0.2

156 26 31
                                    

Siktir...

Bu tarafa baktığında yüzünde bir şaşkınlık ifadesi oluştu ama bu ifade yerini hemen bir sırıtışa bıraktı. Felix diğer müşteriyle ilgileniyordu o ise yanıma adımladı.

Kasanın önünde durduğunda kollarını önündeki yere koyarak bana baktı. "Naber sincap yine karşılaştık." Anandır sincap..

"Anandır sincap." Bir anda kahkaha atmasıyla kaşlarımı çattım. Neye gülüyorsun düdük.

"Ayıp ediyorsun ama sincap beyciğim." Şaka yapıyorsun... Ben onu dışımdan mı söyledim!! Rezilsin Han Jisung...

"Yarın haberleşiriz." Ceketini sikeyim piç.

"Hmhm.." Başımı onayla salladığımda bana göz kırpıp arkadaşının yanına ilerledi. İlk başta sevgili olduklarını düşünmüştüm aslında ama çocuğun Felix'in ağzının içine düştüğünü gördüğümde bu düşüncemden vazgeçtim.

Telefonuma gelen bildirimle cebimdeki telefonu elime aldım ve en görmek istemediğim mesajla karşılaştım.

Yuna

Yuna
Jisung..
Lütfen beni affet beni çok yanlış anladın ben asla seni aldatmam. O kızı tanımıyorum bile gerçekten. Lütfen eskisi gibi olalım. Seni çok özledim. Bugün istesende istemesende evine gelip seni göreceğim Jisung! Gerçekten inan bana.
✓✓ Görüldü

Yuna
Jisung lütfen bir şey söyle. İstersen tersle, küfür et, dalga geç, aşağıla ama sessiz kalma lütfen.
✓✓ Görüldü

Yuna
Jisung tanrı aşkına neden bana inanmıyorsun! Bana bu kadar mı güvenmiyorsun? Aramızdaki güven bu kadar mıydı?
✓✓Görüldü

Yuna
Jisung lütfen cevap ver lütfen...
✓✓ Görüldü

Yuna
Hay sikeyim|
Yazsana piç kurusu|
*Çevrimdışı

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Hâlâ beni kandırmaya çalışıyordu. Sanki ona inanacakmışım gibi mesaj atmaya devam ediyordu. Cidden beni bu kadar saf mı sanıyor bu kız?

İnsanların önünde ağlamamak için bir hışımla kalkıp tuvalete gittim. Kendimi yere attım ve ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Yuna'dan ayrıldığım için değil kaybettiğim 3 yılım için ağladım.

----

Neredeyse 1 saat geçmişti. Bu 1 saatte Felix yanıma gelmişti fakat beni yalnız bırakmasını istediğimde hiç sorgulamadan gitti. Felix gibi bir kaç çalışan arkadaşımda yanıma gelip iyi olup olmadığımı sorduğunda onlarıda kovdum.

Artık ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Gözlerimin yandığını hissediyordum. Ayağa kalktım ve yüzümü yıkadım. Çıkış saatine yarım saat kalmıştı. Yavaşça Felix'in yanına adımladım. Felix kasada oturuyordu. Yanına geldiğimde gözleri kızarmış gözlerimle buluştu. Ama neden olduğunu azda olsa anlamış olacak ki sorgulamadı ama akşam beni anlatmam için sıkıştıracağına emindim. Ağlamaktan kısılmış sesimle sordum. "Kanka bugün senin evinde kalabilir miyim?"

Normalde asla birinde kalmayı sevmem fakat o kızı görmek istemediğim için Felix'in evinde kalmaya karar vermiştim. Aslında Felix'in izin vereceğini biliyordum. Sorum sadece emin olmak için sorulmuş bir soruydu.

Felix bana hafif tebessüm etti. Cebinden evinin yedek anahtarını çıkarıp bana verdi. "Akşam görüşürüz Jis..." Bende hafifçe gülümsedim ve cevap verdim. "Akşam görüşürüz Lix..."

Mağazadan çıktığımda yavaşça durağa adımlamaya başladım. Bir yandan da birbirine dolanmış kulaklığımı ayırmaya çalışıyordum. Durakta biraz daha bununla uğraştım sonunda başardığımda zaferle gülümsedim. Kulağıma kulaklığı taktıktan sonra telefonumdan rastgele bir şarkı açıp dinlemeye başladım.

Otobüsün gelmesini bekliyordum fakat neredeyse yarım saattir bir tane bile geçmemişti. Bahtsızsın Jisung... Sinirle bir nefes verdiğimde o sesi duydum.

"Niye sinirlisin sevgilim?"

Sağıma döndüğümde görmek istemediğim bir manzarayla karşılaştım. Tam o anda kurtarıcım olan otobüs geldi ve koşarak otobüse bindim. Fakat onunda benim bindiğim otobüse binmesini beklemiyordum.

Tüm tekli koltuklar dolu olduğu için mecburen arka kısımlardaki ikili koltuğa oturmak zorunda kaldım. O ise hemen yanıma geçti.

"Ne istiyorsun Woojin?"

"Bunun cevabını gayet iyi biliyorsun Han Jisung." Evet biliyorum. Takıntılı bir sapık olduğun için liseden beri beni takip edip Yuna'dan ayrılmam için her şeyi yaptığını biliyorum. Veya Yuna'ya benden ayrılması için para verdiğini biliyorum. Lisede benden hoşlanan çocuğu dövüp ona 'Han Jisung sadece benim.' dediğini biliyorum. Ya da beni zorla öpmeye çalıştığını da biliyorum Kim Woojin.

"Woojin gerçekten seni istemiyorum rahat bırak artık beni."

"Sana sahip olana kadar seni bırakmam Jisung."

Kolumu sıkıca tutmasıyla bakışlarımı ona çevirdim.
"Han Jisung benimle geleceksin."
Başka isteğin paşam çay kahve?

"Gelmeyeceğim Woojin."

Kolumu sıkmasıyla kolumu ondan kurtarmaya çalıştım fakat başaramadım.

"Rahat bırak beni."

"Ama Jisung insan sevgilisini bırakır mı?" Alayla söylediği cümleler sinirimi bozuyordu. Hatta Kim Woojin her şeyiyle sinirimi bozuyordu.

"Biz sevgili değiliz hastalıklı piç!" Söylediklerimle kolumu çok sıkı bir şekilde tutmaya başlamasıyla ağzımdan ufak bir inilti kaçtı.

"Bu inlemelerini altımda görmek istiyorum Han Jisung."

Elini bir anlığına gevşetmesiyle hemen kolumu kurtardım ve hızlıca düğmeye bastım. Zaten tam durağın önünden geçiyor olmamızla şans bana ilk defa güldü. Ne olduğunu daha kavrayamayan Woojin'i otobüste bıraktıktan sonra etrafıma baktım. Hiç bilmediğim bir yerdeydim ve telefonumun ise şarjı bitmişti.

.
.
.

Selammmmm

Pic karakter eklemeden yapamiyormusum 😘

Bolumu yazmak icin eziyet cektim ya amk Wattpadi kaydedemedi bi boklar yapti kendi kendine sinirimi bozdu

Drunk | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin