13.Bölüm(Final)

502 20 0
                                    

"Bekle ben bakacam" dedi çıplak göğsünden öperek kapıyı açtığında Selin bişey demeden bodozlama içeri daldı.

"Ne yapıyorsun Selin çıksana"
Selin öfkeyle adama doğru yürüdü.

"Şu haline bak yiyiştin mi yoksa o kızla"
Faruk sabır çekerken Selin teker teker tüm odalara girdi. Girdiği son odada Belgin kıyafetlerini giymiş. Koltukta oturuyordu kızı görünce ayaklandı.

"Ne oluyor yine Selin ya" dedi sinirle.
Kadın iki adımda Belgin'in yanına geldi.

"Birgün git Serkan'la yiyiş, bir gün Faruk'la ne ala ne memleket"

"Saçmalama Selin yok öyle bişey"

"Var, hatırlamıyor musun senin evden çıktığım günü işte o gece bunlar işi pişirmişler."

Faruk, donuo kalmış sadece yutkunabilmişti. Bu ihtimali biliyordu ama birden söylenmesi kaskatı kesilmesine sebep olmuştu. Belgin sert bişekilde kızı saçına yapıştı.

"İffiracı pislik siktir git şurdan. Seni bir daha burada görürsem ya da sevgilimin etrafında seni çigçiğ yerim tamam mı"

Kızı kolundan tuttuğu gibi kapı dışarı ederken Faruk ise müdahale edemeyecek kadar sarsılmıştı.

"Aşkım ben sonradan hatırladım o geceyi öyle birşey olmadı yemin ederim"

Adamın hafifften kızarmış ve titreyen yüzü iyi durumda olmadığını belli ediyordu. Kadın birkaç adımda Faruk'a yaklaştı. Şuan şokta olduğunu biliyordu.
Onu sakinleştirmeliydi.
Elini adamın yüzüne koyup okşadı. Gülümsedi uzunca ardından hafif topuğunun üstüne çıkıp, dudaklarını öpmeye başladı.

Faruk, şuan aklında binbir soruyla cebelleşiyordu. Belgin onu öptüğünde "sadece ona güvenmeliyim." dedi kendi kendine bir süre karşılık vermedi öpüşüne, küçük bir oyun fena olmazdı.
Hem böylelikle teklifini daha rahat yapardı. Kadın inledikçe adam deliriyordu ama sabretmek zorundaydı.
Az sonra kadını kendinden uzaklaştırıp bişey demeden evden çıktı.
Belgin şok olurken kolundan tuttu.

"Nereye sevgilim" dedi yumuşak çıkmaya çalışan sesiyle.

"Bilmiyorum" dedi sadece adam ardından dışarı çıktı. Geriye sadece oyunun ikinci aşaması kalmıştı. Beril'i aradı.

"Hani demiştim ya sana teklif edecem diye hı aynen, şimdi oyunu başlattım. Sevgiline de yada başka birine pakedi getirsinler. Anahtarı da getirsinler."

Cevap olumlu olunca aşağıya inip beklemeye başladı. Belgin ise pencereden bir süre gözetledi. Gelen giden olmayınca içeri girdi tekrar ağlamaktan çan kanağı olmuş gözleriyle.
Elini yüzünü yıkasa iyi olacaktı. Yüzü fazla kızarmıştı.

Setten sonra

(Sette ikili birbirlerine hiç bakmamış Faruk erkenden sahnesini çekip çıktı. Belgin'de morali bozuk olduğu için kimseyle konuşmamış eve dönmüş.)

Faruk'un istediği malzemeler gelince binaya çıktı. Pakedi bıraktı üstüne bir not iliştirdi.

"Aşağı in konuşacaz.

~Faruk~"

Zil çalınca Belgin, Faruk gelmiştir diye düşünüp kapıya yöneldi heyecanla aynadan kendine baktı. Yüzü kızarmıştı ama şuan umru değildi. Kapıyı açtığında notu ve paketi aldı hemen.

Birde ayağına çağırıyor ukala"
dedi sinirle ardından pakedi merak etsede sonra bakarım dedi kendi kendine.
Aşağı indiğinde yerde serili papatyaları gördü. Az daha ilerlediğinde kapıyı açtı üstüne yağan kağıtların sahibini merak edip kafasını kaldırdı. Ancak bişey göremediginde önüne döndü. Onun önünde diz çökmüş bir Faruk beklediği son şeydi. Adam elindeki kutuyu açtı.

"Belgin, sen benim ilkimsin ben nasıl sevgimi göstermem gerektiğini dahi bilmiyorum. Tek istediğim şey sonsuza dek yanımda olman"

Cebindeki anahtarı çıkarıp salladı.

"Belgin, sevgilim meleğim seni hep seveceğime söz veriyorum. Benimle bu evde yaşlanırmısın"

Kadına baktı. Sanki donmuş gibiydi. Adam başarısız olduğunu sanıp ayaklandığında yüzüne yediği tokatla afalladı.

"Birden gidiyorsun öldürmekten beter ediyorsun. Seni kaybettim sandım salaksın salak"

Ağladığında adam yüzüğü çıkarıp parmağına yerleştirdi. Anahtarı tekrar yerine koydu.

"Ama sen o salağı seviyorsun değil mi"

Kadın bişey demezken adam kollarını kavuşturmuş kıza yaklaştı. Ardından dudağına yapıştı. Kadın başta karşılık vermezken adamın dudağını ısırmasıyla karşılık vermeye başladı.

Nefes nefese ayrıldıklarında.

"Evet iste ben bu salağı seviyorum, beni sevisini, öpüşünü, dokunuşlarını, yüzünü, merhametini, herşeyini seviyorum. Ben bu salakla evlenmek istiyorum."

Bu sefer dudaklarını birleştiren o oldu.
Faruk'un kızı kucaklamasıyla binaya sokması bir oldu. Soğuk duvara yasladı kızı ardından kıayfetinin içinden elini soktu. Dudaklarını ayırmasken eli sütyen kopçasina gitti. Bu sefer tek hamlede sökünce gülümsedi kadın. Ardından merdivenlerden çıktılar eve vardıklarında Belgin cevindeki anahtarla
Kapıyı açmaya çalışıyordu. Dudakları ayrı kalmak istemesede mevburen yüzünü çevirdi. Ama adam rahat durmuyor bu sefer boynunu emiyor. Kıayfetinin altından göğüslerini sıkıyordu.
"Faruk bir rahat dur açıcam kapıyı odaklanamıyorum"

"Sikicem kapısını ver bana şu anahtarı"

Faruk tek hamlede kapıyı açınca gülümsedi. Kadın adama baktığında gözlerinin koyulaşmasından keyif alarak tekrar dudaklarına yapıştı. Adam ayağıyla kapıyı kapatip anahtari vestiyere attı. Hızla yatak odasına ilerledi.

"Boynum moraracak set var yarın"
Dedi inlerken adam inadına boynunu emince kız da onun boynuna yöneldi. İrice ısırıklar alırken adamın hırlaması onu daha da azdırıyordu.

.... ......

Finitooo gençlerrr...

Gönül Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin