Teyzem yurt dışında kalıyordu.... Burdan Paris'e indim. Fransızcam vardı ve iyi konuşabiliyordum.Zaten ilk gelişim değildi alışgındım ama çok değişmişti şimdi. Kulağıma kulaklığımı takıp yürümeye başladım. Teyzemin evi uzaktı ama buranın keyfini çıkarmak da istiyordum. Yere baka baka yürüyordum kulağıma müzik eşliğinde.Aklıma Mert geldi. Beni eskisi kadar sevemediğini ve ayrılmak istediğini söyledi ve ayrıldık. Biraz tuhaf geçiyordu günlerim. Rahatlamak için fırsat bulmuştum az da olsa. Daha yolun yarısına bile gelmemiştim ama bu yürüyüş bana çok iyi gelmişti. Biraz kafamı kaldırıp etrafa bakmak istiyordum. Kafamı kaldırdım ve karşımda gördüğüm karartı sayesinde istemeyerek durdum. Kafamı biraz daha kaldırdım ve karşımda badem gözlü, yeterince uzun boylu;bol ama cool görünümüyle kendine hava katan birisi vardı.
-Regarde devant toi petite fille.
(Önüne bak küçük kız)
-Je suis vraiment désolé monsieur.
(Gerçekten üzgünüm efendim)
Yanımdan geçerken parfümünün kokusunu aldım.
-Çok güzel...
Dedim.
Arkasını döndü ve
-Türk olduğunu bilmiyordum.
Diye seslendi.
Kafamı eğdim onu göremiyordum ama şimdi hiç göremezdim. Yerdeki parıltı dikkatimi çekti elime aldım.Fenerbahçe logosunun üstüne "MÇ" yazam bir anahtarlık. Kafamı kaldırıp arkamı döndüm. Çokta uzaklaşmamıştı.-Şey.. Efendim!
Diye bağırdım.
Arkasını döndü.
Yanına yürüdüm
-Bu sizin olmalı, böylesine asil bir adama böylesine asil bir takım yakışırdı.
-Ah, evet benim teşekkür ederim. Söyleyin bana küçük hanfendi sizin gibi birine nasıl bir takım yakışırdı?
-Dış görünüşümle fazla uyuşmam fakat içimdeki coşkuyu sorsanız Fenerbahçe derdim.
-İki Türk, aynı ilgi alanı.. Tesadüf mü?
-Sen bilerek yapmadıysan evet tesadüfdür.
-Peki bu tesadüf numaranı almama engel mi küçük hanım?
-O tesadüf engel değil belki ama ben engelim numaramı almana.
-Sinirli, asabi ve biraz öfkeli..
Telefonum çaldı..
-Çok üzgünüm gitmeliyim.
Annem arıyordu hemen açtım
Konuşmamız;
-Alo,anne?
-Kızım napıyorsun iyimisin?
-Ben iyiyim anne de seni sormalı iyimisin dünden sonra?
-Dün ne olduki kızım ben gayet iyiyim.
-Nasıl ne oldu? Din beni arayan teyzemin öldüğünü söyleyen sen değilmiydin!?
-Kızım sen iyi misin başına güneş falan mı geçti dün ben seni hiç aramadım ki?
-Nasıl ya.. Neyse annecim ben kapatıyorum.Kendine iyi bak..
-Sende kızım sende.. Görüşürüz.O gün beni arayan annem değil mi yani ama sesi çok benziyordu.. O zaman beni arayan Paris'e getirten kim? Mert'ten bir mesaj geldi."Telefon şakası yapalım dedik nasıl, beğendin mi?" Pislik, o mu yaptı bunu bu resmen duygularımla oynamak!