1

1.2K 82 22
                                    

" Niçin buradasın biliyor musun " demişti emniyet müdürü nazlı amire, nazlı ise bir şey söylemeden pür dikkat müdürünün ne diyeceğini bekliyordu. Müdür ciddi bir ses tonuyla konuşmasına devam etti.

" Seni buraya çok gizli bir görev için çağırdım. Bu görevi senden başka kimse yapamaz, senin dışında hiç kimseye güvenmiyorum nazlı " dediğinde nazlı en az müdürü kadar ciddi bir ses tonuyla

" Görev nedir müdürüm " demişti. Müdür kaşlarını çatarak gözlerini nazlının yüzüne çevirmiş ve konuşmaya başlamıştı.

" Hapishaneye gireceksin " dediğinde Müdürün bu ani söylemi karşısında nazlı yüzündeki ciddi tavırdan ödün vermemişti. Aslında bu tavrı bile müdürün doğru kişiyi seçtiğinin kanıtıydı. Müdür konuşmasına devam ederek

" E*** Hapishanesini suçlular ele geçirmiş durumda. Ne kadar katı kurallar uygulanırsa uygulansın dışardan yapılan akışı asla kesemiyoruz. Suçlulara yardım eden gardiyanlar mı dersin öldürülen onlarca suçlu mu dersin aklına gelen tüm pislikler dönüyor. Onlara yazdım eden gardiyanların bazısını yakalayıp meslekten atıyoruz, yeni çalışanlar geliyor ama bu sistem asla değişmiyor. Hatta gelen gideni aratıyor denebilir." Diyip derin bir nefes alıp ayağı kalkmış nazlının yanına kadar gelmişti. Elini nazlının omuzuna koyup konuşmasına devam etmişti.

" Şimdi ben ne yapabilirim diye kendi içinden soruyorsundur. Sen oraya girip baştakilerin güvenini kazanıp yanlarına sızacaksın bize onların liderliklerini bitirebilecek bilgiler vereceksin işlerine çomak sokacaksın. Ayrıca seni yanına koyacağım gurup liderinin dışarıda çok büyük bir uyuşturucu çetesi var o çeteyi en kısa zamanda birlikte çökertmemiz lazım " diyip düşüncesini gülümseyerek dile getirmişti. Umut etmek güzeldi peki ya gerçekten her şey istediği gibi mi olacaktı ? Müdür konuşmasına devam ederek

"Hapishanede iki gurup var nazlı sen havvaların gurubuna katılacaksın, diğer gurubun başkanı helin ise şimdilik düşmanın olacak. Şuan aralarında en çok sözü geçen kişi havva ilk onu kafalamamız ve bitirmemiz lazım çünkü kendisi dışarıda bizi oradan oraya koşturan uyuşturucu çetesinin de gizli başkanı. " Diyip susmuş kısa bir müddet sonra tekrar konuşmaya başlamıştı.

" Havvadan sonra ya başa sen geçeceksin ya da saf değiştireceksin ona daha sonra birlikte karar vereceğiz. " Dediğinde nazlı amir kafasını sallayıp müdürünü onaylamış ve konuşmaya başlamıştı.

" Emredersiniz müdürüm "

" Bu görev belki bir ay belki bir yıldan fazla sürebilir nazlı. Ben seni hiç bir şeye zorlayamam kabul etmeyede bilirsin. Ama oraya girdiğin anda güvenliğini sağlamak için elimizden ne geliyorsa yapacağımızdan emin olabilirsin." Dediğinde nazlı hiç düşünmeden

" Kabul ediyorum müdürüm " demişti. Müdür ise kaşlarını kaldırarak ona tekrar sormuştu

" Emin misin nazlı " dedi ama nazlı kararından emindi o da aynı ciddiyet ve aynı hızda müdürünün sorusuna cevap vermişti.

" Evet müdürüm " demişti. Ama müdür düşünmeden kabul etmesini istemiyordu çünkü bu alalade bir görev değildi. Müdürü tekrar konuşmaya başlayıp

" İstersen bu durumu ailen ya da hayatında özel birileri varsa onunla paylaş ortaklaşa karar verin  çünkü bu durum kendi özel hayatına çok ciddi zararlar verebilir  " dediğinde nazlı amir yüzündeki ciddi ifadeyle konuşmaya başlamıştı.

" Annemin olmadığını babamın da zaten yurt dışında yaşadığını biliyorsunuz babamla fazla görüşmüyoruz ayrıca hayatımda özel olarak nitelendirebileceğim biri de yok o yüzden kendim karar verebilirim müdürüm, ben kabul ediyorum " dediğinde müdür tekrar masasına dönmüş ve kilitli olan çekmecesini açıp içinden bir dosya çıkarmıştı. Dosyayı alıp tekrar nazlının yanına geldiğinde elindeki dosyayı çekinerek nazlıya uzatmıştı. Şuan aklını kurcalayan en büyük sorunlardan biri de nazlının babasının durumu öğrenince vereceği tepkiydi.

" Bu, görev ile ilgili tüm bilgileri içeren dosya. Göreve hemen yarın başlayacaksın bu gece bu dosyayı yala yut çok iyi çalış tamam mı? Ha eğer ben bir günde halledemem diyorsan bir gün daha verebilirim sana " dediğinde nazlı amir karşısındaki adamın anlayamayacağı kadar küçük bir gülümsemeyle

" Bana bir gün yeter müdürüm "  demişti.

" Yarın için hazırlanmaya başla o zaman sana güveniyorum nazlı "

" Sağ olun "

" Şimdi dosyayı da alıp evine git ve çalış yarın olaylar dosyada yazanlar gibi gerçekleşecek tamam mı "

" Tamam müdürün müsaadenizle ben çıkayım artık " dediğinde müdür konuşmaya başlayıp

" Müsaade senin kızım çıkabilirsin " demişti. Nazlı, müdür beyi onaylayarak kafasını sallamış ve odadan dışarıya çıkmıştı. Odadan çıktıktan sonra elinde tuttuğu dosyaya kısa bir bakış attıktan sonra yürümeye devam etmişti. Bu görev ona iyi gelecekti. Sıkıcı ve yalnız geçen hayatından çok sıkılmıştı. Biraz aksiyon onun hayatını neşelendirmeye yetecekti. Düşündüğü şeyler onu gülümsetmişti.

Çalışma masasına geldiğinde çantasını masanın üzerine bırakıp fermuarını açmış ve dosyasını içine koymuştu. Sandelyesine asılı ceketini alıp giyinmiş ve karakoldan çıkmıştı. Otoparkta park edilmiş arabasının yanına kadar gelip anahtarıyla arabasını açmış ve evine doğru sürmeye başlamıştı. Bir an önce evine gidip dosyayı okumak istiyordu. Dikkatli ama hızlı bir şekilde arabasını sürmeye devam ediyordu. Yaklaşık yirmi dakika sonra evine gelmişti. Arabasını park edip hemen giriş katında olan evine girmişti.

Nazlı amirin bir oda, bir salon çok mütevazı ve sade bir evi vardı. Yalnız yaşadığı ve hatta çoğu zaman evine uğramadığı için böyle bir ev tercih etmişti. Çantasının içinden dosyayı çıkardıktan sonra ceketini ve çantasını vestiyere asıp yatak odasına gitti. Onu sıkan üstünde ki o dar kottan kurtulup eşofmanı giyindi. Daha sonra mutfağa gidip buzdolabının üzerindeki her zaman sipariş ettiği lokantanın magnetin de yazan numarayı arayıp kendine yemek söylemişti. Kısa bir süre sonra yemek gelmişti. Nazlı yemeği de alıp oturma odasına geçmiş ve müdürünün ona verdiği dosyayı incelemeye başlamıştı.

Her okuduğu cümleyi özenle aklına kazımaya çalışıyordu. Havva tahmin ettiğidden daha dişli bir karaktere benziyordu. Kendi kendine 'bu kadın beni polis kimliğimin olmadığı bir alanda çiğ çiğ yer ' diye düşündü. Aslında haklıydı da havva tahmin ettiğinden de tahlikeli bir kadındı. Bu görevin onun için ne kadar tehlikeli olduğunu tahmin edebiliyordu. Müdürü her ne kadar 7/24 gözetim altında tutacağını söylese de orası hapishaneydi birisi gece yatarken yastığına sakladığı şişi çıkarıp boğazına batırabilirdi. Ama bunlar onun için sorun değildi çünkü o olabilecek her ihtimali düşünerek bu işi kabul etmişti.

Dosyayı okumaya devam etti. Havvayı iyice ezberleyip tamamen aklına yerleştirdikten sonra sıra heline gelmişti. Helini görünce şaşırmıştı bu kadar güzel bir kadının hapishanede bir gurubun başkanlığını yaptığına inanamamıştı nedense. Kafasından bu düşünceyi atıp helinle ilgili bilgileri okuyup aklına kazımaya başlamıştı. Helin diğerlerine nazaran yaşı küçük olmasına rağmen piyasada isim yapmış nadir insanlardan biriydi. Çokta küçük olduğu söylenemezdi havva da helin de nazlı amirden yaşça büyüklerdi.

Helinin defalarca kez adam yaralamadan sabıkası vardı. Ayrıca uyuşturucu çetesiyle de bağlantıları vardı. Sekiz yıl önce bi depoda suç üstü yakalandıktan sonra hapse atılmıştı. Nazlı amir helin ile ilgili bilgileri de tek tek en ince ayrıntısına kadar aklına kazımıştı.

" Demek güzel de olsa suçlu suçludur " dedi kendi kendine. Helinin dosyada ki fotoğrafına tekrar bakıp

" Dışarıda görsek ne masum kız deriz kadının işlemediği suç kalmamış " dedi. Gerçekten de haklıydı dosyada yazılan suçlar kanıtlanmış olan suçlardı bir de kanıtlanamadığı için kapatılan bir sürü suç dosyası vardı. Helin dış görünüşün büyük bir yanılgı olduğunun en büyük kanıtıydı.

Nazlı amir tüm dosyayı baştan sona tekrar ve tekrar okumuştu. Bir kaç tekrardan sonra uykusu göz kapaklarına  galip gelmiş ve uyumak için odasının yolunu tutmuştu. Gözlerini kapatıp içinden

" Yarın yeni hayatımın ilk günü başlıyor "
Diyip gözleri kapalı bir şekilde gülümsemiş ve uyumuştu.
.
.
.

Yeni kurguyu beğenirsiniz inş öptüm bayss 🤗

Tek Suçlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin