılmıştı. Ellerimle yüzümü sert bir şekilde avuşturup ayılamaya çalışmıştım. Havva kendi yatağından bana doğru seslenerek
" öyle ayılmazsın git elini yüzünü yıka " diyince onu umursamadan lavaboya gitmiş elimi yüzümü yıkamıştım. Üstümü değiştirsem mi acaba diye aynada kendime bakınca buna gerek olmadığına karar vermiş biraz dağınık olan saçlarımı düzelttikten sonra lavabodan çıkmıştım. Kapıya gidip kapıyı çalınca gardiyan kilitli olan kapıyı açmış beni alıp görüşme odasına götürmüştü. Acaba kim diye düşünmeden edemiyordum. Müdür değildir daha onunla dün konuştuk. Arkadaşlardan biri olacağını da düşünmüyorum zaten öyle vefalı samimi olduğum bir arkadaşım yok akrabam desen hiç yok bu ziyaretçi de kimdi gerçekten.
Odanın kapısı açılıp içeri girince gördüğüm yüz karşısında şaşkınlığımı gizleyememiştim.
" baba " dediğimde kaşlarını çatarak yüzüme bakmış hiç konuşmadan oturmaya devam etmişti. Ben de üstümdeki şaşkınlığı hemen üzerimden atıp masanın karşısında oturan babamın karşısındaki sandalayeye oturmuştum.
" senin burda ne işin var nereden öğrendin "
" müdürün aradı anlattı "
" niye geldin "
" sence neden geldim nazlı sen ne halt işliyorsun burda kimden izin aldın " diye sessizce bana doğru konuşmaya başlamıştı. Muhtemelen gardiyanın duymaması için uğraşıyordu.
" Bir şey yaptığım yok baba işimi yapıyorum "
" işin hapse girmek mi salak mısın sen kızım neden böyle tehlikeli bir göreve başıklama atladın neden bana sormadın "
" sorsam izin verecek miydin "
" tabiki hayır canını yerde mi buldum senin "
" baba abartma ben iyiyim "
" iyi misin hapiste binbir suçlu insanla yatıp kalkıyorsun ve iyisin öyle mi "
" öyle baba "
" zayıflamışsın " dediğinde hafifçe gülümseyerek konuşmaya başlamıştım.
" buraya girmeden önce de böyleydim zaten tabi sen gelip görmediğin için beni kilo alıp verdiğimi anlamıyorsun"
" nazlı bunları konuşmanın ne yeri ne de zamanı "
" zamanı tam olarak ne zaman baba "
" evinde herhangi bir akşam yemeği yediğimiz zaman hapishane köşelerinde değil yani "
" sanki bir cevabın varmış gibi konuşman güldürücü "
" nazlı hemen buradan çıkıyoruz ben müdürünle konuştum bana senin isteğin dışında bir şey yapamayacağını söyledi hadi bırakıyorum de de çıkıp gidelim buradan "
" müdürün diyip durma adama o senin en yakın arkadaşındı "
" yakın arkadaşmış yakın arkadaş olsa emanet ettiğim kızımı hapishane gibi bir yere göreve göndermezdi "
" ne yapsaydı adam mı kayırsaydı "
" yapsaydı gerekiyorsa eğer yapsaydı koskoca teşkilatta bir sen mi kalmıştın da sana verdi görevi "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Suçlu Aşk
Teen Fictionİşler bir polisin bir suçluya aşık olmasıyla beraber tamamen renklenmişti...