makas

303 53 28
                                    



"bu kız kim?"

"jeongin —"

"bu kız kim diyorum chan? akraban olmadığını biliyorum." dedim sinirle bir iki adım gerilerken. "sakin olur musun? ne olduğunu bilmeden yargılıyorsun şu an." alayla güldüm. "ne olduğunu bilmeden yargılıyorum? akraban değilse, arkadaşın olsa bile bu seni yanağından öpebileceği anlamına gelmiyor." duyduğu şeylerle gözleri şokla büyürken dudakları aralandı. "aldattın mı beni? eve gelmememi isteme sebebin bu muydu?"

"jeongin, bebeğim, sakince konuşalım mı?" diyerek yavaşça üzerime yürüdüğünde geri çekildim. "sadece bu kızın kim olduğunu söyle. aldattın mı beni?" gözlerim doluyordu. "bak —"

"ya neden hayır demiyorsun amına koyayım!" kendimi tutamayıp bağırarak küfür ettiğimde şaşkın bakışları artmıştı. "neden bahane uyduruyorsun ya da açıklama yapmaya çalışıyorsun? hayır diyemiyor musun?" gözümden bir damla yaş aktı. "eğer," dedim sinirle göğsünden iterken onu. "eğer şu an beni aldatmadığını söylemeyeceksen bu evi terk edeceğim. açıklama falan istemiyorum, hayır demeni istiyorum. doğruysa tabii." boş bakışları ile karşılaştığımda kalbimde oluşan kırgınlık canımı yakmaya yetmişti.

"pekala." diyerek kapıya ilerledim. "konuşalım, gitme."

"ya ne gitme chan? ne gitme?" aniden sinirle arkamı dönüp ona bağırmaya başladım. "bana beni aldatmadığını söyleyemiyorsun bile. demek ki aldatmışsın. sana öylesine inanıyordum ki, bu yaptığın," duraksadım ve nefeslendim. "açıklama bulamıyorum bile. sorun neydi? çok mu sıkıyordum seni?" bakışları kırgınlaştı. "önce iyice konuşalım," alayla güldüm.

"hâlâ konuşalım diyorsun ya. siktir git, sadece siktir git." hızla kapıyı çarpıp çıkarken arkamdan seslendiğini duyduğumda koşmaya başladım. hava kararmıştı, yağmur yağıyordu ve ben ağlıyordum.

yağmur gözyaşlarımı saklıyordu ama kalbimdeki kırgınlığı almıyordu.

prensim x yıldızım

prensim
jeongin
konuşalım
iletildi

prensim
yalvarırım bak mesajıma
açıklamam var
iletildi

prensim
öyle çıkıp gittin
gecenin bir vakti
yağmur da yağıyordu
iletildi

prensim
endişeleniyorum
jeongin?
iletildi

prensim
hay sikeyim ya ben
iletildi

chang hyung x bebem

chang hyung
jeongin
iyi misin?
iletildi

chang hyung
endişeleniyorum
mesajıma bakar mısın bebeğim?
iletildi

missed call from chang hyung

chang hyung
jeongin
görüldü

bebem
efendim

chang hyung
tanrıya şükür
iyi misin sen

bebem
nereden haberin oldu

chang hyung
chan söyledi
o elemanda son zamanlarda bir bokluklar hissetmiştim zaten

bebem
bir de utanmadan sana mı yazmış

chang hyung
endişelendim falan dedi
ne sikim bu böyle
daha önce hiç olmadı

bebem
hyung
galiba

bebem yazıyor..

çevrimiçi

bebem yazıyor..

çevrimiçi

chang hyung
arıyorum

chang hyung is calling...

accept - refuse

"yavrum iyi misin?"

jeongin derin bir nefes alırken içli içli ağlamaya başladı.

"hiç iyi değilim."

changbin durumun bu kadar kötü olduğunun farkında değildi, duyduğu ağlama sesi ile afallamıştı. ne yapacağını bilemez şekilde jeongin'i sakinleştirmeye çalıştı.

"sakin ol, tamam mı? seungmin'le gelelim mi biz?"

"ne oldu? iyi mi?" arkadan seungmin hyungunun sesini duysa da kriz geçiriyor gibiydi. hâlâ inanamıyordu sevdiğinin böyle bir şey yapmış olmasına. kafasını iki yana salladı göremeyeceklerini bilse de.

"yalnız kalırım."

"hayır."

changbin aniden reddetti onu. huyunu biliyordu ya, ne yapacağını da biliyordu.

"asla izin veremem. saçma sapan şeyler yapıyorsun sonra. geliyoruz tamam mı? sen de sakinleşmeye çalış güzelim."

"tamam."

changbin aceleyle telefonu kapatıp seungmin'e gitmeleri gerektiğini söylerken jeongin banyodaki aynanın karşına geçmiş, sorunun sarı saçlarının olmaması mı olduğunu düşünürken eline aldığı makasla ikinci defa düşünmeye gerek duymadı.

—-

durumlar kotuye gidiyor.. uzun suredir bolum atmadigim icin diger bolumu yarin ya da sonraki gun atarim diye umuyorum🫶🏻🫶🏻🫶🏻

yildiza basip yorum yapmayi unutmayin💓

gorusurzz

toxic, jeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin