Bir yandan yemek yiyor diğer yandan netlerimi hesaplıyordum.
Gerçi yeni gelen ikiliyi düşünmekten başka bişi yapamıyordum.
Eğer onlar da Manesa ve Yavuz gibiyse gerçekten bu dönem çekeceğimiz vardı...
Şimdi de aklıma Manesa ve Yavuz geldi.Ne yaşamışlardı da bizlere zorbalık yapıyorlardı?
Bunu onları tanımadan öğrenemeyeceğime emindim.
Aklımdaki sorulardan kurtulmak için yatağımın üstünde duran kulaklığıma yöneldim oturduğum yerden.Kulaklığı zor da olsa almayı başarmış, çalma listemden rastgele bir şarkı açmıştım.
Bir yandan yemek yiyor diğer yanda müzik dinliyordum.
Aniden telefonum çalınca ödüm koptu.Arayan Nur'du.
Daha demin Yare, şimdi ise Nur.
Birazdan Hilal aramazsa bende Damla değilim."Efendim Nur?"
"Canım sıkılıyor,"
"Peki beni niye aradın?" çok saçma bir soruydu fakat konu açmaya uğraşıyordum.
"Sıkıldığım için tabii ki. Bu nasıl bir soru?"
"Yarın geliyor musun?"
"Evet, sen?"
"Bende geliyorum."
"İyi, neyse şey diyecektim..."
"Ne diyecektin?"
"Haftaya pazartesi günü piknik olacakmış. Hilal'e sordum katılacakmış. Sende katılacak mısın?"
"Neden olmasın?"
"Yani sende katılıyorsun?"
"Evet."
"Harika," dedi harfleri uzatarak. Hemen sonra devam etti.
"Pazartesi mükemmel olacak. Sen ne getireceksin?"
"Kendime ve Hilal'e kek yaparım."
"Ben Yare ile kendime çiğköfte getircem."
"Tamam o zaman, bence mükemmel olacak."
"Bence de, neyse ben şimdi ablam ile takılcam. Sonra görüşürüz."
"Görüşürüz." dedim ve kapattım.
Hızlıca kalan işlerimi bitirip uyumaya gittim.Yatakta bir sağa bir sola dönsemde uyku tutmadı. Karanlığa alışan gözlerim ile pencereden tarafa bakıyordum.
Bakıyor ve pazartesinin hayallerini kuruyordum.✓✓✓
Ne zaman uyuduğumu anlayamamış, kendi kendime uyanmıştım.
Saate baktığımda sabahın beşiydi.
Bizimkiler evden yarım saat sonra çıkacaktı.Bende onlar gidene kadar telefonumla ilgilenmeye karar verdim.
Komodinin üzerinde duran telefonumu alıp tekrar yatar pozisyona geçtim.Uyandığımı anlamasınlar diye ses yapmamaya özen gösteriyordum.
Uzunca bir süre telefonda takıldıktan sonra kapının sesini duyunca bizimkilerin gittiğini anladım.
Babam şef, annem ise aşçıydı. Aynı kafede çalışıyorlardı.Yemek yeteneğimi onlardan almış olmalıydım ki bu sakarlığıma rağmen gayet güzel yemek yapıyordum.
Bizimkiler çıktıktan sonra hızlıca duşa girdim. Sabahları ılık duş gibisi yoktu.
Hızlıca duştan çıkıp odama yöneldim.
Üstüme rastgele bir şeyler giydikten sonra havlumu başıma dolayıp mutfağa doğru ilerledim.Fazlasıyla zamanım olduğu için güzel bir kahvaltı yapma şansım vardı.
Normalde bir tost yapar, beslenmemi hazırlayıp çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bende Sizden Biriyim (Kronik 1)
Short StoryKronik rahatsızlıkların zor olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zor olan onunla yaşamak değil, onu kabullenmekti. Kronik rahatsızlık neydi? Dışlanılacak bir durum mu? Zorbalanmak için bir yol mu? Dışlanmak için bir bahane mi? Ötekileştirilmek i...