Japon efsanelerine göre birbirinin ruh ikizi olan iki insanın arasında kırmızı iplikle birbirlerine bağlıdırlar.
Bu ip gözde görülür olmaz.
İpin bir ucu dünyanın diğer ucunda diğer ucu da sonunda olsa bile gel zaman git zaman birbirlerine adanmış ruhlar birbirlerine kavuşurlar.Tanrı ,birbirleriyle evlenecek kişileri doğarken serçe parmaklarından kırmızı iple birbirlerine bağlar. Ruhlarının aşka olan inançları ölene kadar ipin ucunda ki aşkını bulmak için çabalar. Zaman ne olursa olsun hangi koşul olursa olsun o ip kopmaz ve birbirlerine adanmış ruhlar kavuşur.
Saatler 2005 yılının son saatleriydi. Hamile kadın acı içinde bağırmaya başladığında şirkette olan kocasını aradı.Bir eli karnında diğer eli titrerken kocasını aramakla meşguldü. Kadın yatağından kalkmaya çalışırken ayağına ve parkelere düşen kanları gördü. Dudaklarını parçalayan dişleri titreyerek bağırmaya başlayın. "DOĞURUYORUM".
Evde ki hizmetçi kadınlar apar topar bağıraşarak hemen geldiler. Aralarında komşu kızı Kübra da vardı . Daha henüz ilkokula gidiyordu. Doğum nedir bilmiyordu fakat yerde kanlar eşiğinde ağlayan komşusunu görünce evin içinde ki telefonu alarak tuşlara basarak 112yi çevirdi. Küçük kızı telefonla uğraşırken gören bir kadın elinden alarak adresi söyledi. Ambulans gelene kadının doğuracağını anlayan kadınlar el birliğiyle odaya sıcak su ,leğen ve bir bez getirdiler. Hamile kadın yerde bacaklarını ayırmış eli karnında feryat Figen ağlıyordu. "Kızım!" Bağrışmalardan korkan küçük Kübra elleriyle kulaklarını kapatıp dizlerinin üzerine çömelip gözlerini kapattı.
Kendini hayal etti. Tek elini karnına koyup kadının acısını hissetmeye çalıştı.
Canı çok yanmıştı, gözlerini açtı ve doğurmaya çalışan kadının elini tuttu.
Kadın kıza bakarak zor da olsa içten gülümsedi. "Kübra kızımın adını sen koy" ve ardından bir çığlık daha koptu. Kadınlardan ikisi karnına baskı yapıyordu. Birisi dişlerinin arasına pes parçası koydu. "Başı çıktı. Ha kızım ıkın"
Genç kadın daha fazla ıkındı. Kadınlar arasında sevinç göz yaşları içinde sevinç tufanı koptu. Bir kaç dakika sonra kadınlar arasında en yaşlı olan kadın bebeği havaya kaldırdı. "Portakal gibi bir kızın oldu Meyra" Kübra bebeğe baktı,küçücük ağzı koskocaman açılmıştı. "Tupturuncuu bebekk"
Kadın bebeği annesinin göğsüne koyduğunda kadın derin bir nefes aldı ve bebeğini öptü." Kızım"
Sevinç göz yaşları içindeyken kapı açıldı ve bebeğin babası içeriye girdi. Elinde ki iş çantasını ulu ortaya attı. Karısının yanına diz çöktü kızından önce karısının alnından öptü sonra kızını kucağına aldı. Gözlerinden iki damla yanağından süzüldü. "Ben baba oldum"
Kadını doğurtan yaşlı kadın adamın sırtını sıvazladı. "Artık ne olursa olsun bu uşak için birbirinizden ayrılmayacaksunuz,ayrılırsanız aha bu yavrucak ölür gider he benden demesi" yerde yatan kadın gözlerini yaşlı kadına sertçe baktı. Adam "Niye ayrılalım hanım teyzem. Biz mutlu bir aileydik şimdi eksik parçamız tamamlandı artık daha da mutlu olduk" yaşlı kadın Meyraya bakarak adamın görmeyeceği şekilde önce elini kalbine koydu sonra iki gözüne sürüp dudağına susuyorum işareti yaptı. Ve odadan çıktı. Meyra göğsünü açtı ve bebeğini emzirmeye başladı. Kocası karısının elini öptükten sonra "Ben arkadaşlara komşulara haberi salayım"diyerek odadan çıktı. Etraf sessizleşince ilk konuşmaya Kübra atıldı.
"Adını buldum bebeğin. Umay olsun"
Meyra başıyla onayladı ve Kübra'nın alnından öptü. "Git ve anneni çağır." Kübra ayaklanmış çıkacakken Meyra'nın telefonunun bildirim sesi odada yankılandı. Kübra telefonu alıp Meyraya verdikten sonra annesini çağırmak için odadan çıktı. Meyra elleri titrerken gelen mesaja baktı. "Duydum ki kızımız doğmuş, benim yerime öp. Az kaldı kızımla seni alacağım" Ekran başında hüzün ve sevinçle karışık bir gülümseme belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum •Aşk•
ChickLitJapon efsanelerine göre birbirinin ruh ikizi olan iki insanın arasında kırmızı iplikle birbirlerine bağlıdırlar. Bu ip gözde görülür olmaz. İpin bir ucu dünyanın diğer ucunda diğer ucu da sonunda olsa bile gel zaman git zaman birbirlerine adanmış r...