9.Bölüm

227 30 63
                                    

Selamlar
Neredeyse uzun bir zaman bölüm yazmadım ve bu kitapta aktiflik baya düştü hem de kitabı kısa kesip bitirmek istiyorum.
Okunma sayısı az çok artıyor bu güzel bir şey fakat okuyanlar bir oy bile vermiyor.
Bu durum beni cidden üzüyor.
Ve izninizle bölüme başlıyorum.
İyi okumalar,oy vermesenizde olur :) ♡

"Umay" Karşımda Barlas ve yanımda Yusuf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Umay" Karşımda Barlas ve yanımda Yusuf.
Barlas'ın burnu yüzüme temas edecek kadar yakınımda olması ve tam da yanımızda ki Yusuf.

Kafesin içinde kalmıştım. İki erkeğin ortasında ölüme atılmış bir parçaydım.
Nefes nefese kaldığımda iki elimi Barlas'ın göğsüne koyup ittirdim . Barlas bana hırçınca baktığında Yusuf Barlas'ı üzerimden aldı. Yusuf tek elini Barlas'ın ceketini tutarak sağa doğru ittirdiğinde bende Yusuf yanına kaçtım.

"Sen ne işin var burda!" Yusuf iki eliyle Barlas'ın yakasından çekip bağırıyordu.

"Asıl seninle Umay ne alaka" Barlas Yusufu yere attığında yüzüne yumruk attı.

"Umay arabaya bin" Yusuf dövülürken bir yandan bana bana arabaya bin diyerek bağırıyordu.

Barlas Yusufa bir yumruk daha atacakken kolunu kavradım. "Lütfen yapma" Barlas yumruğunu indirip bana bakarak Yusufun üzerinden kalktı.
Yusuf da ayağa kalktığında yüzünden kanlar akıyordu.

"Yusuf yüzün kanıyor" elimle yusufun çenesini kavradığımda gözlerim dolmaya başladı. Ne olduğunu bilmediğim kavganın ortasında kalmıştım.

Barlas Yusufun çenesinde ki elimi sıkıca kavrayıp kendine doğru geriye çekti.
Elimi sıktığında acıyla inledim.

"Barlas eğer Umaya daha fazla dokunursan seni-" Yusuf daha sözünü bitirmeden Barlas beni kendine doğru çekti. Birbirimize temas ediyorduk.

"Nolcak lan nolcak napabilecsin." Barlas gülüyor güldüğünde daha da çok bileğimi sıkıyordu ." Umay benim kucağımda beni dudaklarımdan öperken napabilmiştin"

Barlas'ın söyledikleriyle buz kesilmiştim.
Yusuf da aynı şekilde öylece donakalmıştı. İkimizde birbirimize bakıyor fakat cevap veremiyorduk.

"Noldu dilini mi yuttun ?" Barlas bileğimi daha da kötü kavradığında acıyla inledim . Elimi bırakıp beni kendisinin arkasına ittirdi.

"Umay olmasa senin işini burda bitirirdim biliyorsun değil mi ?" Yusuf konuşurken Barlas inadına kahkaha atıyordu.

"Evet en son benim işimi o gün bitirirdin" Ne günü? İkisine de baktığımda hiç biri beni takmadı.

"Ne diyorsunuz ne günü ne iş butirmesi!" Ɓağırdığım da ikisi de bana baktı. " Bakmakla olmuyor söylesenize!"

Barlas eliyle ağzımı kapatıp "Sence de her şeyi öğrenmen için geç olmadı mı "

Yusuf tam karşımda bana doğru silah doğrulttuğunda daha çok ağladım.
Benim ne suçum vardı şimdi bana silah tutuyordu üstelik Barlasa doğrultması gerekirken.

"Sakın bunu düşünme bile" Yusuf bana doğru silahı doğrultup üzerimize doğru yürümeye başladı. Korkudan kalbim çıkacaktı.

"Düşünürsem nolur Barlas efendi" Barlas beni arkasına alıp tek elini bedenime sarıp diğer elini yusufa doğru silah gibi  doğrultmuştu.

"Yusuf napıyorsun aklını mı kaçırdın!" Ağlamaktan gücüm tükenmiş sesim kısılmıştı.

"Sen benim ciğerimi söktün aldın BARLAS! bende senin ciğerini söküp alacağım!" Silahın o tiz sesini duyduğumda korkuyla kulaklarımı kapadım. Kulağımda yankılanan sesle gözlerimi kapattım.

"Açıyor gözünü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Açıyor gözünü. Kapatıyorum sen evi hazırla"

Zar zor gözümü açtığımda karşımda ki Barlastı.

"Yaşıyorum" yaşamaktan nefret eden kız yaşadığını anladığında ne kadar mutlu olmuştu. Gülümseyerek ölmediğimi kendime hatırlattım.

"Evet yaşıyorsun küçük hanım fakat Yusuf denen o şerefsiz yaşıyor mudur bilinmez" Arabanın ön koltuğundaydım ve sürücü koltuğunda da Barlas.

"Ne diyorsun sen Barlas?"

"Ölmüştür belki diyorum" Aniden ağladığımda kendimi tutamayıp Barlas'ın boğazına sarıldım. Niyetim onu öldürmek değildi ama bir an kendimi tutamamıştım. Onun kucağında dizlerim dizlerinde ellerin onun boynunda boğuyor gibiydi.

"Küçük hanım seni öldürmek isteyen bir adamdan koruyan bir adamı mı öldürmek istiyorsun" bana bakarak sırıtıyor gözlerine  ayın ışığı çarpıyordu.
"Olur öldürebilirsin bu zavallı adamı.
Çünkü bu adam ölümü pahasına her zaman seni korumaya ömrünü adadı"

"Ne diyorsunuz siz ben hiç bir şey anlamıyorum" hala ağlıyor kendimi durduramıyordum. Barlas beni kucağına oturmamı sağladığında itiraz etmeden ona uydum. Geniş omuzlarına kollarımı sarıp başımı boynuna gömüp ağlamama devam ettim. Onun bedeni bana huzur veriyordu. Güven veriyordu.

"Ağla küçük kızım ağla...Seni ağlatanların da anasını ben ağlatacağım" kokusunu buram buram içime çektim. Sarılmamı bırakmadan ona doğru baktım." Sen kimi öldürdün"
Hiç düşünmeden konuştu " Kübra ve bebeğini"

Masum  •Aşk• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin